Bugün, 1 Kasım 2013.

Bugün, 1 Kasım 1928 tarihli HARF DEVRİMİ’nin 85. Yıldönümü.
Bugün, Arap Harfleri’yle yazılan Türkçe’nin, 1 Kasım 1928 tarih ve 1353 sayılı yasayla, Latin Harfleri ile yazılmasına karar verildiği günün 85. yılı. Kısaca;  Cumhuriyetin 5. Yılında, çağdaşlaşma yolunda atılan en önemli adımlardan birinin yıldönümü.
Cumhuriyet’in ilan edildiği 1923 yılında ülkede okur-yazar oranı nüfusa göre %2,5 oranındaydı. Arap Alfabesi’nin Türkçe ses sistemine uyarlanmış şekli kullanılmaktaydı. Ancak Arap Harfleri ile yazılan Türkçe kelimeler kolay okunmuyordu. 19. Yüzyılın başından itibaren, Osmanlıca diyebileceğimiz yazının düzeltilmesini isteyenler olduğu gibi, Latin Alfabesi’nin kabulünü isteyenler de vardı. 
Çağdaşlaşma yolunda olan dünya devletleri ile entegre olabilmek (Bütünleşebilmek) için dünya devletlerinin kullandığı yöntemleri uygulamak gerekiyordu.
600 yıllık bir devlet uygulamasını yeniden düzenlemek ve rayına oturtmak kolay değildi. Ancak Devrimci Mustafa Kemal, bu konuda da kararlıydı. Konu, daha 1905-1907 yılları arasında Suriye’de iken onun gündemindeydi. Zaten O, daha 1906 yılında Bulgar Gazeteci İvan Manelof’a verdiği demeçte; “GÜN GELECEK, CUMHURİYET KURULACAK” demişti.  Mustafa Kemal için devrim; “Ya olacak, ya olacak ’tır.” HARF DEVRİMİ; diğer devrimlerle birlikte Cumhuriyetin taçlandırılmasıdır.
Mustafa Kemal, Latin Alfabesi uygulamasını, 5-15 yıl gibi bir süreye yayarak hayata geçirilmesini isteyenlere şiddetle karşı çıkmış; “Bu, ya üç ayda olur, ya da hiç olmaz” demiştir. Mustafa Kemal’in, kısa süre sonra devreye sokulan Millet Mekteplerinde kara tahta başına geçip bizzat öğretmenlik yapması, onun konuya verdiği önemi anlatmaya yeter de artar bile.
Mustafa Kemal devrimlerini yozlaştıranlar ve tarihin derinliklerine gömmek isteyenler, Harf Devrimi’ni de yozlaştırmak istemektedirler.
Türk dilinde harfler heceleri,  heceler kelimeleri oluşturur. Kelimelerin anlamlı dizilişi ise cümlelerin oluşmasını sağlar. Yozlaştırma ile ilgili örnek iki sözcük vermek istiyoruz.       

BAŞÖRTÜSÜ:   Başı özellikle saçları yıpratıcı dış etkenlerden korumak, örtünmeyi sağlamak, tanınmamak için kullanılan, başın üst kısmının çoğunu ya da tamamını kaplayan bir çeşit örtü ve giysidir.
TÜRBAN: Genellikle renkli desenli ve ipek kumaştan yapılmış, başı sıkıca kavrayan ÖZEL bir tür kadın başörtüsü.
Harf Devrimi’ni ve dolayısıyla Türk Dili’ni yozlaştıranlar; renkli desenli ve ipek kumaştan yapılmış ÖZEL ÖRTÜYE hala BAŞÖRTÜSÜ diyenlerdir.