HABER MERKEZİ

“GENÇLERİN GELECEĞİNİ, 50 YAŞINA GELMİŞ İŞÇİLERİN HAYALLERİNİ YIKIYORSUNUZ”

Konuşmasının başında  “Getirdiğiniz yasayla gençlerin geleceğini, yaşı 50'ye ulaşmış işçilerin hayallerini yıkıyorsunuz” diyen Doç. Dr. Gaytancıoğlu şunları söyledi.

“Asıl amacınız kıdem tazminatına göz dikmekti ama bunu başaramadınız. Şimdi, Anayasa'ya aykırı olan bir ayrımcılık içinde insanları bölüyorsunuz. Genç işçileri ve yaşı 50'ye ulaşmış işçileri kısa süreli çalıştırarak yani onlara geçici işçilik yaptırarak onların kıdem tazminatının, ihbar tazminatının ödenmemesini istiyorsunuz. Onlar emekli olmasın istiyorsunuz; yazıktır, günahtır.”

“ÇİFTÇİ BORÇLARININ YAPILANDIRILMASI NEDEN YOK?”

“Peki, başka ne var bu torbanın içerisinde? Borç yapılandırması. Borç yapılandırması kime yok? En sorunlu kesime borç yapılandırması yok; çiftçiye borç yapılandırması yok. Bakın, bu kitap ne? Bunu konuşuyoruz. Baktınız mı kaç sayfa? Ben baktım, 298 sayfa. 298 sayfa içinde çiftçi affı yok, çiftçinin borç yapılandırması yok. Hani, köylü milletin efendisiydi, niye düşünmüyorsunuz? Neden çiftçinin bu hâle geldiğini, getirildiğini, sizin sayenizde getirildiğini düşünmüyorsunuz, anlamıyorsunuz? Günde 20 tane telefon alıyorsak inanın 15 tanesi ‘Tarım kredi borçları yapılandırılacak mı? Ziraat Bankası borçları yapılandırılacak mı?’ şeklinde.”

GÜBREYE BİR AYDA TAM 3 KERE ZAM GELDİ

“Hangi aydayız? Buğday ekim ayındayız şimdi; herkes tarlalarını sürüyor, gübre atıyor, tohum atıyor. Gübreye bir ayda tam 3 kere zam geldi. Hani dolarla işiniz yoktu? Kardeşim, gübre dolarla geliyor; bunu biliyor musunuz? Onun için, her şeye zam geldi. Çiftçinin borcunu düşünmüyorsunuz, biz düşünüyoruz çünkü siz aldığınızda 1 milyar lira olan çiftçi borcu tam 160 milyar liraya çıktı; bir bu kadar da aracılarda, tefecilerde olduğu söyleniyor. Şimdi yapılandırmayacaksınız da ne zaman yapılandıracaksınız? Bakıyor musunuz hiç internete? Birçok ülke gıda stokluyor. Buğday fiyatları tam 40 dolar arttı, makarnalık buğday fiyatları 50 dolar arttı, ayçiçeği fiyatları 100 dolar arttı; bunları takip ediyor musunuz? Bunların hepsi dolarla geliyor arkadaşlar.”

“DESTEKLEMELER NEDEN ARTIRILMADI?”

“Siz, destekleme yapmanız gerekirken bu yıl hiç baktınız mı bütçeye? Bir şeyi artırmayı unuttunuz: Çiftçinin desteğini hiç artırmamışsınız. Ya, bu dönemde tam tersine Türkiye'nin en şanslı olduğu sektör, tarım sektörü. Tarım sektörünün payını biraz artırmanız gerekmez mi? Faize bu kadar çok para verirseniz, bütçe açığı bu kadar çok olursa tabii ki çiftçiye para gelmez, esnafa para gelmez.”

“HER ŞEY DAHA KÖTÜ OLACAK”

“Siz iyi misiniz arkadaşlar? Hiç farkında mısınız? Çiftçi bitiyor, çiftçi borçlanıyor, kırsal boşaldı, esnaf bitiyor. Yani bu vergi yapılandırmasına, tamam, destek veriyoruz; trafik cezaları, motorlu taşıtlar vergisi; BAĞ-KUR, SSK primleri yapılandırılsın ama yapılandırırken de pandemi koşullarını unutmayın lütfen. Pandemi koşullarında zaten esnaflar üç ay çalışmadı, bazı sektörler hiç çalışmadı. E, şimdi durumlar düzeldi mi? Kimisine 5 bin lira verdiniz, kimisine 10 bin lira verdiniz, kimisine 50 bin lira verdiniz; esnaflara uzun vadeli krediler, sıfır faizli krediler vermeye çalıştınız, veremediniz; bunların ödemeleri geliyor, bunlar ne olacak? Koşullar düzeldi mi? Herkes ikinci dalgadan söz ediyor, daha aşı bulunmadı. Yani bundan sonra durumlar daha kötü. Neden siz ocak ayına kadar birinci taksitler ödensin istiyorsunuz? Bırakın, madem para lazım, bir yıl erteleyin, insanlar borcu bir yıl ödemesinler; parası olan ödesin ama ödemeyeni bu yapılandırmadan mahrum bırakmayın. Arkadaşlar, Türkiye hepimizin. Gözümüzün önünde insanlar zor duruma düşüyor. Nereden para bulurum derdindesiniz, nereye elinizi atsanız kuruttunuz; İşsizlik Sigortası Fonu'nda para kalmadı, hiçbir yerde para kalmadı, satacak bir şey de kalmadı, her şeyi sattınız. Ama en azından, Türkiye'yi ayağa kaldıracak, üretim yapacak sektörlere biraz can suyu verin. Önümüzdeki günlerde bütçeleri konuşmaya başlayacağız. Tarımsal desteklemeleri bütün dünya ülkeleri artırırken Türkiye aynı bırakıyor. Ya, burada bir hata var. Bakın, ağustos ayından ekim ayına kadar tam 5 defa Toprak Mahsulleri Ofisi ihaleye çıkıyor. Bu ne demek? Tam 1 milyon 800 bin ton buğday ithalatı yapıyor. Demek ki bir sorun var. Dünyada fiyatlar yükseldi, ürün bulamıyor. Neden kendi çiftçinizi düşünmüyorsunuz, kendi çiftçinize ‘Üret kardeşim, ben sana destek veriyorum. Artık Rusya'dan buğday ithal etmeyeyim, hem tonuna daha fazla para ödüyorum, bu parayı sana ödeyeyim’ diye düşünmüyorsunuz? Düşünün arkadaşlar.”