HABER MERKEZİ

Fırtına, Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Ensar Vakfı arasında 24 Temmuz 2017 tarihinde “T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ile Ensar Vakfı arasında Çeşitli Eğitim, Seminer ve Sosyal Etkinlikler Düzenlenmesine Dair İşbirliği Protokolü” isimli bir protokol imzalandığını hatırlatarak şunları söyledi: “Danıştay 8. Dairesi, protokolün örgün eğitime ilişkin kısmı açısından gerekçelerimizi ve kaygılarımızı haklı bularak yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Ancak protokolün yaygın eğitim kurumlarına yönelik kısmı yönünden, üyelerin bir kısmının karşı oyuna rağmen, uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması ve açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmediği gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı vermemiştir. Milli Eğitim Bakanlığı ile Hizmet Vakfı Arasında Değerler Eğitimi Verilmesine Dair 15 Temmuz 2014 tarihli işbirliği protokolünün değişiklikler ve ilaveler yapılarak 15 Temmuz 2017 tarihinden geçerli olmak üzere üç yıl süreyle uzatılmasına ilişkin 17 Temmuz 2017 gün ve 10828164 sayılı davalı yönetim işleminin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açtığımız davada Danıştay 8. Dairesi 13 Eylül 2018 gün ve E: 2017/7712 sayılı yürütmeyi durdurma kararıyla söz konusu protokolün örgün eğitime ilişkin kısmı yönünden yürütmesini durdurdu. Kararda, protokolün örgün eğitimdeki öğrencilere yönelik bir kısım etkinliklerinin doğrudan diğer kurum, kuruluş ve bireyler tarafından yürütüleceğinin kabul edilmesi, örgün eğitim kurumlarını kanuni idare ilkesine ve genel idare ilkesine aykırı olarak diğer kurum, kuruluş ve bireylerin faaliyet alanına dönüştüreceği, bir kamu hizmeti olan eğitim-öğretim hizmetinin devletin hizmet alanı içerisinde ancak genel idare esaslarına göre memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği belirtilmiştir. Yargı Kararında: ‘… Bu çerçevede, davaya konu işlemin, örgün eğitim kurumlarına yönelik kısmının, bir kamu hizmeti olan eğitim öğretim hizmetinin, Devletin hizmet alanı içerisinde ancak genel idare esaslarına göre memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesine ilişkin Anayasanın amir hükmüne ve Türk Milli Eğitiminin temel ilke ve kurallarına aykırı olduğu, …bu yönden,2577 sayılı Kanunun 27. maddesinin 2. Fıkrasında uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması ve açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır.’ denilerek söz konusu protokolün yürütmesini durdurdu. Eğitim öğretim devletin görevidir, devredilemez.”

“TÜRKİYE OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE 41 ÜLKE ARASINDA SON SIRADA YER ALDI”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın dini eğitimi okul öncesi çocuklarına kadar yaygınlaştırmasının, Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün görevini İl Müftülüğü’ne (Taşerona) devretmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Fırtına, “Ülkemizin de imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi madde 29'da çocuk eğitiminin amaçları; Çocuğun kişiliğinin, zihinsel ve bedensel yeteneklerinin mümkün olduğunca geliştirilmesi, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygısının geliştirilmesi, doğal çevreye saygısının geliştirilmesi şeklinde belirlenmiştir. 30 Ekim 2018 tarihinde UNICEF'in yayınladığı, ‘adil olmayan bir başlangıç’ adlı ‘eğitim eşitsizliği’ konulu raporda, Türkiye okul öncesi eğitimde 41 ülke arasında son sırada yer aldı. Ülkemizde her üç çocuktan biri okul öncesi eğitime erişememektedir. Bu nedenlerle okulöncesi eğitimi ile ilgili öncelikle, her mahallede yeterli sayıda kreşin açılması, yeterli öğretmen ve yardımcı personelin atanması, kaynak-donanım eksikliklerinin giderilmesi gerekirken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın dini eğitimi okul öncesi çocuklarına kadar yaygınlaştırması, Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün görevini İl Müftülüğü’ne (Taşerona) devretmesi kabul edilemez. Bakanlığın Ensar Ve Hizmet Vakfı ile yapılan, sendikamızın açtığı dava sonucu iptal edilen protokoller gibi, 4-6 yaş çocuklarına kuran kursu dayatan Protokol de iptal edilmelidir” şeklinde konuştu.

“SİYASAL İKTİDAR, ÇÖZÜMÜ TÜM TOPLUMUN MUHAFAZAKÂRLAŞTIRILMASINDA GÖRÜYOR”

AK Parti iktidarının kendine biat eden, dindar-kindar nesil yetiştirme projesinde ısrarcı olduğunu belirten Fırtına son olarak şunları söyledi: “Kültürel hegemonya kuramamaktan yakınan siyasal iktidar, çözümü tüm toplumun muhafazakârlaştırılmasında görüyor, kendi siyasal ideolojisini dayatıyor ve bunun için erken çocukluk döneminden başlayarak tüm eğitim kademelerinde dini içerikli bir eğitimi önümüze koyuyor. AKP iktidarı kendine biat eden, dindar-kindar nesil yetiştirme projesinde ısrar etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı gerici cemaat, vakıf, dernek ve diyanet teşkilatları ile yapılan protokollerle, tek tip insan yetiştirme gayretlerine devam etmektedirler. Mili Eğitim Bakanlığını asli görevi olan demokratik, laik, bilimsel eğitimin gereklerini yerine getirmeye, gerici kurumlarla yaptığı protokolleri iptal etmeye çağırıyoruz. Eğitim-Sen olarak sürecin takipçisiyiz, yaşanılan bu durum karşısında çocuklarımıza sahip çıkacağız. Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğünün Protokolüne dava açacağımızı bildirir, tüm eğitim çalışanları ve velilerimizi de birlikte çocuklarımıza sahip çıkmaya davet ediyoruz.”