HABER MERKEZİ

“BU NE VURDUMDUYMAZLIK, BU NE AYMAZLIK”

Demir, ekonomik adaletsizliğe ve bu adaletsizliğin yarattığı korkuya değinerek, şunları söyledi: “Mahalle bakkalı, lokantalar, kahvehaneler kapalı, esnaf kan ağlıyor. Büyük alışveriş merkezleri HES kodu ile müşteri kabul ederken lokanta ve kahvehaneler küçük esnaf neden HES Kodu ile müşteri alamıyor? Bu çifte standart devlete yakışmıyor. Durum çok acı ve bir o kadar da vahim. Bize gelen telefonlar size gelmiyor mu? Bu ne vurdumduymazlık, bu ne aymazlık... Bu dönemler neyi değerli gördüğümüzü anlamak için önemli bir süreçtir. Dünyayı saran bu virüsün getirdiği süreçler yoksul, dışlanmış ve savunmasız insanlarla birleşerek onlarla diyalog kurabilen, insanlara hayatlarını etkileyen kararlar ve yaşamın temel ihtiyaçlarına hizmet eden ekonomilere fikirlerini ifade etme hakkı veren politikalara ihtiyacımız var.”

“BEN ENDİŞELİYİM VE VATANDAŞIM İÇİN KORKUYORUM”

Bu süreçte giderek yoksullaşan halk için endişelerini dile getiren Demir, “Ben endişeliyim ve vatandaşım için korkuyorum. Siz hiç korkmuyor musunuz? Bakın aç insan inancını yer. İnsanlarımızı açlıkla terbiye etmeyin... Bizim görevimiz gördüğümüz tehlike ve sıkıntıları yürütme sahiplerine iletmektir. Biz İYİ Parti olarak bu sorunları mahalle mahalle dolaşarak gündeme taşımaya çalışıyoruz. İktidardan da bu gündeme taşınanları dikkate almasını bekliyoruz. Yara büyümeden sorunlar çözümsüz hale gelmeden gerekli tedbirleri aldırmakta katkı sunmaktır. Bu Devlet bizim bu millet bizim! Sonra ‘eyvah’ demek para etmeyecektir” şeklinde konuştu.