MEHMET AYTAÇ

Konuşmasına İpsala ve Meriç’in köylerinde yaşanan dolu felaketinin ardından zarara uğrayan çeltik üretcileri için hükümetten destek isteyerek başlayan Orhan Çakırlar, söz konusu kanun teklifinin, vergi reformu olarak addedilmesinin toplumda algı yaratmaya yönelik bir hamle olduğunu belirtti. Teklifin reformdan uzak olduğunu kaydeden Çakırlar; “Bu kanun teklifi yapısal sorunları çözmekten ziyade, mevcut durumun neden olduğu sorunları bir nebze düzeltmeye çalışmıştır” dedi.

Çakırlar, özellikle son yıllarda tartışılan en önemli konulardan birinin vergi adaletsizliği olduğunu söylediği konuşmasında; “Birçok sermaye grubunun vergi kaçırdığı iddialarının olduğu bu dönemde vergi adaletsizliğinin son mağdurları da otomotiv üreticisi bir firmanın çalışanları olmuştur”  ifadelerini kullandı.

Çakırlar şöyle konuştu: “Firma, Gebze-Şekerpınar’da yer alan fabrikasını kapatma kararı sonrası İşgörenlerine yüksek miktarda ikramiye ödeyerek gündeme gelmişti, fakat işgörenlerin ikramiyeleri gelir vergisindeki adaletsizlikten dolayı kesintiye uğramış ve ikramiyelerinin %30’unu vergiye teslim etmek zorunda kalmışlardır. Anayasanın 73. Maddesinde; herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. İfadeleri yer almaktadır. Art arda gelen zamlar sonrasında artan hayat pahalılığı, her geçen gün asgari ücretin alım gücünde etkisini eritmektedir. Bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda asgari ücrete ve bu ücrete yakın maaş alan işçilerimiz için gelir vergisinde yaşadıkları adaletsizliğin önüne geçilecek adımlar atılmalı. Yüksek gelir gruplarını daha yüksek oranda vergilendirilerek ve ülkemizdeki gelir dağılım bozukluğunu göz önünde bulundurarak, verginin gelir adaletine olumlu yönde katkısı sağlanmalıdır. Geçtiğimiz günlerde Türkiye İstatistik Kurumu Ağustos ayına ilişkin işsizlik rakamlarını açıkladı.  İşsizlik oranı, Ağustosta bir önceki aya göre değişim göstermeyerek yüzde 12,1 seviyesinde gerçekleşmiş. Ne acıdır ki; rakamlarla oynayarak ve gerçek verileri göstermeyerek milletimizin nezdinde güven duygusunu kaybeden TÜİK’in açıkladığı işsiz sayımız bile Gürcistan’ın nüfusunu aştı. 5-6 kişinin istihdam edileceği bir yere dahi binlerce başvuru oluyorsa, üniversite mezunları işletmelerde valelik yapmaya çalıyorsa, esnaf kepenk kapatıyorsa, sizin rakamlarınız sokakla uyuşmuyor demektir.   Kurumlara güvenin yitirildiği bir ortamda ekonomik düzen asla sağlanamaz. Pandora Belgeleri adı altında ortaya atılan iddiaların olduğu bu dönemde Türkiye’de 2006 yılında Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesi değiştirilerek vergi cenneti ülkelerinde yapılan ticari işlemlerden yüzde 30 stopaj alınması kararlaştırılmıştı. Ancak aradan geçen 15 yıldan bu yana bahsi geçen ülkelerin belirlenmemiş olması sebebiyle bu durum uygulanamamakta ve ülkemizden sermaye çıkışına neden olmaktadır. Sermaye açısından büyük sorunlar yaşayan bir ülke olmamız sebebiyle bu durum ekonomimize zarar vermektedir. Derhal gerekli önlemler alınarak ilgili liste açıklanmalı ve vergi kaybı önlenmelidir.”