Eğitim-Sen Keşan Temsilciliği, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Eğitim-Sen Keşan Temsilciliği’nin mesajında şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye’de eğitim emekçileri 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutlamaya hazırlanıyor. Öğretmenlik mesleği açısından uluslararası genel kabullerin simgesi sayılan 5 Ekim’i Türkiye’deki öğretmenler, birilerinin “tek başına iktidar” hırsıyla yeniden başlatılan çatışmaların ve silahların gölgesinde, her geçen gün biraz daha zorlaşan koşullarda karşılamaktadır.

Eğitim Sen olarak bu yıl 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü, Yalova valisinin kendisine hakaret etmesi sonucu kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Halil Serkan Öz ve Suruç katliamında hayatını kaybeden Süleyman Aksu başta olmak üzere, görevi başında hayatını kaybeden tüm öğretmenlere adıyoruz.

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ İTİBARSIZLAŞTIRILMIŞ, MESLEK ONURUMUZ ZEDELENMİŞTİR

AKP 2002 seçim bildirgesinde “Öğretmenlik mesleğinin toplumda hak ettiği itibarı yakalayabilmesi için öğretmenlerin nitelikleri artırılacak, buna paralel olarak özlük hakları ve çalışma şartları iyileştirilecektir” ifadesi yer almasına karşın, 13 yıllık iktidarı süresinde öğretmenlik mesleğinin bırakalım toplumda hak ettiği itibarı yakalamasını, öğretmenler tarihin hiçbir döneminde AKP iktidarı döneminde olduğu kadar hakarete maruz kalmamış, öğretmenlik mesleği tarihte hiç bu kadar büyük bir itibar kaybına uğramamıştır. Göreve gelen her bakan fırsat buldukça öğretmenlerin az çalıştığı, uzun tatil yaptığını iddia etmiş, her fırsatta öğretmenlik mesleğini ‘itibarsızlaştıran’ ifadeler kullanmıştır.

Türkiye’nin dört bir yanında fedakârca görev yapan öğretmenlerimizin büyük bölümü yaptığı işe yabancılaştırılmış, MEB’in yanlış politikaları ve siyasilerin öğretmenlik mesleğine yönelik olumsuz söylemleri nedeniyle mesleğine küstürülmüştür.

Öğretmenler Türkiye’nin en ücra köşelerinde, her türlü olumsuz koşullarla mücadele ederek, görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır. Yaşamın olduğu her yerde eğitim emekçilerini görmek mümkündür. Örneğin 15 Eylül’de ilk kez ataması yapılan öğretmenlerin yüzde 67’si bölge illerine atanmış ve önemli bir bölümü yeterince can güvenliği olmamasına rağmen büyük fedakârlık göstererek görevine başlamıştır.

AKP Hükümetleri döneminde öğretmenlerin en temel ekonomik, sosyal ve özlük sorunları azalmak bir yana sürekli artmış, il içi, il dışı, özür grubu atamalarında, norm kadro sorunları ve alan değişikliklerinde sürekli mağduriyet yaratılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan öğretmen atamaları, ihtiyacın ve beklenen rakamların çok altında kalmıştır. Yıllar içinde işsiz öğretmenler sorunu giderek büyümüş, bugüne kadar 41 işsiz öğretmen arkadaşımız ataması yapılmadığı için intihar etmiştir.


2003-2015 Arasında KPSS’ye Giren, Ataması Yapılan ve Emekli/Ayrılan Öğretmen Sayıları

 

Eğitim Yılı

KPSS’ye giren işsiz öğretmen sayısı

Ataması Yapılan

Öğretmen Sayısı

Emekli/Ayrılan

Öğretmen Sayısı

2003

127.973

22.814

24.190

2004

182.160

19.029

23.999

2005

173.328

20.777

28.173

2006

201.877

50.877

19.135

2007

205.101

45.420

19.051

2008

237.123

40.709

15.338

2009

243.569

30.216

10.112

2010

234.392

40.922

9.510

2011

229.767

39.945

7.128

2012

299.709

56.106

8.800

2013

252.741

41.579

7.877

2014

325.419

50.502

7.975

2015

283.583

35.563

7.500*

TOPLAM

2.996.742

494.459

188.788

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                     

*2015 yılsonu tahmini.

Türkiye’de eğitim sistemi her geçen gün artan sorunlar ve derinleşen çelişkiler nedeniyle resmen çürümeye terk edilmiştir. Geçtiğimiz 13 yıl içinde ihtiyaç kadar öğretmen ataması yapılmamış, KPSS’ye giren her yüz öğretmenden ortalama 16’sının ataması yapılarak, yıllar içinde fiilen ‘işsiz öğretmenler ordusu’ yaratılmıştır. Yine öğretmenlerin geçtiğimiz 13 yıl içinde gelirlerinde yaşanan gerileme sonucunda satın alım gücünün belirgin bir şekilde azalmış, 2003 yılında 24 bin olan emeklilik oranı, yaşanan geçim sıkıntısı nedeniyle son yıllarda 7 binli rakamlara kadar gerilemiştir.   

ÖĞRETMENLERE HAK ETTİĞİ DEĞER VERİLMELİDİR

Öğretmenlerin yıllar boyunca büyük fedakârlıklara katlanarak çalışırken yaşadığı zorluklar ortadayken, angarya çalışma ve performans değerlendirme girişimleri ile çalışma ve yaşam koşulları zorlaşmıştır. Geçtiğimiz yıllar içinde öğretmenlerin ekonomik ve sosyal sorunlarına ek olarak, mesleki saygınlıklarında ciddi gerilemeler yaşanmıştır. Yıllardır öğretmenlere hak ettiği değer verilmemekte, eğitim emekçilerinin en temel ekonomik, mesleki ve özlük talepleri ısrarla görmezden gelinmektedir.

Yıllardır öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırma ve emeğimizi değersizleştirme yönündeki çabalara rağmen, uluslararası bir araştırma şirketinin yaptığı araştırma sonuçlarına göre Türkiye halkının en çok öğretmenlere güvendiği, en az güvenilenlerin ise sorunlarımızı çözmekle sorumlu olan politikacılar olduğu görülmüştür. Araştırma sonuçları, halkın güvenini kazanan öğretmenlerimize hak ettiği değerin verilmesi gerektiğini göstermektedir.

Yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, bizler için klasik anlamda ‘kutlanan’ bir gün olmaktan çok, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin uluslararası alanda birlik, dayanışma ve mücadelesinin simgesi olan özel bir gün olma özelliğini sürdürmektedir. 

Eğitim Sen olarak, siyasi hedefleri için ülkeyi ateşe atanların savaş çığırtkanlığına karşı, barış koşullarının bir an önce sağlanmasını diliyor, eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz.”