HABER MERKEZİ

Gaytancıoğlu, konuyla ilgili olarak şu soruları sordu: “Tarım Bakanlığı bütçesi neden yüzde 10,7 artıyor? Enflasyon yüzde 25 iken neden yüzde 10'luk bir bütçe artışı var?”

CHP’li Gaytancıoğlu,"Durmak yok, ithalata devam." Yani bu şu demek: "Çiftçinin borcu daha da artacak, daha çok tarla ipotekli olacak, ürün fiyatları yükselmeyecek, girdi fiyatları artmaya devam edecek, çiftçinin büyük şehirlere olan göçü daha da artacak.” dedi.

AKILCI POLİTİKALARLA HİÇBİR ÜRÜN İTHAL EDİLMEZ

Güvenlik tehdidi gerekçisiyle %34 bütçesi arttırılan İçişleri Bakanlığının durumunu, tarımdaki gıda güvenliği tehdidine benzeten CHP’li Gaytancıoğlu, “Gıda güvenliği tehdidi yok mu? GDO'lu ürün tehdidi, NBŞ tehdidi, şarbonlu et tehdidi vb. tehditler yok mu? İthal ettiğimiz tüm ürünlerin Türkiye’de yetiştirildiğini biliyor musunuz Sayın Bakan. Demek ki akılcı politikalar uygularsak hiçbir ürünü ithal etmeyebiliriz. En çok ne ithal ediyoruz. Soya, pamuk, mısır, tütün, canlı hayvan, kırmızı et, buğday, arpa, ayçiçeği. Evet sadece bu ürünlerin ithalatı kadar destekleme bütçesi var.” şeklinde konuştu.
Gaytancıoğlu, Tarım Bakanına neden daha yüksek bir bütçeye olanak verilmediğini sordu. Tarım Kanun'un 21'inci maddesini Bakana hatırlatan Gaytancıoğlu, tarımsal üretimin ve gıdanın çok önemli olduğunu, tarımsal üretime iyi destek verilirse katma değer yaratarak birçok sektöre ham madde sağlanacağını ve böylelikle Türkiye'nin dış ticaret açığına, cari açığına da ciddi katkılar sunulabileceğini söyledi.

ÇİFTÇİ BORCUNUN FAİZİNİ SİLİN

Türkiye tarımına katkı vermenin, öncelikle çiftçinin borç yükünü azaltmaktan geçtiğini belirten Gaytancıoğlu, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir kanun teklifi verdik. Bu kanun teklifini dikkate alın. Madem yerli ve millî olduğunu iddia ediyorsunuz, buna göre davranın yoksa kıtlık geliyor. Biz şunu dedik: "Çiftçinin borcunun faizini silin, gerçekten ödeyemiyor." Şimdi, siz diyorsunuz ki: "Ziraat Bankasına olan borçların yüzde 99'u ödeniyor." Çiftçi sadece faizini ödüyor, geri kalan anaparayı bir sonraki yıla taksitlendiriyor. Yapamazsa tefeciden borç alıyor, yine borcunun faizini ödüyor. Erteleye erteleye borç zaten artıyor. İktidara geldiğinizde 1 milyar lira olan borç şu an 110 milyar lira. Bunun faizini silelim, gerisini dört yıla bölelim, faizsiz bir şekilde herkes rahatlasın. Madem yerlisiniz, madem millîsiniz, üretimi artıralım. Üretmeyen bir ülke ithalatla bu işi çözemez. Eğer bunları yapmazsak, iddia ediyorum kıtlık gelecek. 21-22 milyon ton buğdaydan bahsediyorsunuz ama 15-16 milyon ton olacağını ben iddia ediyorum çünkü kuraklık var. Geçen sene de aynıydı. Biz hep mi ithalat mı yapacağız? Hep Rusya'dan mı bekleyeceğiz her şeyi, Amerika'dan mı bekleyeceğiz? Biz niye ihracatları durdurduk, un ihracatını durdurduk, niye satmıyoruz? Demek ki bir sorun var. Niye potansiyelimizi harekete geçirmiyoruz, 50 milyon dönüm boş arazi varken niye bunları dikkate almıyoruz? Çözüm vardır, çözüm de bir tanedir. Sadece çiftçiye desteği vereceksiniz, karşılığını isteyeceksiniz ve denetleyeceksiniz.”

CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, konuşmasının ardından tarım bakanına şu soruları yöneltti;

1) Hazine arazilerinin topraksız ve az topraklı çiftçi ailelerine dağıtılmasına yönelik çalışmalarınızda 120 günden az sigortalı olmayı ön koşul olarak öngörüyorsunuz. Bu kriter günümüz Türkiye’sinde mümkün değil, bunu değiştirmeyi düşünüyor musunuz?

2) Yine, bu arazi dağıtımında büyük adaletsizlikler var. Örneğin, Edirne ili İpsala ilçesinin Kumdere köyünde arazi dağıtılıyor ama orada yaşamayan, ikametgâhı İstanbul'da olanlar da bu dağıtımlardan yararlanıyor. Bu bir tezat değil mi? Bu konuyu lütfen inceletin.

3) Yağlı tohumlu bitkilerde yılda 4-5 milyar dolara yakın ithalat yapıyoruz. Başta ayçiçeği olmak üzere tüm yağlı tohumlu bitkilerde fark desteklerini artırmayı düşünüyor musunuz?

4) Toprak Mahsulleri Ofisinde Nisan 2015'te taşeron üzerinden işe alınan ve firmanın FETÖ'cü çıkması nedeniyle işten atılan, dava açtıklarında haklı oldukları tescil edilen teknik personelin durum ne olacak? Bu konu hakkında bir şey yapmayı düşünüyor musunuz?”