BÜLENT SAYLAM

Gaytancıoğlu, “Eğitimde tasarruf yapılmaz ve yük olarak bakılmaz” dedi.

“ÖĞRETMEN MAAŞLARI, MİLLETVEKİLİ MAAŞLARININ GERİSİNDE OLMAMALI”

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un mevcut görevine atanmasının ardından birçok kişinin eğitimin sorunlarını bilen birinin gelmesine olumlu yönde görüş belirttiğini hatırlatarak, açıklamasına başlayan Gaytancıoğlu, şunları söyledi: “Biz bu duruma temkinli davranmıştık. Çünkü AKP’yi çok yakından tanıyoruz. AKP birini yanına aldığında, o kişi AKP zihniyetinde olmasa dahi ona dönüşüyor. AKP zihniyeti, her şeyi para olarak gören ve vahşi kapitalizmi yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerlerini hiçe sayan bir topluluktur. Gelişmiş tüm kuruluşları, eğitimde öğretmenin ne kadar değerli olduğunu söylüyor. Bir öğrencinin iyi bir eğitim alabilmesi için öğretmenin eğitimli ve donanımlı olması lazım. Bir öğretmen iyi bir gelire sahip olursa, okursa ve kendisini geliştirirse yeterli donamına sahip olur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘öğretmen maaşları, milletvekili maaşlarının gerisinde olmamalı.’ diyor. Milli Eğitim Bakanı, açıklamasında bilinç altındaki gerçeği ortaya çıkardı. Özel okulların sahibi olan birini, Milli Eğitim Bakanı yaparsanız orada yaşadıklarını ve gerçekleri ortaya çıkartır.”

“AKP, EĞİTİMİN VE SAĞLIĞIN PARALI OLMASINI İSTİYOR”

Okan Gaytancıoğlu, açıklamasına şöyle devam etti: “Okullar kapalı ve öğretmen açığı olan alanlara atama yapılamıyor. Öğretmenlere verilen maaşların çok yüksek olduğunu ve bunun yük olduğunu ifade ediyor. Okulların başına geldiyseniz, oraları kendi okulunuz gibi görmeyin. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin okullarıdır. Eğitimde tasarruf yapılmaz ve yük olarak bakılmaz. Öğretmenin aldığı maaşa yük olarak bakılması son derece yanlıştır. AKP, eğitimin ve sağlığın paralı olmasını istiyor.”

“TÜRKİYE’DE ATANAMAYAN ÖĞRETMEN SAYISI YAKLAŞIK 800 BİNDİR”

Türkiye’de atanamayan öğretmenleri hatırlatan Gaytancıoğlu açıklamasını şöyle tamamladı: “Türkiye’de atanamayan öğretmen sayısı yaklaşık 800 bindir. 17 bin köy okulumuz kapandı ve köylerdeki nüfus yaşlanmıştır. Köyler, başıboş bırakılmıştır. Bunun yanı sıra; ücretli, sözleşmeli, geçici, vekil öğretmenler gibi tanımlar söz konusudur. Bunlar son derece yanlıştır. Özel okullarda çalışan öğretmenler, kısa süreli çalışma ödeneğinden yararlanıyorlar. Dolayısıyla, asgari ücretin altında bir gelire sahipler. Hiçbir sosyal güvenceleri yok.”