ENEZ MEKTUBU

İnsan bazen kendisinden şüphe ediyor. Özellikle AKP’nin üst yöneticilerinden, tabandaki yerel yöneticilerine kadar olaylar öyle saptırılıp, öyle anlatılıyor ki dehşete kapılıyorsunuz. Örneğin Keşan AKP İlçe Başkanı Hüseyin Boyalık bu konuda gerçekten çok başarılı. Öyle anlatımları var ki, örneğin Gezi Parkı’nda kesilen ağaçlarla, Keşan Kurtuluş Caddesi’nde budanan ağaçları aynı siyasi bakış açısında öyle güzel yoğuruyor ki eğer yutmaya hazırsanız hiç sıkıntı çekmiyorsunuz. Ya da siz Afrin Müdahalesini, bir ölçüde, Man adası gibi, Zarraf Davası gibi, şeker fabrikalarının satışı gibi, çocuk tacizleri gibi, kadın cinayetleri gibi sosyal ve ekonomik kabahatleri örtme çabası gibi görürken Sayın Boyalık, size dönüp “CHP’liler AFRİN’i unutturmak için Şeker fabrikalarının satışını gündeme getiriyorlar” diyerek, tam aksi bir söylemle ancak kendisinin inanabileceği bir yaklaşımı ortaya koymaktan hiç çekinmiyor. İşte o an “Yahu gerçekten ben yanlış mı yapıyorum?” diyerek kendinizden bile şüphe edebiliyorsunuz.

***

Mesela, sadece CHP’lilerin değil, hatta AKP’li tabanın büyük bölümünün, hatta AKP’de başbakanlık yapmış Davutoğlu’nun ve pek çok insanın “Ülkenin Yüz Karası” saydıkları 17-25 Aralık rüşvet skandalını; Boyalık ve partinin sadece Tayyip Erdoğan ağzı ile konuşan yöneticileri, olayı inkar noktasına getirerek bunu “Dış Güçlerin Senaryosu” olarak değerlendirebiliyorlar. Diyelim ki 17/25 Aralık “Dış güçlerin senaryosu” İyi de bu senaryoda rol kapanlar, yani artistler kim? Devlet bankalarını kendi çıkarları için acımasızca kullananlar, ZARRAF’ı yaratanlar ABD’li mi, Hollandalı mı? Niye, hem dış güçlere karşı tedbir alıp hem de bu adamları cezalandıramıyorsunuz? Ocaklarına incir ağacı diktirmiyorsunuz? Bir yanıtınız var mı Sayın Boyalık? Eğer gerçekten dış güçlerin senaryosunda rol almışlarsa bunlar sadece hırsız değil gerçek vatan hainleridir. Bunu Red mi ediyorsunuz? Niye yargılatmıyorsunuz? Sıkıntınız nedir?

***

CHP’yi “Dış güçlerin kullandığını” söylemek kadar tutarsız bir yaklaşım olamaz. CHP Gezi olaylarında da, 17/25 Aralık sürecinde de, hep tutarlı ve hukuktan yana, adaletten yana, meşruiyetten yana, insan hak ve özgürlüklerinden yana tavrını kendi iç dinamikleriyle belirleyerek sergilemiştir. Dış ülkelerin kimleri nasıl kullandığı konusunda verilebilecek en çarpıcı örnekler ise AKP’nin kısa siyasi tarihinde hep birlikte, ibretle izlenmiştir. İzlenmeye de devam edilmektedir. AKP, hatta bazen Dış Güçlere Bile Gerek Kalmadan defalarca yanlış yollara, hatta savaşlara sürüklenmiş ve AKP yöneticileri bir değil, beş değil,  defalarca halkın karşısına çıkıp boyunlarını sağa doğru bükerek, ağlamaklı bir sesle “Aldatıldık” diyerek kullanıldıklarını itiraf etmişlerdir. Yanlış mı biliyorum?

***

Sayın Boyalık, Halkı aptal yerine koymak, herkesin, her şeyi yutabileceğini sanarak atıp tutmakla bir sonuç alınmaz. Ne yaparsanız yapın, önümüzdeki seçimler Tek Adam sevicilerle, demokrasiye inanalar arasında olacaktır, SAVAŞ diyenlerle YURTA BARIŞ, CİHANDA BARIŞ diyenler arasında olacaktır, 17/25 Aralıkta sorulmayan hesapları sormak isteyenlerle, adaletin önünden hırsızları kaçıranlar arasında olacaktır, haysiyetli dış politika isteyenlerle, BOP kandırmacalarına kapılıp Aldatılanlar arasında olacaktır. AKP’ye gerçekten gönül verip son 5-6 yılda hayalkırıklığı yaşayanlarla, AKP’yi bitirip partiyi Tek Adam’a teslim edenler arasında olacaktır. Birbirlerine çeşitli zeminlerde  yapmadık hakaret bırakmayıp, sonra milliyetçi ideolojiyi kendi hesapları için AKP ile pazarlık konusu yapanlarla, cumhuriyetçiler, hırsızı tanıyan ve reddeden dindarlar, gerçek vatanseverler,çağı yakalayan gençler ve ırkçı siyasetleri lanetleyenler arasında olacaktır.

Sonuç?  Kim kazanır? Bilemem ama bu seçim  ülke insanının  kalitesini de belirleyecektir.

NOT: Sayın Boyalık; Enez-Keşan Karayolu, hem Edirne, hem Keşan hem Enez AKP yönetimlerinin çok büyük ayıbı ve beceri seviyesinin göstergesidir.