HABER MERKEZİ

Kenti çevreleyen kale surlarındaki 4 kuleden 1'i olan yaklaşık 1900 yıllık yapının bir an önce turizme kazandırılması gerektiğini söyleyen Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, "Kule yanındaki bölge de ağır bir ot örtüsüyle kaplı. Bu tamamen bölgenin bakımsızlığının bir örneği. Anlaşılıyor ki Edirne'de kimse de bu bölgeye sahip çıkmak istemiyor" dedi. 

Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı, adeta bir açık hava müzesi olan Edirne'de, Roma döneminde surların dört köşesindeki kulelerden günümüzde ayakta kalan tek eser Makedon Kulesi ve çevresi adeta mezbeleliğe döndü. Restorasyonu halen başlanmayan kulenin üzerinde otlar biterken, çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan eserler ise ot örtüleriyle kaplanarak görünmez hale geldi. Kazılarda ortaya çıkan çini fırınlarının bir kısmının yıkıldığı ve içi çöple dolu olduğu görüldü. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, tarihi yapının bir an önce turizme kazandırılması gerektiğini ifade ederek, hiçbir kurumun sahip çıkmamasına tepki gösterdi. 

'BİZANS DÖNEMİNE AİT ÇOK ÖNEMLİ BİR YAPI' 

Makedon Kulesi'nin orta çağ sürecinden günümüze kalan en önemli anıtlardan olduğunu dile getiren Prof.Dr. Beksaç, "Maalesef Edirne'nin orta çağı çok büyük ve zengin olmasına rağmen, günümüze intikal edebilmiş olan anıt sayısı çok az. Makedonya Kulesi de bu anıtlardan birisi. Özellikle 9 ve 10'uncu yüzyılda Edirne çevresinde artan Bulgar ve diğer milletlerin baskılarına karşı koymak ve aynı zamanda kaleye takviye edebilmek ve bir gözetleme kulesi olarak şekillendirilmek için yapılmıştır. Bu dönemin en büyük anıtlarından biridir. Edirne kalesini destekleyici mahiyette yapılmış bir kuledir. Bizans mimarisi açısından da çok büyük öneme haiz bir yapıdır" dedi. 

'KADERİNE TERK EDİLMİŞ DURUMDA' 

Kule'nin etrafındaki surların da Roma İmparatoru Hadrianus döneminden kalma olduğunu söyleyen Beksaç, "Kule maalesef şu andaki durumuyla kaderine terk edilmiş durumda. Bir çok proje yapıldı. Belediye, Kültür Bakanlığı ve farklı kurumların kuleyle ilgili bir çok projesi oldu fakat bunların hiçbirisi sonuçlanmadı. Hiç bugüne kadar bir çalışma göremedik. Göründüğü gibi kulenin üstünde otlar bitmeye başladı. Bunun yanında yine bu bölge de ağır bir ot örtüsünde. Bu tamamen bölgenin bakımsızlığının bir örneği. Anlaşılıyor ki Edirne'de kimse de bu bölgeye sahip çıkmak istemiyor" diye konuştu. 

'BİR AN ÖNCE TURİZME KAZANDIRILMALI' 

Bölgenin orta çağ süreci ile ilgili çok önemli bulguları da içinde barındırdığına dikkat çeken Prof.Dr. Beksaç, "Esasında temizlenmesi durumunda Edirne'yi ziyaret edecek kişilerin öncelikle ziyaret edeceği yerlerden biri. Zindanaltın'daki duvarlarla birlikte burası da gelen ziyaretçilere sunulabilir ve bu bölge Edirne'nin turizmine katkı sağlayabilir. Biz bunu bizzat yaşadık. Edirne'ye gelen pek çok yabancı arkadaşımıza burasını ve aşağıdaki surları gösterdiğimizde çok büyük ilgiyle karşılandı. Ama ne çare ki çok kıymetli bir konumda olan bu bölge korunmuyor ve atıl durumda. Bir an önce turizme kazandırılmalı ve projeleri hayata geçirilmeli" şeklinde konuştu.