Hikmet Bölükbaşı: “Sıbyan Mektepleri derhal kapatılmalıdır”

 

Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Hikmet Bölükbaşı,  dün yaptığı yazılı açıklamada merkezi Ankara’nın Sincan İlçesinde olan ve bir süredir faaliyet gösterdiği anlaşılan  “www.sibyanmektebi.org” adlı internet sitesinde propagandası yapıldığını iddia etti. Bölükbaşı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Merkezi Ankara’nın Sincan İlçesinde olan ve bir süredir faaliyet gösterdiği anlaşılan  “www.sibyanmektebi.org” adlı internet sitesinde propagandası yapılan, kurucu ve sorumluları belirtilmeyen; ancak bazı telefon numaraları verilen Sıbyan Mekteplerine, yaz okulu, çocuk kulübü, Kuran kursu kreşi ve anaokulu olarak faaliyet göstermek üzere Etimesgut, Mamak ilçelerinde de öğrenci kaydı yapıldığı açıklanmakta; adı geçen bu kurumların kim ya da kimler tarafından organize edildikleri belirlenemezken; bir cemaatle bağlantılı oldukları tahmin edilmektedir.

Uygulamanın yalnız Ankara ile sınırlı olmadığı; Türkiye’nin birçok yerinde “sıbyan mektebi” adı altında dini eğitim veren Kuran kursu kreşi, anaokulu bulunduğu bilgileri internet sitelerinde yer almaktadır.

İnternet sitesinde yapılan açıklamalarda; “Kız kuran kursu ve erkek kuran kursu olmak üzere 3-6 yaş arası çocuklara kız erkek ayrı sınıflarda sıbyan eğitimleri verildiği söylenen açıklamada; sıbyan eğitimlerinin başında Elif ba, Tecvid, Adab, Hadis dersleri ile Siyer, Kuran-ı Kerim hatim programları hafızlık gibi dersler verildiği” belirtilmektedir.

“Sıbyan mektebi” olarak adlandırılan bu okul ya da kurslar, gerek kuruluşları gerekse faaliyetleri yönünden aşağıda alıntıladığımız başta Anayasa olmak üzere Milli Eğitim Temel Kanunu, Devrim Kanunları hükümlerine aykırıdır:

Anayasa’nın Başlangıç hükümlerinde ifade edilen “…laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı”,

Anayasanın 14. maddesi, “Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, ...din ve mezhep ayırımı yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzenini kurmak amacıyla kullanılamayacağı”,

Yine Anayasa’nın 24. maddesinde yer alan:”Kimse, Devletin sosyal ekonomik siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma ve siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun din veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.” hükümleriyle,

Anayasa’nın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” ile ilgili 41.maddesinde; “(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/4 md.) Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” hükmü ile,

Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi’ni düzenleyen 42. maddesinde: “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.”

hükümlerinin açıkça ihlal edildiği görülmektedir.

Böyle kuruluşların kurulmasına ve faaliyet göstermesine izin veren kamu görevlilerinin de; Anayasa’nın 129. maddesinde ifade edilen: “Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.” hükmüne uymadıkları,

Okul faaliyetlerinden çok Kuran kursu olarak faaliyet gösterdiği de anlaşılan söz konusu kurumların Diyanet İşleri Başkanlığı ile irtibatlı olması ve bu kuruma bağlı ve yine bu kurumun izniyle faaliyette bulunması hallerinde de Anayasa’nın 136 maddesinde ifadesini bulan; “ Diyanet İşleri Başkanlığı, lâiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.” hükümleri gereği bu kurumların laiklik ilkesine aykırı faaliyette bulunmalarına izin verilemeyeceği,

Ayrıca, bu faaliyetleri yürüten hem “sıbyan mektebi” kurucu ve yöneticileri, hem de buna izin veren kamu görevlilerinin Anayasa’nın 174. maddesiyle koruma altına alınan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile Bazı Kisvelerin Giyilmeyeceğine Dair Kanun ve Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun hükümlerine aykırılıktan hukuki ve cezai sorumluluklarının doğacağı açıktır.

