AYGÜL KONAR

Yağan yağışlarla nehirlerin yükseldiğini belirten Erkin, yer altı sularının da beslenmeye başladığını söyledi. 

“BUNDAN SONRA Kİ YAĞIŞLAR DAHA HIZLI AŞAĞIYA İNECEK”

Yağışların mevsim normallerine gelmeye başladığını fakat yoğun bir yağmur yağışı olamadığını ifade eden Erkin, şunları söyledi: “Bir iki gün aralıkla yağdı ve balkanlarda yağışlar bizden daha fazla olduğu için Arda, Tunca, ve Meriç Nehirleri biraz yükseldi fakat taşkın yapacak seviyede değil. Yavaş yavaş yağdığı için yeraltı suları özellikle daha fazla beslendi. Toprak suyu emdi. Bundan sonra ki yağışlar daha hızlı aşağıya inecek ve yüzeyden de akarak nehirler üzerinden denize gidecek. Toprağın emme kabiliyeti doydu. Bundan sonra hızlı hızlı aşağıya gidecek ve hızlı hızlı yukarıdan akacak. Hızlı yağış olursa derelere ve nehirlere gidecek. Yavaş yağarsa toprak bu suları aşağıya geçirecek. Yeraltı suları bu şekilde besleniyor. Saros da nasıl su yer üstünde kuzeyden güneye doğru akıp denize gidiyorsa, yeraltından da aynı şekilde besleniyor.”

“300-350 MM YAĞIŞ ALDIK” 

Son günlerde yağan yağışların yıllık yağış miktarının yarısına eşit olduğunu belirten Erkin: “Bölgenin yaklaşık yıllık yağış miktarı 610-620 mm. Birkaç gündür devam eden yağışlarla yarısı tamamlandı. 300-350 mm yağış aldık. Bundan sonra yağış devam ederse yıllık yağış miktarı alınmış olacak” dedi.

“KİMSE ÇOK GÜZEL YAĞIŞ OLDU VE DAHA FAZLA YAĞARSA KURAKLIK BİTTİ DİYE DÜŞÜNMESİN”

Gelen yağışlarla son dönemde artan kuraklık korkusunun az da olsa ortadan kalktığını söyleyen Erkin: “Bu şu demekte değil. Örneğin yeraltı su seviyeleri hızlı şekilde Çerkezköy, Çorlu hinterlandında birden bire yukarı çakacak. Böyle bir şey yok. Yer altı sularının da beslenmesi barajlar gibi. Örneğin Kadıköy barajına 1 milyon mm su geldi. Bu barajın total hacmi 50 milyon civarında. Yani 50’de 1’i geldi. Yeraltı suları da aynı şekilde. Yani nehirler taştı, taşkın oldu diyerek bu durum bizi yanıltmasın. Bu yağışların hepsini bir yerde toplayıp, depolarsanız kazanırsanız. Kimse çok güzel yağış oldu ve daha fazla yağarsa kuraklık bitti diye düşünmesin.  Kuraklık periyodu devam edecektir. Bu bir süreç. 10-15 yılda bir olup, bir iki yıl sürüyor. Geçmişte de hep böyle olmuştur. Bitkileri yıl içinde öldürmeyecek şekilde yağış gerçekleşti sadece. Dünyada iklimsel olaylar çok farklılık göstermeye başladı. Bu sebeple çokta bilemeyiz. Belki yağışlar devam eder. Bakıyoruz Keşan’a çok fazla yağış yağıyor ama İpsala’ da yok. Bu da atmosferde bulunan sera gazlarının belirli yerde toplanarak güneş ile irtibatın kesilmesi sonucu bazı bölgelerde yağışların olmasına ve fırtınalara sebep oluyor. Bu özellikle son yarı yüzyıl değişen mevsimsel bir tablo ortaya çıkardı” ifadelerini kullandı.

“TASARRUF KONUSUNDA TEDBİRLERİ ELDEN BIRAKMAMIZ GEREKİYOR”

Önümüzdeki birkaç yıl kuraklığın devam edeceğini belirten Erkin sözlerine şöyle devam etti: “Belki çok vahim şeyler olmaz, normal periyodunda gider. Tasarruf konusunda tedbirleri elden bırakmamız gerekiyor. Şu an ABD’de yağmur sularının toplanmasıyla ilgili kanun var. Şunu da söyleyeyim bizim bölgemizde su kaybolur, yok olur, kuraklıktan çok etkileniriz diye bir şey yok. Tabi ki etkileniriz ama bizim Edirne’de içme, kullanma ve tarımsal anlamda su kaynağımız var. Suyu doğru yönetmek, tasarruflu kullanmak tarımsal sulamayı doğru yapmak önemli.” 

“KADIKÖY BARAJINI KEŞAN BELEDİYESİNİN DEVRALMASINI ISRARLA SÖYLÜYORUM”    

Erkin, DSİ’ de görevli olduğu yıllarda Kadıköy barajının sahillerde dahil Keşan’a tamamen içme suyu vermesi için uğraştıklarını belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kadıköy Barajının 35 bin dönüm sulama arazisinin 30 bin dönümünü Hamzadere Barajına kattık. Kadıköy Barajını Keşan Belediyesinin devralmasını ısrarla söylüyorum. Bu barajı Keşan Belediyesi tarafından işletilecek bir konuma getirdik. Keşan’ ın sahillerde dahil yüzlerce yıl su kaynağı var.”