Bir süredir gündemimizde olan kar, dün itibariyle etkisini azaltmaya başladı. 11 Ocak 2016 Çarşamba akşamüstü hızını arttıran kar yağışı geceye doğru yerini yağmura bıraktı. Yağan yağmur, başta ağaçlar olmak üzere tüm Keşan’ın üstüne buz kaplanmasına neden oldu. Ama dün güneşin kendisini göstermesi ve havanın ısınmasıyla beraber buzlar çözülmeye başladı.
Her kar yağışından sonra buzların erimesi bana her seferinde Cevat Fehmi Başkut’un o müthiş tiyatro eseri “Buzlar çözülmeden”i hatırlatır.
 
1960’lı yıllarda Keşan’da da oynanır bu oyun. O yıllarda ortaokul öğrencisi iken seyrettikleri bu tiyatro oyununun müthiş başarılı bir şekilde sergilendiğini hatırlayan babam, Borsa Sinemasında sergilenen oyunda o zamanki tiyatro topluluğunda Tevfik KavaklıKamil Filiz ile deli kaymakam olarak da rahmetli Hüseyin Ataklı’nın rol aldığını anlatmıştı.
 
Yaşım itibariyle 1980’li yıllarda ortaokulda TRT’de seyrettiğim rahmetli Kemal Sunal’ın rol aldığı “Deli deli küpeli” filmini -bu eserin sinemaya uyarlanmış adıdır- yine böyle karlı bir günde ben de seyretme imkanı bulmuştum.
O çocuk halimle bile bu film bana sadece bir komedi filmi olarak gelmemişti.
Bu tiyatro oyunundan uyarlanmış filmde 1960 ihtilalından sonra kardan yolları kapanmış bir kasabada Kaymakamın yolunu dört gözle bekleyen kasabalılara kendini kaymakam olarak tanıtan akıl hastanesinden kaçmış bir adam ve arkadaşlarının yollar açılmadan evvel kasabadaki tüm yolsuzlukları, düzensizlikleri ve ahlaksızlıkları düzletme çabası anlatılıyordu.


Akıl hastanesinden kaçan bir grup delinin kasabanın sorunlarını buzlar çözülmeden çözmesi de aklımızda kalanlardan. Buzlar erimeye başlayıp kasabanın yollarının açılmasından, işin gerçek yüzünün ortaya çıkmasından sonra kasabalının bu deli kaymakam ve arkadaşlarına hüzünlü vedaları da akılda kalanlardan.
 
İşte böyle buzlar çözüldüğünde her seferinde Cevat Fehmi Başkut’un o müthiş traji komik tiyatro eseri “Buzlar çözülmeden”deki o deli kaymakam ve arkadaşları aklıma gelir akıllıları akıllılardan daha vicdanlı yönetimleri bir de…