Anayasal düzene aykırı, Milli Eğitimin temel ilkeleriyle genel ve özel amaçlarına ve ayrıca Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na aykırı faaliyette bulunmak üzere açılan bu “mekteplerin”  1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda ifadesini bulan “laik, demokratik, bilimsel, eşitlikçi ve karma eğitim” anlayışına tamamen aykırı faaliyetlerde bulunmaktan, yalnız bu okulu açanlar değil; kuruluşuna ve faaliyetine izin verenler de sorumlu olacaktır.

Tanzimat Fermanı ile artık yararı olmadığı için yerini iptidai (İlk) mekteplere bırakmaya başlayan Sıbyan Mekteplerini, Osmanlı Devleti bile zamanla terk etmişken; Cumhuriyet değerleriyle sorunları olan ve toplumu dini kurallara göre şekillendirmeye çalışan bazı çevreler, Cumhuriyetle, Devrim kanunlarıyla ortadan kaldırılan ne kadar eskiye ait kurum varsa; bunları yeniden diriltme; hatta topluma dayatma çabası içerisine girmişlerdir.

3-6 yaş grubu için dini eğitim verildiği, bu yaş grubu çocuklara tesettüre uygun kıyafetler giydirildiği, ilgili Web sitesindeki görüntü ve açıklamalardan anlaşılan bu kurumlar, açıkça okul öncesi çocuklarımızın ve ailelerinin dini yönden istismar edilmesine, Cumhuriyet değerlerine aykırı nesiller yetiştirilmesine aracılık etmektedirler.

Tarikatların, vakıfların cemaatlerin insafına bırakılan eğitim sistemimizin içine düştüğü durum, gelecek açısından kaygı verici boyutlardadır. Çocuklarımızın din istismarına göz yuman kamu yöneticileri, aynı zamanda 3-6 yaş grubu çocukların bile cinsel farkındalıkla yetiştirildiği bu kurumlarda; zaman zaman cinsel istismar konularının ortaya çıkmasına şaşırmış gibi yapmaları inandırıcı olmaktan uzaktır. Eğitimin başına musallat edilen; dinselliği ve cinselliği ön planda tutan Cumhuriyet karşıtı bu kurumlar, eğitim sisteminin içini bir kurt gibi kemirmeye devam etmektedirler. Ülkenin göz göre göre Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşarak, bilinmeyen mecralara sürüklenmesine göz yuman, sessiz kalan,  Cumhuriyete vefa borcu olan başta aydınlar olmak üzere herkesin, bizzat devlete ve Anayasa’ya sadakatle bağlı olması gereken kamu görevlilerinin, hukuk dışı, yasal olmayan siyasi emir ve talimatlara boyun eğmeleri affedilemez. Hem siyasi sorumlular hem de devletin işleyişinde görev ve sorumluluğu olan kamu görevlileri, bütün bu yasadışı uygulamaların bir gün hukuk karşısında hesabını vermek zorunda kalacaklarını da unutmamalıdırlar.

Eğitim-İş olarak söz konusu Anayasa’ya, Türk Milli Eğitim Temel Kanunu’na, Tevhid-i Tedrisat Kanunu hükümlerine açıkça aykırı faaliyette bulunan “Sıbyan Mektebi” adlı kuruluşları kuran, yönetenler hakkında yasalara aykırı hareket ettikleri, kamu barışını bozacak şekilde faaliyette bulundukları; ayrıca bu faaliyetlere izin veren kamu görevlilerinin de görevi kötüye kullandıkları gerekçeleriyle haklarında suç duyurusunda bulunduk. 

    MİLLİ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI

     Milli Eğitim Bakanlığı görevini devreden Nabi Avcı, biz öğretmenlere attığı mesajda’’ Sevgili öğretmenim, hep söylediğim gibi, Bakanlar unutulur, öğretmenler unutulmaz. Hep gönlümde olacaksınız’’ diyor. Bizde sayın bakanı 4+4+4 sisteminin mimarı ve eğitim-öğretimde yarattığı tahribat, okul kitaplarının içinin boşaltıldığı ve Atatürk’ün ulusal tarihimizin kitaplardan yavaş, yavaş çıkardığınız bakan olarak hiç unutmayacağız.”