SUYA YAZI YAZMAK

Üsmen Agam, bi kaç gündür benim atun a bire dünya emekçi kadınlar günü yaklaşır diyerekten manyel verir. Belli ki mühim bi gün, nerden örendiyse aspam, eralde benden bi beklentisi var bu günle ilgili. Atçe’ye ediye alsam beenmez. Dışarıya yimee götürsem er şey ateş paası beyaa. Ocaama incir aacı dikecek illa ki. Valla atunun gönlünü yapamazsam şipşak küser yan odada bi ay karantinaya alır beni. Em ben bu günle ilgili iç bi şey bilmem. Nedir bu ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ beyaa?

Bak şincik İbraam, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ööle yemeynen içmeynen, ediye almaklan geçiştirilecek bi gün deil be kızanım. Kadın akları için ciddi mücadeleye başlamanın azin bi öyküsüdür bu gün. Kutlamadan ziyade anma günüdür aslında.

Desene ediye almaktan da, yemek ısmarlamaktan da yırttık be agam. Annat ne olduunu da ben de Atçe’ye mazeret olaraktan süüleyeyim.

Sen gene çiçeeni alıp Atce’yle aranı ii tut be kızanım. Bu günün nasıl ortaya çıktıını sana annatayım ki kadınlara saygın da sevgin de artsın.

8 Mart 1857 dünya kadınlarının mücadele tarihinde ünemli bi mihenk taşıdır. O tarihte Amarika’da New York şeerinde çounluu kadın olan 40.000 dokuma işçisi ücretlerinin artırılması ve 16 saat olan günnük çalışma süresinin 10 saate düşürülmesi amacıynan greve giderler. Bu eylem patronları çok tırsıtır beyaa. Devletin de patronlara arka çıkmasıynan pulisler eylemlere şiddetle müdaale ederler. İşçiler pulis şiddetinden fıymak için fabrikalara sıınırlar. Polisler işçileri fabrikalara kitlerler ve kapıların önüne barikatlar kurarlar. Bu esnada fabrikalardan birinde yangın çıkar. Pulisler yanan fabrikadaki işçilerin çıkışına izin vermezler. Barikatlardan ötürü kapıları açamayan ve yangında maasur kalan 129 kadın işçi yanarak can verir. Bu adise Amarikan hükümetince duyurulmamasına raamen ertesi gün cenaze törenine 100.000 kişi katılır. Yıllar geçse de bu katliam unutulmaz. 1910 yılında Kopenhag'da 2. Enternasyonel’e baalı 'Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı' esnasında Alman Sosyal Demokrat Kadın liderlerden Clara Zetkin'in (o yangında ölen kadın işçiler anısına) 8 Mart'ın ‘Dünya Kadınlar Günü olarak belirlenmesi ünerisi kabul edilir. Er yıl kutlanmaa başlayan Dünya Kadınlar Günü ilk yıllarda farklı tarihlerde kutlanır.1921 yılında Moskova'da yapılan 3. Uluslararası Kadınlar Konferansında günün adı 'Dünya Emekçi Kadınlar Günü' olaraktan deiştirilir ve tarihi 8 Mart olarak kesinleştirilir. Birinci ve ikinci dünya savaşı yıllarında bazı ülkelerde yasaklanan 8 Mart, 1960’lı yılların sonunda Amarika’da da Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlamalarının başlaması ile genel kabul görmee başlar.16 Aralık 1977 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 8 Mart'ı ‘Dünya Kadınlar Günü’ olaraktan kabul eder ancak bu günü Amarika'da yanarak ölen kadın işçilerle ilişkilendirmez. İsim tartışmaları devam etse bilem BM kararı ile 8 Mart dünya çapında yaygınlaşmış olur.

Kitap gibin konuşursun be Üsmen agam. Ölen kadınların mekanı cennet olsun da bizimnen ne alakası var? Münferit bi ulay diil mi bu?  İç bi b.k annamadım.

Olmaz olur mu be kızanım. Bizde de kadınlar aklarını almak için uzun yıllardır mücadele vermişlerdir. Batıdaki mücadele tarihi Türk kadınına da ürnek olmuştur.

Türkiye'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında Türkiye Komünist Partili (TKP) kadınlar üncülüğünde kutlanmıştır. Yaygınlaşması ve sukak etkinliklerine dönüşmesi ise İlerici Kadınlar Dernee öncülüünde 1975 yılında başlar ve sürdürülür.

Bu uygulama 1980 darbesi soonası Cuntanın yasaklaması sonucu 1984 yılına kadar kesintiye uurar. Sonasında tüm yıllar kesintisiz olarak çeşitli etkinliklerlen kutlanır.

