HÜSEYİN ÜNSAL YÜCEL

Saat 12.30’da, odada başlayan toplantıya, Keşan TSO Meclis Başkanı Orkun Özkaya, Keşan TSO Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Şapçı, Keşan TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Arıkan ve Kadir Mutaf katıldı.

Değerlendirme de öne çıkan başlıklar ise şöyle oldu:

* Ekonomi sisteminin ve yüksek kurun sıkıntı yaratacağı düşünülerek tekrar değerlendirmesi ve çözümünün bulunması.

* İş dünyası maliyet hesabı yapamıyor.

* İş dünyası olarak faiz düşümünü şaşkınlıkla izliyoruz

* Ekonomi bir ilimdir. Bu ilmin her şeye çaresi var. Bir an önce bu ilmin gerekliliklerine geri dönülmesi gerek.

* İş dünyası olarak korkuyoruz

* Piyasaya güven veren ve iş dünyası olarak öngörülebilir bir sistemde ticari faaliyetlerimize devam etmek istiyoruz

* Vadeler, bakiyeler her şey kapandı. Mal tedarikinde sıkıntı var ya da satılmak istenmiyor.

GIDA DAHİL HER TÜRLÜ MALIN MALİYETİ GİTGİDE ARTIYOR

İlk olarak söz alan Keşan TSO Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Şapçı, geçen hafta itibariyle asgari ücrete güncelleme geldiğini belirterek, “Bence asgari ücrete gelen güncelleme tüm Türkiye için hayırlı olsun, iyi oldu. Fakat işverenler açısından da baktığımızda da asgari ücretten gelir vergisi ve damga vergisi alınmıyor gözüküyor. Fakat yine de toplu kişi çalıştıran şirketlerde, işletmelerde sıkıntı olacağını düşünüyorum. O yüzden de SGK primlerinde de düzenlemeye gidilmesi, işverenlere destek olunması çağrısında bulunuyoruz. Bildiğiniz üzere artan maliyetlerle beraberde asgari ücretin de bu denli artması işletmelere sıkıntı yaratabilir. Bunun içinde aynı zamanda sigorta priminin de tekrar düzenlenerek, destek verilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Ayriyeten piyasalardaki öngörülmez hareketlilik ve döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmaları da hep beraber endişeyle izliyoruz. Çünkü maliyetlerimiz hepimizin buna istinaden artıyor. Baktığımızda gıda dahil her türlü malın maliyeti gitgide artıyor. Şu anda daha zam gelmeyen fakat önümüzdeki günlerde zam geleceğini düşündüğümüz işletmelerimize, tüketicilere zararlı, sıkıntılı olabilecek noktalara ulaşmadan bir an önce ekonomi sistemimizi tekrar değerlendirmemizi ve ekonomi anlamında yüksek kurun sıkıntı yaratacağını düşünerek tekrar bunun değerlendirilmesi ve çözümünün bulunmasını rica ediyoruz” dedi.

İVEDİLİKLE EKONOMİ İLMİNİN KABUL GÖRMÜŞ METOTLARINA GERİ DÖNÜLMELİ

Murat Arıkan da, 2021’in son günlerinin ekonomik anlamda iş dünyası olarak zor geçtiğini ifade ederek, “Öncelikle Allah herkesin yardımcısı olsun. İnşallah ülke olarak bunun da üstesinden geliriz. Böyle mi olacak, böyle mi gidecek? Sohbetlerimiz bu oldu. Dövize olan talep, döviz kurlarındaki artışı sağlıyor. Yukarıya doğru sürekli döviz kurları artıyor. Bu da tüm ekonomik dengelerimizi bozuyor. İş dünyası olarak maliyet hesabı yapamıyoruz. Sattığımız malı yerine koyamıyoruz. Dolayısıyla bu bir durgunluğa yol açmakta. Ticaretin olamayacağı pozisyonuna getirmekte. Aralık 2021 itibariyle 55 ülke faiz açıklaması yaptı. 40 ülke sabit tuttu, 14 ülke faiz arttırdı, sadece azaltan, düşüren ülke Türkiye. Dünya üzerinde salgındaki durgunluktan sonra enerji, gıda krizi ve enflasyon var. Amerika’da son 40 yılın en büyük enflasyon rakamları var. Dünyada ekonomik kriz olduğu aşikar. Fakat bizim faiz modeline göre oluşturduğumuz bu faiz düşürme stratejisinin ekonomiye düzgün sonuçlar yansıtmadığı aşikar. Biz iş dünyası olarak bu faiz düşümünü şaşkınlıkla izliyoruz. İvedilikle ekonomi ilminin kabul görmüş metotlarına geri dönülmeli. Yapılan bizce yanlış. 2 yıldır piyasalarda esnafımız, KOBİ’lerimiz, işletmelerimiz zaten düzgün iş yapamadılar. Krizden çıktı tam herkes kendi toparlayacak tekrar eski işlerimiz döneceğiz derken şu an alım-satım yapamaz duruma gelmek üzereyiz. Ekonomi bir ilimdir. Bu ilmin her şeye çaresi var. Bir an önce bu ilmin gerekliliklerine geri dönmemiz lazım. İnşallah 2022’de ilimin gerektirdiği metotları daha doğru konuşan bir yıl geçiririz” diye konuştu.

