ENEZ MEKTUBU   

DOĞAN MEDYA GRUBU’nun Demirören grubuna satılmasıyla iktidar yanlısı basının büyük bir mevzi daha kazandığı düşünülebilir. Ben kendi adıma bunu çok da önemsemiyorum. Okuyucu kitlesi acınacak boyutta ve az olan bir ülkede bu bir güçlenme değil bir güç kaybıdır. Her şeyden önce bu bir ticari bir hatadır.  Sayısı belli iktidar yanlısı okuyucu, manşetlerine ve hatta imla hatalarına kadar aynı olan gazetelerden, daha farklı görüp de ek olarak yeni katılanlardan hangisini okuyacak? Okuyucu sayısı artmayacağına göre yeni eklenen gazetelerle bölüşme diğer gazetelerin okuyucu kaybına neden olmayacak mı? Yani bence iktidarın evdeki hesabı çarşıya uymayacak. Hele iktidarın şu ya da bu şekilde değişmesinden sonra şimdi satın alınan bu gazeteler ve kuruluşlar yok pahasına müşteri arayacak..

***

Gelelim madalyonun diğer yüzüne. İktidarın abartılarını, yalanlarını dinlemekten, her TV kanalında iktidarın önde gelen liderlerini görmekten yılmış ve bıkmış kitle, kısmen tarafsız gördüğü medya kuruluşlarının da satışından sonra artık BİRGÜN gibi, EVRENSEL gibi CUMHURİYET gibi, HALK TV gibi,  kendisine daha yakın medya kuruluşlarını bularak ve oralarda yoğunlaşarak bu kuruluşların daha da güçlenmesine katkı vermiş olacaktır. İnternet Gazeteciliği daha çok önem kazanacak, sosyal medya daha etkili hale gelecektir.

***

Yine öyle midir, bilmiyorum; Bir zamanlar Almanya, İngiltere, ABD gibi ülkelerde ULUSAL BASIN’ın sayı olarak şaşılacak kadar çok az olduğunu hatırlıyorum. Bu ülkelerde YEREL VE BÖLGESEL Basın daha gelişmiş, daha işlevsel ve daha etkili idi. Bizde de, bir zamanlar BÖLGESEL BASIN’ın en önemli örneği İzmir’in YENİ ASIR Gazetesiydi. Örneğin Kuşadası’nda Hürriyet Gazetesi kışın 50-60 adet satılırken Yeni Asır Gazetesi 180-200 adet satılırdı. İnsanlar kendi yörelerinin haberlerini, sporcularını, yöre etkinliklerini daha çok görebilecekleri, izleyebilecekleri YEREL VE BÖLGESEL Gazeteleri tercih ediyorlar. Ancak ne yazık ki Trakya’da böylesi bir bölgesel gazete (ler) yok..

***

Aslında ben bugünlerde son zamanlarda gerçekten güç günler yaşamakta olan YEREL BASINIMIZ ile ilgili aranan çıkış yollarına bir katkıda bulunmak için bir yazı yazmayı planlıyordum. Hepimizin gördüğü yanlışları bir de “ben dillendireyim” diye düşünüyordum. Doğan Medya’nın satışı bu yazının aciliyetini bir kez daha öne çıkardı. Öyleyse bir sonraki yazımın başlıklarını sunarak detaylarını daha sonra tartışmaya açayım ve görüşlerinize sunayım: 

1. Sadece Resmi İlan’a güvenerek yapılan gazetecilik nereye kadar? 2. Yerel ve bölgesel Gazeteciliği etkin ve okunabilir hale getirmek için Keşan’da Edirne’de neler yapabiliriz? 3. Keşan’da yerel gazeteciliğin anatomisi, artıları, eksileri nelerdir? vs …  Konular bunlar..

Tartışmaya, düşünmeye değmez mi?