SONGÜL KONAR

Çakır, yaptığı açıklamada, “Bakkal kültürü toplumun vazgeçilmez unsurdur, Devletimiz bakkal esnafını rahatlatacak önlemleri bir an önce almalı ve esnafımıza nefes alma şansı vermelidir” dedi.

“BU YASA İLE ENFLASYONUN ATEŞİ DÜŞECEKTİR”

Ülke genelinde her sokak başında açılan zincir marketlerin, esnafa yaşam hakkı tanımadığını ifade eden Çakır, perakende yasasına açık ve net bir hüküm konularak zincir marketlerin haftada bir gün kapalı olmaları gerektiğini, yenilerinin açılmaması için trafik yoğunluğu, otopark zorunluğu, mahallelerdeki nüfus oranları ile esnafın varlığının göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekerek, şu açıklamalarda bulundu: “Bakkal kültürü toplumun vazgeçilmez unsurdur, Devletimiz bakkal esnafını rahatlatacak önlemleri bir an önce almalı ve esnafımıza nefes alma şansı vermelidir. Yaşadığımız ekonomik dalgalanmalar her kesime etki ettiği gibi bakkal esnafını da etkilemiştir. Perakende yasası bir an önce çıkmalıdır ve esnafı koruyucu halde düzenlenmelidir. Bu yasa ile enflasyonun ateşi düşecektir. Artık meclisin gündeminde olmalıdır. Ancak bu şekilde haksız rekabetin önüne geçilebilir. Kafamıza göre fiyat indirilip tekrar ertesi günü aynı fiyatın üstüne zam yapılmayacaktır. Bunu daha ziyade zincir marketlerde görüyoruz. Eğer yasa çıkarsa piyasaya oto kontrolü olacaktır. Vatandaşın rahat edeceği satış sistemi olacaktır. Bu yerel esnafta da aynı zincir markettede aynı olacaktır. Hala beklentimiz bu yönde. Ülke genelinde her sokak başında açılan zincir marketler esnafımıza yaşam hakkı tanımamaktadır. Bu marketler başta bakkallarımız olmak üzere bütün esnafımızı etkilemektedir. Yanyana açılan zincir marketlerin açılış ve kapanış saatleri birbirine uymamaktadır. Perakende yasasına açık ve net bir hüküm konularak zincir marketlerin hafta bir gün kapalı olmaları yenilerinin açılmaması için trafik yoğunluğu, otopark zorunluğu, mahallelerdeki nüfus oranları ile esnafın varlığının göz önünde bulundurulmasını istiyoruz. Faaliyetlerini mahallenin ve sokağın dışında yapmalarının tarafındayız.”

“BAKKAL ESNAFININ EN BÜYÜK SORUNU HAKSIZ REKABETTİR”

Bakkal esnafının en büyük sorununun haksız rekabet olduğunu dile getiren Mustafa Çakır, “Zincir marketler, mahalle aralarında manav ürünlerinden kasap-bakkal ürünlerine kadar hepsini bulundurup satıyorlar. Buda haksız rekabeti doğuruyor. Esnaf güler yüzü ile müşterisine verdiği poşetten ücret almaması ile sohpeti ile haldurum sorması ile hep gönlü zengindir. Ödeyemediği krediler nedeniyle esnafımız cansuyu kredisi niteliğinde sıfır faizli kredi imkanları sağlanmalı çünkü esnaf ancak böyle ayakta durabilir. İlçemizde yarım asırdan fazladır bakkaliye işinle uğraşıyorum. Dünle bugününü yaşayanlardanımdır. Dükkanlar genellikle babadan çocuklara kalıyor. Ama bazı çocuklarımız mülkleri hemen elden çıkarıyorlar. Bakkallar olarak gelişen teknolojiye ayak uyduramadık. Döneme ayak uydurabilmemiz için kredi olarak destek almamız lazım. Moda olan kredi kartlarıyla alışveriş, esnafı çok etkiliyor. Çünkü hem üründen istediğiniz kârı elde edemiyorsunuz buna en güzel örnek sigara-alkol satışına kredi kartı çekimidir. Bu yüzden bir nevi banka size ortak oluyor. Bakkalların bir özelliğide komşusuna, tanıdığına ürünleri veresiye satması. Krizlerde ilk kendisinin etkilenmesine sebep oluyor. Bakkallar verisiye kaldırdığı an insanların ayağı kesilir. Yasaklı günlerde (pandemi döneminde) bakkal-manav-kasap belli saatlerde açık oldu. Ekonomiye güven geldi. Panik alışverişi yaşanmadı. İsrafın önüne geçildi. Burada yaşanan devletimizin esnafımıza olan güvenidir. Bir sorun da saat 22.00’den sonra esnafın alkol satışı yapmamasıdır. Ama alkollü eğlence yerleri 22.00’den sonra satışına devam ediyor. Şimdi bunda çelişki var mı yok mu? Hiç değilse saat 24.00’e kadar satış yapma beklentimiz vardır.”

Esnaf halkı olarak, aşılarını olduklarını ve herkesi aşı olmaya davet ettiklerini dile getiren Çakır, açıklamasını şöyle sonlandırdı: “Sağlıklı bir yaşam için, güzel günler hayali kurmak için, yarınlarımız için, sağlığımız için kollarımızı sıvayalım. Memletimize çok büyük geçmişler olsun bir daha orman yangınları ve sel afetlerinin yaşanmaması temennimizdir. Hep birlikte bu günleri atlatıp birlikte yaralarımızı saracağız. Güzel günler sağlıklı günler hep bizim yanımızda olsun...”