Ben kim olmak istiyorum: Parlak, muhteşem, yetenekli, müthiş biri mi?

“Asıl soru şu “Kim olmayacaksınız? ” –Marianne Williamson

Başarı nedir sizce? Mühendis, doktor, avukat, mimar… olmak mı, matematik, fen bilgisi vb. sayısal derslerde başarılı olmak mı?

Liselere Geçiş Sınavı koronavirüs pandemisi nedeniyle son 2 yıldır zorlu bir süreçten geçiyor.

Bu sene normal eğitim sürecinin yeniden başlamasıyla birlikte LGS sınavında verimin artıp artmayacağı bilinmez ancak şöyle bir gerçek var ki gençler ciddi bir kaygı ve stres altında. Yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte bu yıl geçen yıla göre daha fazla öğrencinin sınava gireceği ve gençlerden sınav sonucuna dair beklentilerin yüksek olması sebebiyle, gençler de bu beklentileri karşılama isteği yoğun stres ve kaygıya sebep oluyor. Biçilen bir elbise var bunu giyeceksiniz deniliyor asla esneme yok, size olmayan bir kıyafeti giyip içinde rahat etmeyi beklemeleri gibi…

Kendi iradeleri dışında hayatlarının sürekli kontrol altında olduğu hissi, gençleri kaygılandırıp strese sokabiliyor.

Anne baba olarak çocuklarımız için elbette ki en iyisini istiyoruz. Ancak sınav sonucunun değil de sınava hazırlanma süreci çok daha önemlidir. Çünkü bir kişinin mevcut şartlar içinde en iyisini yaptığını düşünüyor olmasıdır asıl başarı. Sınav sonucunda beklentileri karşılayan öğrencinin okul/meslek seçimini yetenek ve ilgisi doğrultusunda yapmadığını, ondan beklenenler doğrultusunda yaptığını düşünürsek bu başarı o öğrenciyi mutlu kılar mı dersiniz? O halde çocuklarımıza lazım olan şey herkesin kabul ettiği başarıya ulaşmak değil, öncelikle çocuğumuzu mutlu edecek gerçek başarıya ulaşabilmesi için ona destek olmaktır.

“Artık bireyselleşme sürecini tamamlamış olan gencin ihtiyacı bir yol göstericidir.” Tıpkı evde elektrikler kesildiğinde el feneri vb. ile yolumuzu aydınlatıyor yönümüzü buluyorsak, burada el feneri değildir nereye gideceğimize karar veren, onun yardımıyla biz karar veririz. Çocuklarımızın yolunu aydınlatan bir el feneri olmak, çocuğumuza duyduğumuz saygının temelini oluşturur. Bu durumda ona sürekli müdahale etme ihtiyacı duymazsınız, o da başarır. Çocuğunuzun uzun bir yolu var. Kendisi için hem iyi, hem de doğru kararı verebilmek için deneyimlere ihtiyacı var.

Çocuklar anne babalarını sığınacak bir liman olarak görmelidirler. Hata yaptığında yargılanmayan, zor duygularla baş ederken duygularına müdahale edilmeden dinlenilen çocuk kendini güvende hisseder.

“Başarılı insanlar, asla düşmeyenler değil, düştükten sonra kalkabilenlerdir; onlar düştükleri zaman korkmazlar, yaptıkları hatalardan rahatsız olmazlar ve istekle yollarına devam ederler”

Uzun bir sınava hazırlık maratonunun ardından sınava girecek tüm öğrenci arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Sevgili gençler;

“Sahip olamayacağınıza dair inancınızdan vazgeçerseniz, istediğiniz her şeye sahip olabilirsiniz.” –Dr. Robert Anthony