HABER MERKEZİ

Çakır, şunları söyledi: “Ataması yapılmayan öğretmenlerin durumunu inceleyen Öğretmen Atamaları Mücadele Platformu’nun raporuna göre; 400 binin üzerinde öğretmen, atamasının yapılmasını bekliyor. Birçok öğretmenin mağdur olduğu bu süreç, işsiz bırakılan öğretmenleri ölüme sürüklüyor. Bugüne kadar ataması yapılmadığı için işsiz kalan 47 öğretmen, yaşamına son verdi. Bunun son örneği de, 16 Nisan’da gerçekleşti. Aydın'ın İncirliova ilçesinde yaşayan 25 yaşındaki öğretmen Merve Çavdar, ataması yapılmadığı için intihar etti. Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Eğitimde Reform Girişimi'nin hazırladığı rapora göre; Nisan 2018 döneminde ataması yapılacak olan 20 bin sözleşmeli öğretmenlik kadrosu için 123 bin 538 başvuru yapıldı. Ancak, KPSS sıralaması gereğince 59 bin 901 aday mülakata davet edildi. Mülakata davet edilen 59 bin 901 adaydan sadece 20 bin 127 öğretmen sözleşmeli olarak atanacak.”

YAPILAN MÜLAKATLARDA NEYİN ÖLÇÜLMEYE ÇALIŞILDIĞI ANLAŞILAMAMAKTADIR

Anıl Çakır sözlerine şöyle devam etti: “668 sayılı KHK ile getirilen düzenleme, KPSS puan sırasına konulmak kaydıyla alım yapılacak her bir pozisyonun üç katı kadar aday arasından sözlü sınavla atama yapılmasını öngörüyor. Bu sınavdan 60 ve üzeri puan alan adaylar sözleşmeli öğretmen kadrolarına başvuru yapabiliyor. Mülakat puanı nihai atama puanı olarak, baz alınıp KPSS puanı ise sadece mülakat puanı eşitliğinde kullanılıyor. Hazırladığı raporda mülakat sistemine tepki gösteren Öğretmen Atamaları Mücadele Platformu, ‘Daha önce KPSS P10 ve P121 puan türlerinden aldıkları puanlar ile öğretmenlik kadrolarına atanan öğretmen adaylarının KPSS puanları, sembolik birer sayı olmaktan öteye geçmeyecektir.’ diyor. Mülakat sisteminin 5-10 dakika aralığında sürdüğünü ve bu süre zarfında adayın liyakatinin ölçmenin mümkün olmadığının altını çizen platform, ‘Hele ki mülakat komisyonunda o adayı tanıyan hiç kimse bulunmuyorken! Kaldı ki yapılan mülakatlarda neyin ölçülmeye çalışıldığı da anlaşılamamaktadır. Zira liyakat belirleyecek herhangi bir soru veya uygulama bulunmamaktadır.’ uyarılarında bulunuyor.”

AKP HÜKÜMETİ YAŞANANLARDAN HİÇ DERS ALMAMIŞ

Platform tarafından hazırlanan rapor hakkında da konuşan Çakır, şunları söyledi: “Mülakat denilince, akla ilk olarak torpil gelmektedir. Torpil sadece siyasi otorite tarafından kendi mensuplarının alınması değildir. Bazı yetkililer de hemşehri, eş, dost, akraba, komşu vb. diğer yakınlarına torpil yapmaktadırlar. Mülakatlara katılanların büyük bir kısmı da ne yazık ki torpil arayışına girmektedirler. Bütün bunların sebebi olan mülakatı kaldırmak, bu yönüyle baktığımızda daha da elzem hale gelmektedir. Özetle, Milli Eğitim Bakanlığı mülakatları yasal değildir ve çok büyük mağduriyetlere sebep olmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç.Dr. Semih Aktekin, Ocak ayında yaptığı bir açıklamada öğretmen adaylarına gelecekte iş bulma sıkıntısı çekeceklerini söylemişti. 1 milyon öğretmen adayının atama için beklediğini ifade edip alımın 100 bin civarında olduğunu belirtmiş ve öğretmen adaylarına, ‘Başka iş alanlarına yönelin.’ şeklinde çözüm teklif etti. Aktekin, ‘Onların öğretmen olamazlarsa başka sektörlerde istihdamı için seçmeli derslerle transfer edilebilir beceriler edinmelerini düşünmeliyiz. Tarih okuyan artık müzeciliğe, turizm rehberliğine; Türk dili edebiyatı okuyan yerel gazetecilik ya da yayıncılığa; matematik okuyan bankacılık veya sigortacılığa yönelsin, özel sektöre gitsin. Her şeyi devletten beklemeyelim.’ dedi. Böyle hükümete böyle bürokrat! Dünyanın neresinde böyle bir anlayış var? Hükümetin görevi öğretmenlerini öğrencilerle buluşturmak mıdır yoksa onları alakasız mesleklere yönlendirmek midir? Öğretmenini açıkta bırakan hükümetin daha fazla görev yapmasının ne anlamı vardır? TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Şubat 2016'da gerçekleştirilen Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe görüşmelerinde ise, önceki  Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ataması yapılmadığı için yaşamına son veren öğretmenlerin ‘ilgi çekmek için’ intihar ettiğini söylemiş ve şu ifadeleri kullanmıştı: ‘Teknik tabiri nedir bilmiyorum ama bunu bile söyleyip söylememekte tereddüt ediyorum, diye bir sendromdan bahsediliyor. Aslında niyeti olmadığı halde etrafında ilgi uyandırmak veya ilgi çekmek veya isteklerinin yerine gelmesini sağlamak amaçlı’ Dehşet verici bir açıklama. Okurken tüylerimiz ürperiyor. Bir bakan düşünün ki, çaresizlikten hayatına son veren öğretmenlerin dikkat çekmek için bunu yaptığını söylüyor. Bu söylemler AKP zihniyetini açıkça ortaya koyuyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından paylaşılan listeye göre; 20 bin öğretmen için 85 branştan alım gerçekleştirilecek. Toplamda 20 bin sözleşmeli öğretmen alımının yapılacağı bu süreçte, en çok atama sınıf öğretmenliği branşından olacak. Bu branştan sonra en fazla alım ise 2 bin kişi ile İngilizce Öğretmenliği için yapılacak. Sınıf Öğretmenliği ve İngilizce branşlarının ardından 3'üncü sırada Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi kadrosu yer alıyor. Burada da görüyoruz ki AKP hükümeti yaşananlardan hiç ders almamış. Mevcut konjonktürde, modern çağın gereklerine uygun eğitimi din öğretmenleri mi verecek? Fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi pozitif bilimlerin bir değeri yok mudur AKP nezdinde?” 

CUMHURİYET HALK PARTİSİ VARSA HERKES İÇİN VAR

Anıl Çakır sözlerini şöyle tamamladı: “Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, 25 Haziran sabahı bu gidişata bir ‘dur!’ diyeceğiz. Biz öğretmenlerin işsiz kalmasına, öğrencilerinden ayrı kalmasına, intihar etmesine razı değiliz; olmayacağız. Fizik öğretmeni bir adayımızla, Sayın Muharrem İnce’yle birlikte öğretmenlere kaybettikleri itibarı yeniden kazandırmayı vaat ediyoruz. Milletimiz müsterih olsun. Cumhuriyet Halk Partisi varsa herkes için var. Aziz milletimizi en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyor, bütün Keşanlıları 9 Mayıs 2018 Çarşamba günü saat 16.00’da Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Muharrem İnce’nin Edirne İstasyon Meydanındaki mitingine davet ediyorum.”