HABER MERKEZİ

Türkiye'nin Avrupa ülkelerine ihraç yükünü taşıyan TIR'lar, Edirne'den Bulgaristan'a açılan Hamzabeyli Sınır Kapısı'nda 20 kilometreyi bulan kuyruk oluşturdu. Türkiye'nin artan ihracatı ve Bulgaristan tarafının yoğunluğa cevap vermemesi nedeniyle sürücüler, saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kalıyor. Hamzabeyli'de ihtiyaçlarını giderecek tesisin bulunmayışından dolayı zor durumda kaldıklarını dile getiren TIR şoförleri, Avrupa ülkelerine gitmek isteyen kaçak göçmenlerin araçlarının brandaları kesip girmelerini engellemek için nöbet tuttuklarını söyledi.
ARACIN ETRAFINDA SABAHA KADAR UYKUSUZ GEZİYORUZ
Aydın'dan Romanya'ya zeytin götüren Ahmetnur Yuvacı da en büyük isteklerinin tesis olduğunu söyleyerek, "Bir günden beri sıradayım, daha yeni geçiş yapıyorum. Sıralar çok uzun, zorluk çekiyoruz. Sorunlarımız tesislerin olmayışı. Yolda bir tane sokak lambası yok, tuvalet yok, ihtiyacımızı gidereceğimiz tesis yok. Her şeyi kendimiz halletmeye çalışıyoruz. El feneriyle arabamızın etrafında sabaha kadar uykusuz geziyoruz. Yoksa mülteciyle başımız derde giriyor. Diğer ülkelere baktığınızda bizim kapılarımız daha güzel ama daha ilgi gösterilmesini bekliyoruz" ifadesini kullandı.
SIRAYA GİRDİK Mİ UYUMAK YOK
Zonguldak Ereğli'den aldığı yükü Romanya'ya götüren Davut Başkaya, 13 saattir kuyrukta beklediğini belirterek, "Aşağı yukarı 2 senedir bu işi yapıyorum, bu 2 sene içerisinde 1 sefer 20 kilometrenin altında kuyruğa girdim. Sorunlarımız bitmiyor. Özellikle tuvalet sıkıntısı var. Bu kuyrukların bu şekilde uzaması hiç hoş değil. Araçların bir an önce gidip gelmesi lazım. Mülteciler zaten ayrı bir problem. Sıraya girdik mi uyumak yok. Çok şükür şu ana kadar başıma gelmedi ama başına gelen arkadaşım çok oldu" dedi.
Sırbistan'a giden İsmail Ay da zor şartlarda çalıştıklarını kaydederek, "Yatacak yerimiz var, dolabımız var ama tuvaletimiz yok, şartlarımız düzgün değil. Bu şekilde ihracata sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bizim de şartlarımız düzeltilsin lütfen. Buraya bir park istiyoruz. Kapıkule'ye yapıldığı gibi buraya da bir park yapılırsa çok güzel olacak. Biz de burada parkımıza girelim, yemeğimizi yiyelim, duşumuzu alalım, tuvaletimize gidelim" diye konuştu.
BİLE BİLE ÇEVREYİ KİRLETİYORUZ
Yoldaki çöpleri de yine kendilerinin attığını dile getiren Ay, "Bakın buradaki çöpleri yine biz atıyoruz, mecburen atıyoruz, arabamızda biriktiriyoruz. Atmazsak araba kokuyor. Sonuçta araba benim evim, evin içerisinde çöp olur mu olmaz. Koktuktan sonra atmak zorundayım. Mecbur kaldığımız için atıyoruz. Keşke çöp kutusu olsa da oraya atsak. Tesis olsa, çöp kutusu olsa ne kadar güzel olur" dedi.
Sırada bekledikleri sürede mültecilerin gizlice girmelerine karşı sürekli nöbetleşe beklediklerini söyleyen Erol Çay ise, "Yola çıktık buraya sıraya geldik ama sırada uyuyamıyoruz mültecilerin gireceği korkusuna. Arkadaşlarla sabaha kadar sırayla nöbet tutuyoruz. Bunun yanında çöpler de var. Bu çöplerin burada olması normal çünkü ne bir çöp kovası var, ne ihtiyacımızı giderebileceğimiz bir tuvaletimiz var. Adam yemeğini yiyor kenara koyuyor, rüzgar da alıp tarlalara dağıtıyor. Yani bir yerde bile bile çevreyi kirletiyoruz. Kenarda bir çöp konteyneri olsa, yere atar mıyım atmam" diye konuştu.
ÇÖPLER UFAK ÇAPLI YANGINLARA NEDEN OLUYOR
Hamzabeyli Sınır Kapısı yolunda sürücülerin bıraktığı atıklar ise çevre kirliliğine sebep oluyor. Rüzgarla çevreye yayılan çöpler, söndürülmeden atılan sigara izmaritlerinin etkisiyle alev alıp zaman zaman yangın çıkmasına neden oluyor. Yangınlar Karayolları ve Lalapaşa İlçe İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürülüyor. Olası yangın riski TIR'larıyla yol kenarında bekleyen sürücüleri tedirgin ediyor.