ENEZ MEKTUBU 

CHP’nin 9-10 Mart’ta TÜZÜK Kurultayı var. Bu Kurultay’da öncelikle Cumhurbaşkanı’nın nasıl belirleneceği konusu öncelikli olacak. Öncelikli olmasa bile böyle bir tüzük kurultayı sık sık yapılamayacağından pek çok şikayet konusu konularda değişiklik için  bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerekiyor.. 

***

Yanlış hatırlamıyorsam EN SON böyle bir Kurultay SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) döneminde 1991 yılında yapılmıştı. Galiba 3 gün sürmüştü. Kurultay’dan çok önce bir hazırlık komisyonu aylar öncesinden belirlenerek ve sık sık bir araya gelerek bir taslak hazırlamışlardı. Her kademedeki örgüt, aylar öncesinden alarma geçirilerek, önerilerini DANIŞMA Kurulları’nda tartışarak bu komisyona sunmuştu. Ben de 3 gün süren bu TÜZÜK Kurultayı’nda Tüzük Komisyonu’nun tüm toplantılarına katılmıştım.

****

Şimdi bulunduğum çevrelerde, örneğin Keşan, Enez ve Edirne ölçeğinde böyle bir hazırlık ve heyecan göremiyorum. Halbuki bugün; değil örgüt yönetimleri, tüm üyeler, eski İl ve İlçe yönetim Kurulu üyeleri, eski belediye ve İl genel meclis üyeleri, ağlayıp, sızlamak, işi oluruna bırakmak ve sadece şikayet ederek geyik yapmak yerine, olması gereken tüzük değişiklikleri ile ilgili kafa yormalı, önerilerini, örgütlerine iletmeli, takipçisi olmalıdır. İl ve İlçe örgütleri 9 Marta kadar en az 3-4 kez Genişletilmiş Danışma Kurullarını toparlayarak bu işi çok ciddiye almalıdır. İl Başkanlığı bu konuda ilçe örgütleri için bir program yaparak tabanın görüşlerini belirlemedeki titizliğini göstermelidir.

Hatta bu toplantılar örgüt yöneticilerinin keyfine de bırakılmamalı ve çeşitli ortamlarda tartışılarak, öneriler hazırlanmalı ve yöneticilere yazılı olarak iletilmelidir. Örneğin geçtiğimiz günlerde Keşan’da Sevgili Bülent Saylam’ın çağrısı ile CHP Keşan İlçe Merkezi’nde bir araya gelen, eski gençlik Kolu üyelerinin ikinci toplantısının konusu bu olmalı ve geniş bir katılımla “Yeni Tüzük” bu ortamda tartışılmalıdır.

**

Bunu ciddiyetle ele alacak olanlara tavsiyem 1991 yılında son değişiklikleri ile düzenlenmiş SHP Tüzüğü’nü öncelikle incelemeleri ve yararlanmaları gerektiğidir. Elbette değişen iletişim imkanları, çağın gerekleri ve yeni Anayasa çerçevesinde çok daha önemli değişiklikler yapılması da gerekebilecektir.

***

Tüzük değişikliğinde birinci ve en acil görev, elbette, partinin Cumhurbaşkanı Adayı’nı nasıl belirleneceğinin düzenlenmesidir. Bu aday belirleme yönteminin  sadece CHP örgütüne değil çok geniş kitlelere umut vermesi gerekmektedir.. Örneğin “Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması gerektiğini savunan bir partinin Genel Başkanı’nın aday gösterilmesi önemli bir çelişkilidir. Halk, parti başkanına değil, ülkeyi yönetecek bir Başkan’a oy vermeyi isteyecektir. Yani sonuçta  TBMM Partinin, Cumhurbaşkanı Halkın başkanı olmalıdır.. 

Bu benim görüşüm.. 

***

1983 den SODEP’den beri Tüzük hareketlerini, komisyonlarını, kurultaylarını yakından izleyen birisi olarak daha detaylı bir başka yazımı da en kısa zamanda sizlerle paylaşıp sorumluluğumun gereğini yapmak istiyorum.. Yani Devamı var…