ANKA HABER AJANSI

(TÜLOV) Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı tarafından düzenlenen “Apaydınlık Bir Gelecek Çalıştayı” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katılımıyla geçtiğimiz hafta sonu İzmir’de yapıldı. Çalıştayda Türkiye'nin geleceğinin planlanması, ileriyi görebilen bakış açısını ifade eden fütürizm ile ekonomi ve bilim konuları ele alındı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, çalıştaydaki konuşmasında; "İzmir’deki temel hedefimiz şehrin refahını büyütmek ve bu refahın adil paylaşımını sağlamak. Bunun için ekoloji ve ekonomi arasında bir düşman ilişkisi yerine, birbirini besleyen bir uyum sağlamak zorundayız" dedi.

TÜLOV, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve CHP Emek Büroları işbirliğinde düzenlenen Apaydınlık Bir Gelecek Çalıştayı'na CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba, Gülizar Biçer Karaca, Ali Öztunç, Onursal Adıgüzel ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, CHP İzmir milletvekilleri ile ilçe belediye başkanları katıldı.
DEMİR: “50 SENE SONRA İZMİR NE OLACAK?”
Tarihi Havagazı Fabrikası'nda yapılan çalıştayda Fütürizm, Bilim ve Kültür ile Gelecekte Ekonomi, Emek ve Siyaset konuları ele alındı. Açılış konuşmasını yapan TÜLOV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nurettin Demir şunları kaydetti:"Nasıl bir gelecek bekliyoruz bunu sorgulamamız lazım. Sayın Genel Başkanı ziyaret ettiğimizde ‘Gelecek, siyaset, toplum, sivil toplum kuruluşları, ekonomi ne olacak?’ soruları gündeme geldi. Apaydınlık bir gelecek yeni bir toplum, iş dünyası ve yeni bir siyaset demek. Bunu her alana taşıyabiliriz. 50 sene sonra İzmir ne olacak? Bunların planlamasını şimdiden yapmamız lazım. Eğer biz yapmazsak emperyalist güçler yapar. Biz de onların figüranı oluruz. Bundan kurtulmak için biz apaydınlık bir geleceği bugünden düşünmeli, planlamalı ve yapmalıyız. TÜLOV'un hedefleri Türkiye'nin insan, turizm, doğa değerlerini tanıtmak bilimsel, toplumsal çalışmalar yapmak, demokrasimizi ve laikliği tüm ülkemize yerleştirmek ve geliştirmek. TÜLOV'a, gençlerimize sahip çıkın. Onların Atatürk'ün çocukları olması için desteklerinizi bekliyoruz.”

BİRLİK VE BERABERLİK VURGUSU

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de Türkiye'de son iki yılda yaşanan afetlere değinerek şöyle konuştu: "Son iki yılda yaşadıklarımız, insanlığın ve gezegenimizin geleceği açısından kritik bir eşiğe ulaştığımızı gösteriyor. Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını, iklim krizinin getirdiği seller, yangınlar ve birer toplumsal afete dönüşen hak ihlalleri, yaşam kültürümüzü değiştirmemiz gerektiğini gözler önüne seriyor. İnsanlığın yaşadığı sorunlar sınır ve coğrafya tanımadan tüm dünyayı etkisi altına alıyor. Bu sorunlarla başa çıkmak için birbirinden kopuk geçici çözümlerin fayda etmediğini son 1 buçuk yılda hep birlikte yaşadık. Bu durumu tersine çevirmek için tek bir geçerli dayanağımız var: Birlik ve beraberliğimiz. Geleceği ancak geçmişin sağlam temelleri üzerinde inşa edebiliriz. Geçen haftalarda İzmir’de ev sahipliği yaptığımız Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi’nde bu ilkenin önemi defalarca vurgulandı. Kültür Zirvesi’nde dünyanın ihtiyaç duyduğu kültürel dönüşüm, yeni bir kavram olarak ortaya kondu: Döngüsel kültür. Zirvenin sonucunda yayınlanan İzmir Deklarasyonu, bu kavram için dört alt başlık tarif ediyor: Doğayla, birbirimizle, geçmişimizle ve değişimle uyum."

"UYUM VE ADALETLE TÜRKİYE'Yİ TASARLAMAK"

Başkan Tunç Soyer şöyle devam etti: "İklim krizinin ele alınmasında teknolojik çözümler kadar, belki de daha fazla, adına ‘döngüsel kültür’ dediğimiz bu çok katmanlı değerler manzumesine ihtiyaç var. Bu kavram sadece sanatın değil; bilimin, siyasetin ve ekonominin de bir kültürel temele ihtiyaç duyduğunu işaret ediyor. İzmir’deki temel hedefimiz şehrin refahını büyütmek ve bu refahın adil paylaşımını sağlamak. Bunun için ekoloji ve ekonomi arasında bir düşman ilişkisi yerine, birbirini besleyen bir uyum tesis etmek zorundayız. Burada, kadim kültürümüz kadar, değişimin gücü de önem taşıyor. İzmirli düşünür Herakleitos’un değerli bir sözü var: Değişmeyen tek şey değişimdir. Bu söz, yaşamın özünde değişim olduğunu tarif ediyor. Böylelikle, kültürlerin zaman içinde dogmalara, tahakküme ve ideolojilere dönüşmesine neden olabilecek tüm ihtimalleri dışarıda bırakıyor. Geleceği tarif ederken, değişimle uyuma özel önem atfetmemizin nedeni tam olarak bu. Yaşamın, genç ruhların yaratıcılığı ve doğanın sonsuz ilham kaynaklarından beslenmesine imkân tanımak. Böylelikle özünde doğayla uyum ve adalet olan bir İzmir’i, Türkiye’yi ve dünyayı gençlerle birlikte tasarlamak."