Günümüz dünyasının farklı turizm arayışlarıyla merak duygusunu dinamik tutmaya çalıştığını ifade eden İşçimen, “Buda son dönemde popüler olan gastro turizm, agro turizm, eko turizm ile olabileceğini Avrupa kabul etmiş durumda. Bugüne kadar turizm sektörlerinde yapılan tüm etkinlikler bireylere, doğaya, tabiatta yaşayan canlılara zarar veriyordu ve insanlar bu yaşam esnasında tabiata karşı saygı duymazlarsa bu tahribat ikiye katlanıyordu. Halbuki yeni turizm modellerinde bu söz konusu değil. Doğru tarım, doğru üretim, doğru tüketim, doğru sunum ile doğru pazarlama yapılırsa doğa kusursuzca allarını açıyor ve sürekli insana yenisini veriyor. Hem de tahrip olmadan. Keşan ve bölgesine baktığımızda gerek et olsun, sebze olsun, süt olsun, meyve olsun, ne olursa olsun her şeyin yetiştirilebildiği bir coğrafya ama tek sorun kalifiye eleman yok. Maalesef kalifiye eleman eksikliği her sektörde, her alanda hissediliyor.” dedi.
EĞİTİMİN, GELECEKTEKİ HAYATA BAKIŞLARINA DA FAYDASI OLUYOR
Okulda verilen eğitimde en iyi standartların kullanıldığını ifade eden İşçimen, şunları söyledi: “Feride ve Mehmet Çuhacı Turizm Meslek Lisesi’nde ben öğrencilerimle birlikte mutfağa giriyorum ve hep birlikte üretime başlıyoruz. Bu bölümde öğrenciler günlük olarak periyodik saç, diş, tırnak temizliği kontrolünden geçiyorlar. Mutfakla ilgili materyalleri eksik değilse derse girmeye hak kazanıyorlar. Yapacakları yemeklerin bir sırası var. Aynı bir binaya temelinden başlamak gibi bu eğitimler gençlerin sadece mutfak alanındaki bilgilerini değil aynı zamanda gelecekte hayata profesyonel bakışlarını hatta anne baba olduklarında çocuklarını nasıl besleyeceklerinden, ürün seçme, doğru beslenmeye kadar faydası olduğu söylenebilir. Amacımız aşçı yapmak olsaydı gençleri restoranıma alırdım ama amacımız kendi ayakları üstünde durabilen doğru bireyleri aşçı yapabilmek.”