PİYASALARA GÜVEN VEREN BİR TİCARİ SİSTEMİN BİR AN ÖNCE UYGULAMAYA GEÇMESİNİ BEKLİYORUZ

Kadir Mutaf ise son gelinen durumda ortaya çıkan ekonomik tablonun son derece ürkütücü bir hal aldığını dile getirerek, şunları söyledi: “İş insanlarının malı satmaktan korktuğu, çünkü yerine yenisini koyamama riski gördüğünden dolayı malını satmaktan korktuğu, üretmek, ticaret yapmak yerine işçilik, kıdem, ceza, denetleme gibi riskleri almayarak elindeki sermayesini döviz geliri elde etmeye zorlandığı bir dönem yaşıyoruz. İş dünyası olarak korkuyoruz. Buna rağmen her türlü eleştiriye kapalı bir dönemi yaşıyoruz. İyi niyetli çağrıların karşılık bulduğu, bütün paydaşların çözüme katkı sunduğu bir ekonomik modelin acilen uygulamaya konulmasını bekliyoruz. Her toplantıda destek söyleminde bulunuyoruz. Ama biz aslında destek beklemiyoruz. Öngörülebilir, piyasalara güven veren bir ticari sistemin bir an önce uygulamaya geçmesini bekliyoruz. Ağustos ayında Merkez Bankası’nın açıkladığı 2021 yılsonu dolar tahmini 8,94 TL, bugün ortaya çıkan döviz kurunun hali maalesef içler acısı, hepimizi ürkütüyor. Biz bir an önce piyasaya güven veren ve iş dünyası olarak öngörülebilir bir sistemde ticari faaliyetlerimize devam etmek istiyoruz. Keşan TSO olarak bizler biraz da bölgemizde aslında sınır ticaretinden dolayı yabancı turistlerin de sıklıkla günübirlik gelerek alışveriş yaptığı bir bölgede bulunuyoruz. Kısmen bunu burada üzücü de olsa her gün içinde yaşıyoruz. Gelen turistlerin bölgemizden alışveriş yaparken ne kadar avantajlı olduklarını birebir yaşıyoruz. Bu da kendi vatandaşlarımızın bulunduğu durumu endişeyle takip etmemize neden oluyor.”   

VADELER, BAKİYELER HER ŞEY KAPANDI

Orkun Özkaya ise gündemin sürekli artan döviz kurları olduğunu kaydederek, “Aşırı ve hızlı bir yükseliş, Türk lirasının aşırı değer kaybından dolayı maalesef ticaret durma noktasına geldi. Vadeler kapandı. Fiyatlar, günlük, saatlik hatta öğlene kadar geçerli. Kimse ticaret yapamaz durumda. Odamız olarak en kısa sürede öngörülebilir bir ekonomi modeliyle kurların daha fazla artmayacağı ya da duracaksa nerede durabileceğini öngörmemiz gerekiyor. Ticaretin işleyişi bozuldu. Vadeler, bakiyeler her şey kapandı. Mal tedarikinde sıkıntı var ya da satılmak istenmiyor. Kısıtlı satılıyor böylece değerinin de üzerinde satılıyor. Maalesef her taraftan ticaretten bir bozulma var. Ümit ediyoruz ki en kısa sürede döviz kuru makul bir seviyeye gelir. Ya da makul bir seviyede durur”