İlk HODRİ MEYDAN çağrısı yaklaşık 1 yıl kadar önce Enez Belediye Başkanı Abdullah BOSTANCI’dan geldi. Biz de seviyeli bir siyasi ortam yaratılacak ve “Konular eşit koşullarda tartışılacak” diye umutlandık, kabul ettik. İyi ama sonradan anladık kiBOSTANCI’nın çağrı yaptığı, “gelin” dediği MEYDAN, ER MEYDANI değil, kendi evinin bahçesi..Ya da kısacası kendi çöplüğünde ötmeye alışmış horoz misali MEYDAN diye sadece kendi ÇÖPLÜĞÜ’nü biliyor. Ya da işine öyle geliyor.. 

*** 

Elbette Enez bizim de ötebileceğimiz bir çöplük sayılır.. Ama bizim istediğimiz hiç yoksa sakin bir ortamda, eşit koşullarda, zamanı eşit paylaşarak, birlikte belirleyeceğimiz bir moderatör yönetiminde, konuları önceden belirlenmiş konular üzerinden bir tartışma yapmak.. Böylelikle taa uzak yollardan gelmiş Gazete temsilcilerine önemli konularla ilgili iki farklı yaklaşım sunabilmek, daha gerçekçi bilgilerle gazete sayfalarını süsleyebilmelerini sağlamak mümkün olabilirdi. BOSTANCI bunun böyle olması gerektiğini bilmiyor mu? Domuzun yattığı yeri bile biliyor. Ama işine gelmiyor. 

*** 

10 Şubatta Enez’de yapılan toplantıda soru soran gazetecilere laf atan, soruları beğenmeyen, kısa kesmesini söyleyen arsızlar bizim katılmamakla ne kadar haklı olduğumuzu -sağ olsunlar- kanıtladılar. Sonuçta usulen de olsa, nezaketen de olsa, içtenlikle de olsa toplam da ya 3 ya 4 gazetecinin sorularına “yanıt veriliyormuş” gibi yapıldı ama hiçbir katılımcının-yalakalar hariç- kafasındaki sorular yanıtlarını bulamadı. 2 saat 30 dakika konuşma ve soru yanıtlama süresi kullanan BOSTANCI’nın dağı fare doğurdu. TOPBAŞ PARKI, Enez-Keşan Yolu, Pazar yeri projesi, Göllerin temizlenmesi, Borçların nereden geldiği, limanın açılması gibi sorunlar ve sorular hala ortada duruyor. SONUÇ : Yine elde var bir Kilittaş muhabbeti ve 3 renkli-figürlü havuz. Başka? Bir de bakraç taşıyan kadın heykeli. 

*** 

Kendi adıma konuşuyorum. BOSTANCI’nın HODRİ çağrısı için buluşulacak yerin KEŞAN’da olmasını ben önerdim.. “Niye Keşan?“diye anlamayanlar ya da eleştirenler oldu. Enez’de bunu tartışacak TV mi var, radyo mu var, izleyecek gazeteci mi var, tarafsız moderatörlük yapacak kimse mi var? Baştan belirleyeceğimiz konular çerçevesinde, para isteyerek değil, haber değeri gördükleri için bizi kabul edecek TV lerin, ya da radyoların uygun göreceği bir mahalde, isteyen tüm gazetecilerin, hatta köşe yazarlarının, ilgili oda ve STK temsilcilerinin, birlikte belirleyeceğimiz ilgili kişilerin katılıp soru sorabilecekleri uygun bir yerde bunu yapalım istedim.. Başka türlüsü kör döğüşü olur ki mazallah zaten bu konularda sabıkalı olan BOSTANCI’nın kendi belirlediği ortamda tartışmak, bu defa yanıtsız kalmaz, geri dönülmeyecek istenmeyen sonuçlar da doğurabilirdi.. 

*** 

Ne Ahmet ÇAYIR’mışsın be kardeşim..Adam 60 Milyon borcu sana yükleyip, hatta bu parayı yiyip içtiğini ima ediyor, seni en iğrenç örneklerle suçluyor, ne senden, ne eski meclis üyelerinden, ne eski Belediye Başkanları SÜNNETÇİ ve ALTUĞ’dan ÇIT yok.. Bir yazılı açıklama, bir bilgilendirme yapmayı bu halka karşı bir görev saymıyor musunuz? İşte size ve tüm Enezlilere böyle bir imkan..2 haftada bir yayına giren elinizdeki ENEZ GÜNDEMİ sayfaları sizlerin, bu konularda BOSTANCI’nın lehinde bile olsa bilgi sahibi olanların her türlü katkısına açık.. Bu sayfada yazılar ve haberler paylaşanları dahi hakaret etmedikçe eleştirebilirsiniz de…Çünkü doğruları meydanlardan kaçarak değil medeni ölçülerde konuşarak, paylaşarak bulabiliriz. Haydi lütfen… Korkularınızdan arının, Seyretmeyi bırakın MEYDANLARA inin.. Enez’i sahipsiz bırakmayın..