Yazı yazmak, birilerini eleştirmek de artık izne bağlı olmaya başladı. Yazarken, hatta konuşurken “Türban” demeyeceksin, “Darbe” demeyeceksin, “Ayasofya” demeyeceksin, “Tank fabrikası ne oldu?” demeyeceksin. “Selahattin Demirtaş, Osman Kavala” demeyeceksin. “Suriye’de bizim ne işimiz var?” demeyeceksin.“AİHM” demeyeceksin. Hele bunları ağzına alan sıradan bir CHP’li üye bile olsa; yandı. İktidarın bütün sözcüleri, gözcüleri, bakanları, bakmayanları, troller, yalakalar hemen başlıyorlar; “Vay CHP! Sen misin bunu söyleyen”

***

Aslında bu zihniyet sadece AKP zihniyeti değil. Ben de geçen günlerde, sosyal medyada Enez’deki Kilittaş fabrikası ile ilgili olarak Sn. Özkan Günenç’in yanıtlaması gereken bir yazı yazdım. Sorular yönelttim. Kimisi beni “Klavye şovelyesi”ne benzetti, kimisi “Buradan cevap vermek zorunda mı? Git makamına orada sor” diyerek ağzımın payını verdi. Kimisi “Bostancı ne yaptı da şimdiki başkanı suçluyorsun?” diyerek tepkisini gösterdi. Kimileri de “Öskan bey oğluna” olan sonsuz güveni nedeniyle sorduğum soruların mutlaka bir yanıtı olduğunu belirterek benim yazımı sıfırladı.  Başkanın adını bile doğru bilmiyor ama onu savunmaktan da geri kalmıyor…

***

Her zaman olduğu gibi sevgili Özkan kardeşimiz yazılı bir yanıt vermek şöyle dursun, yazdıklarım, sorduklarım onun umurunda bile olmadı. “Kervan yürür” mantığı ile bildiği yoldan devam etti. Hiç şaşırmadım. Ama ilginç olan bu yazıya destek veren ya da karşı çıkan hiçbir partinin ve hiçbir siyasetçinin olmaması. Enez CHP İlçe Başkanı’nın zaten Enez’den de, dünyadan da haberi yok. O da Edirne’de kurgulanan bir siyasi mekanizmanın çok da lüzumlu olmayan bir ayrıntısı olarak işlevini sürdürüyor. Diğer partilerin ilçe yönetimleri de o kapı senin, bu kapı benim gezerek politika ürettiklerini sanıyorlar. Hatta kimisinin varlığını bayramdan bayrama çelenk koyarken farkediyoruz.

***

Bu sorular başka kimlerin umurunda değil? Bu kentte Belediye Meclis Üyeleri yok mu? Bu sorular onları rahatsız etmiyor mu? Yoksa onlar da “Şirketlerde müdürlük sırası nasıl olsa bize de gelir” diyerek suskun olmayı kurnazlık mı sanıyorlar. İyi de muhalefetin 2 meclis üyesi bu işleri hiç mi merak etmiyor? Eski Belediye Başkanlarının bu konularda söyleyecekleri hiç mi bir şey yok? İlçe Başkanları bu konularda niye hiç yazılı açıklama yapmaz? Ya da son seçimlerde CHP’den aday adayı olup, Ankara’da günlerce konaklayanlar ama sonuçta kapı önüne konanların dilleri mi tutuldu? Huuuu! Neredesiniz yahu? Çoğunuza da anlatmıştım… Yenildiğinizin ertesi günü yine meydanlarda olmalısınız demiştim…

Demek ki artık yoksunuz...

***

Özkan başkana sorduğumuz bu sorumuza da yanıt alamadık. Halbuki daha sorulacak nice sorularımız var. Elbette üşenmeyip sormaya devam edeceğiz. Çünkü pek çok soruya yanıt bekleyen pek çok duyarlı insanın varlığını biliyoruz. Enez’in üstüne ölü toprağı döküp kendi dümenini yürütenler olduğunu görebiliyorsak sesimizi yükseltmeli, hesap sormalı, yanıt alabilmeliyiz. Enez’in son bir buçuk yılda henüz bir adım öteye gitmediği gibi bazı olumsuzlukların çığ gibi büyüdüğünü görebilmeliyiz. “Öskan oğlumuzun” iyiliğini düşünüyorsak, başarılı olmasını istiyorsak henüz vakit geçmedi.

***

Bu arada neredeyse bir yıl önce büyük ümitlerle kurulan Enez Danışma Platformu’nun artık devreye girme zamanının geldiğini de unutmuyoruz. Bugüne kadar neler önerdiniz? Öneriyorsunuz da yapılmıyor mu, gündeminizde neler var?

Siz bari suskun kalmayın.