Bostancı’nın geçtiğimiz günlerde bir gazeteciye verdiği ve 4 bölümde tefrika edilen demeçlerini gözden kaçırmışım. Gerçi çok da büyük kayıp sayılmaz. Geç de olsa okuyup anladım ki “Bizim başkan bina okur, döner, döner yine okur” 
***
Evet. Anladım ki Bostancı, kendi yalanlarına herkesten önce kendisi inanıyor. Eminim söylediklerinin, ağzından çıkanların farkında değil. Ama kasten yapmıyor. Bu benim daha önce de tanık olduğum, çoğumuzun da değişik kişilerde tanık olduğumuz bir davranış bozukluğu. O nedenle Bostancı’nın yazdıklarına, söylediklerine YALAN demek yerine “Anlamıyor, anlatamıyor, doğru söyleyemiyor, şaşırıyor, sayı saymasını bilmiyor, uçuyor” demek daha doğru oluyor..

***

Örneğin Belediyenin borçları. Bostancı, her ne kadar “Bu borç benim değil” diyorsa da borcun 40 milyon TL’si (eski para 40 trilyon) kanalizasyon ve arıtma projesinin uygulanması için yapılan Yanlış Proje ve Sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Bu projeyi anlayıp dinlemeden abartılı bir şekilde borçlanarak imzalayan da Bostancı’dır.. Bu borç Ahmet Çayır zamanında yapılmamıştır.. Her ne kadar Çayır’ın da belediye bütçesini doğru kullandığını söylemek mümkün değilse de aynı proje için bu mevcut borca yanılmıyorsam 4 Milyon TL de Ahmet Çayır eklemiştir. Ama sonuçta at izini, it izine karıştırmamak gerekir. Yalana dolana gerek yoktur. Turbun da,  borcun da büyüğü Bostancı’ya aittir.  .
***
Bir başka konu da artık çevrede hem tozu toprağı ile hem de gürültüsü ile sorun olan, Bostancı’nın kendisinin dahi yerinin değiştirilmesi gerektiğini nihayet anladığı Kilittaş Fabrikası’nın giderlerinin pek çoğu, el altından, ücretsiz olarak Enez Belediyesi tarafından karşılanmaktadır. Bunu Bostancı’nın kendisi bile bir marifetmiş gibi itiraf etmiştir. Belediyenin araç, gereç, su, personel vs..olarak fabrikaya bedavadan sunduğu hizmetlerin bedeli Enez halkının su - emlak vergisi - yol katılım payı vs gibi hizmetler için Belediyeye verdiği vergi ve ödentilerden sağlanmaktadır. Yani bu uygulama Fabrikanın karlı ve verimli görünmesi için fabrika giderlerini halkın üzerine yüklemektir. Suçtur. Belediye, kime verirse versin, verdiği hizmetin bedelini rayiç bedelden tahsil etmek zorundadır. Belediye işçisi, belediye şoförü bir şirketin emrinde gelişi güzel çalıştırılamaz. Yani bu anlayışla masraflar belediyeye yüklenerek,  Fabrika Şirketi Karlı gibi gösterilmekte ve halk aptal yerine konmaktadır.
***
Belediye bir kamu kurumudur, fabrika bir şirkettir, ayrı yöneticileri vardır. Toplam personel ve diğer giderleri ne kadardır? Bugüne kadar ne kadar taş üretilmiş ne kadar satmıştır? Bunları açıklamadan konuşmak “Hamamda şarkı söyleyip övünmeye” benzer. Her ay şirketin çalışanlarına 1 milyon TL ödeniyorsa ( Bostancı’nın kendi ifadesidir. Yalan; ama inanmak zorundayız) acaba bu fabrika ayda kaç metreküp taş üretip de satıyor ve kar ediyor? İşin komik ve palara tarafı  Bostancı bu fabrikanın gelirleri ile 28 Milyon borç ödediğini iddia ediyor. Fabrikanın bir yılda en fazla 6-7 milyon TL satış yaptığı tahmin edildiğine göre, bu fabrika sayesinde 28 Milyon borç ödendiğine inanılabilir mi?

Evet, sevgili dostlar, Bu rakamlara inanmak ancak aptalların ve yalaka yandaşların işidir.

( Devamı var)