Bugün yine erkes kadınlara yünelik övgü dolu sözlerlen günü geçiştircek. Ben de bu övgülere ülke gerçeklerini ve kadına verdiimiz deeri yansıtaraktan katılayım. Türkiye nüfusunun yarısı yani 42,5 milyonu kadın. Bunun 32,5 milyonu çalışabilcek çaada ulmasına raamen sadece 11,2 milyonu çalışma ayatı içinde. Bunun da yaklaşık 9,6 milyonu istihdam edilmiş durumda. Bunun da yaklaşık 3 milyonu aile içi işlerde çalışan ve ücret alamayan kadınlar. Kadın istihdam uranımız aile içi işlerde çalışanlar dahil sadece %29,5. Avrupa Birliii urtalaması ise %65. Kadın istihdamında OECD ve Avrupa sonuncusuyuz, İran’dan bilem geriyiz. Yaklaşık 23 milyon çalışmayan kadınımız var. Bunun 21,5 milyonu ev kadını. Kadınlarımızı eve kapatarak üzgürleştirdiğimizi iddia eden yöneticilerimiz var. Kadınların ekonomik ayata katkısının bu denli sınırlı olan bir ülkenin kalkınması ayal bile edilemez.

Vaziyet çok kütüymüş be agam. Em kadına deer veririz deriz em de çalışma ayatından uzaklaştırırız. Nasıl kalkıncaz bööle süülesene Üsmen agam?

Bu daa bi şey diil be kızanım. Sana başka rakamlar da vereyim otur aala.

Kadınların siyasi ayatta temsil uranları da tam bir felaket. Kadınların mecliste temsil uranı sadece %17. Kadın temsilinde dünyada 117. sıradayız. Urtalaması %19 olan Arap ülkelerinden bilem gerideyiz. Dünya urtalaması ise %24. Kadın Belediye başkan uranı yalnızca %3, Kadın mııtar uranı sadece %2. Dünya Ekonomik Forumunun 2018 verilerine göre Dünya Cinsiyet Eşitliii raporunda 149 ülke arasında 130. sıradayız. Kadın cinayetlerinde Avrupa birincisi olup dünyada ön sıralardayız. 2018 yılında 439 kadın kucası ya da manitası tarafından katledilmiş. 2019 yılında bu sayı 474 olmuş. 2020 yılında 300 kadın öldürülmüş, ilave 171 kadının ölümü de şüpheli. 2021 yılında 280 kadın öldürülmüş, 217 de şüpheli cinayet var. Bu sayıya ilave nasıl ve kim tarafından öldürüldüğü bilinmeyen kadınlar mevcut.  Bu rakam 2003 yılında 83 idi. Yani 18 yılda 6 kat artmış. Çocuk gelinler sorunu ise daa da iç karartıcı. Ülkede er altı evlilikten biri çocuk gelinlerle yapılıyor. Üstelik sadece dini nikahla yapılan çocuk evlilikleri, ya da kuma ularak satılan çocuklar bu urana dahil deil. Çocuk annelerin sayısı da korkunç. Resmi kayıtlarda Türkiye’de 2001-2018 yılları arasında 15 yaş altı 20 binden fazla, 15-17 yaş arası 522 bin, 18-19 yaş arası 1 milyon 366 bin olmak üzere 1 milyon 909 bin çocuk evlilii yaşanmış. Aynı dünemde 17 yaş altı 543 bin kız çocuu doum yapmış.15 yaş altı 20 binden fazla erken yaş annelik yaşanmış. Ülkede 50 bin çocuk da seks işçisi ularak kullanılmakta. Bu rakamlara göçmen Suriyeliler dahil deil. Televizyonlarda kadına şiddeti üven, kadını ikinci sınıf vatandaş, küçücük kız çocuklarını ise kadın olaraktan gören sapıklar ve meczuplar ayli revaçta. Bu dönemi bilmem ama geçmiş dönemlerde mecliste 40-60 arası çok eşli milletvekili olduğu bilinmekteydi. Üstüne bi de bu iktidar döneminde imzalanan ve kadına şiddetin önlenmesinde uluslar arası bi güvence olan İstanbul Sözleşmesi de tarikatların etkisiyle kaldırıldı be kızanım.

İçim karardı be agam. Akkaten çok bozuk bi düzenmiş bizimkisi. Ben koşa koşa gidip Atçem’e çiçek alayım iç olmazsa, üzür maiyetine. Nasıl çözülcek bu sorun be agam?

Yıllar içinde kadınların sorunlarını çözmek bir tarafa onları eve kapatıp sadece anne rolünü üstlenmelerini isteyen siyasiler yüzünden sorun daa da aarlaştı be kızanım. Er dört kadından üçünü çalışma ayatından uzaklaştırıp eve kapattık. Ancak unuttuğumuz bir şey var; ekonomik ve sosyal ayatta kadını dışlayan iç bir ülke kalkınmayı ve gelişmiş bir ülke ulmayı başaramadı. Tüm bu olumsuz tabloya raamen, ziinini, yüreeni ve bileeni daa güzel bi ülke ve daa yaşanır bi dünya için kullanan tüm kadınlarımızın DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN. Adi kal saalıcakla, Atçe’nin de gününü kutlarım.

Sözün Özü: SOSYAL VE EKONOMİK HAYATTA KADINI YOK SAYARSAN UYGARLIK YARIŞINDA NAL TOPLARSIN.