ENEZ MEKTUBU

Son değişiklileri ile CHP tüzüğünü gözden geçirdim. Sonuçta  “TÜZÜK KEŞKE DEĞİŞMESEYDİ, HİÇ YOKSA MASRAF OLMAZDI” derken hiç de abartmıyorum... Bizler CHP de kavgayı yaratan, körükleyen, zorlayan hükümlerin değiştirilerek parti içi demokrasinin egemenlerin elinde oyuncak olmasından kurtulmayıbeklerken, Kurultayda bu olumsuz hükümlerin daha da katılaştığını, kurumsallaştığını ve usul haline getirildiğini görerek hayal kırıklığı yaşıyoruz.“Partide disiplini sağlayacağız” derken “susturmayı “hedefleyen, CHP’de de BİAT kültürünü özendiren, parti içi demokrasiyi daha da aşağıya çeken hükümleri görünce “DAĞ FARE DOĞURDU” demek bile fazla iyimserlik oluyor.

***

Parti içi KAVGA’nın en önemli nedeni olan BLOK LİSTE uygulaması daha çarpıcı ve akıl almaz yeni kurallarla düzenlenerek, takviye edilerek  yerinde duruyor.. İlk baktığınızda “ÇARŞAF LİSTE ESAS”mış gibi görünse de bunun böyle olamayacağını bile bile tüzükte yazılmış olması bence büyük riyakarlık..BLOK LİSTE mümkünken, hiçbir kongrede çarşaf listenin kullanılmayacağını ve seçimlerin hep BLOK LİSTE ile yapılacağını bile bile çarşaf listeyi asıl yöntem olarak tüzüğe yazmak bence üyelerle, bu partiden UMUT ve DEMOKRASİ bekleyenlerle alay etmektir.. Delege ağalarının, Belediye Başkanlarının parti üzerindeki egemenliğini pekiştirmektir..

***

Parti meclisinin görevleri arasında “Hükümet kurma, hükümete katılma, hükümetten çekilme”  yetkisi yeni tüzükte de aynen devam ediyor. Daha çok hukukçulardan oluştuğunu düşündüğüm CHP Tüzük Komisyonu üyelerinin, hala anayasanın değiştiğinden, başkanlık sistemi ile partilerin hükümet kurma, katılma, çekilme gibi bir yetkilerinin kalmadığından haberlerinin olmaması şaşırtıcı.. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz; yeni anayasa artık “siyasi partiler hükümet işlerine karışmayacak”diyor. Bu konuda ve iktidar olabilmek için siyasi partilerin yapabileceği tek iş seçilebilecek bir Başkan adayını belirleyerek seçilmesini sağlamak.Artık siyasi parti olarak hükümet kurmak, katılmak gibi bir göreviniz yok…“Bu Anayasayı değiştireceğiz” diyerek ne kendinizi ne de halkı aldatmayın..Kendi tüzüğünüzü bile doğru dürüst değiştirip demokratikleştirememişken, daha demokrat bir anayasa iddiasında bulunmayın. Ülkeyi yönetmeye gerçekten talip iseniz tüm ülkeyi, doğuyu, batıyı  kucaklayıp seçim kazanabilecek bir aday belirlemeye bakın..

***

Yeni tüzükte Cumhurbaşkanı’nın nasıl belirleneceğine dair bir madde varsa da yeterince açık değil.. Getirilmiş hükümde 4 alternatif var: Seçmen yoklaması - ön seçim - aday yoklaması veya Merkez yoklaması. Bu usullerden hangisinin uygulanacağına kim karar verecek? Parti Meclisi. Peki, aday olabilme koşulları nelerdir? Genel Başkan aday olacak ise sizce buna kim karar verecek, Aday bu  usullerden hangisi ile belirlenecek? Aday olmak için partiye kayıt gerekecek mi? Nasıl aday adayı olunabilecek? Nasıl bir takvim uygulanacak?

Neyse.. Bir yönetmelikten söz ediliyor.. Bekleyelim, görelim..

***

Milletvekili seçimleri için aday belirlenmesinde her ne kadar ÖNSEÇİM iddiası varsa da dikkatli bakıldığında eski tüzükten daha demokrat değil daha merkeziyetçi bir yaklaşımla neredeyse seçilebilecek milletvekili sayısının % 70 ini parti meclisi belirleyecek.  Neye göre, hangi kriterlere göre belirlenecek belli değil. Tüzükte herkesin beklediği nitelikli üye ya da militan üyeliğe dair en ufak bir değişiklik var mı? Yok..  Geçiniz..

***

Aslında uzun uzun bunları yazmaya da gerek yok..Yazımı arada bir kullandığım bir örnekle bitireyim : Savaşı kaybeden komutana “Niçin kaybettin?” diye sormuşlar. “Birçok nedeni var“ diye yanıtlamış.. “Say” demişler.. Saymaya başlamış “Bir… Mermim yoktu” deyince “Bırak gerisini sayma” demişler… Şimdi bu da o hesap.. Üyelik nitelikli hale getirilmedikçe ve BLOK liste kalkmadıkça,parti içi demokrasi ve Barış hayaldir.. Gerisi fasafisodur..

İçine sindirenlere hayırlı olsun..