1 Mayıs Emek, Mücadele ve Dayanışma bayramı koronavirüs sebebiyle ancak evlerde kutlanabilecek. Gerçi koronavirüs olmasa idi emekçiler her zaman olduğu gibi yine geniş yasaklarla ve kısıtlamalarla karşılaşacaklardı. Tüm olumsuzluklara rağmen bu bayram TÜM EMEKÇİLERE KUTLU OLSUN. Bilmeyenler için bugünün anlam ve önemini paylaşayım istedim.

Sanayi devrimini takiben 1800'lerin ikinci yarısı emekçilerin örgütlenip kapitalizme baş kaldırmalarının şiddetlendiği yıllar olmuştur. Emekçi kesimin sermayeye karşı mücadelesini simgeleyen gün talepleri o yıllara dayanır. Dünyada ilk olarak Avustralyalı işçiler 12 saatlik çalışma süresinin 8 saate düşmesi talebiyle 1856 yılında greve giderler ve 21 Nisan’ı mücadele günü olarak ilan ederler.Yakılan bu kıvılcım 1880'lerin başında Amerikalı işçilerin mücadelelerine de ilham olur. 1880'li yılların başı sınıf mücadelesinin yükseldiği yıllardır.1886'ya gelindiğinde Chicago merkezli işçi hareketleri 1 Mayıs'ta tüm ülkede genel grev kararı alırlar. Amerika genelinde 350 bin emekçi miting ve yürüyüşler yaparlar. Temel sloganları '8 saat çalışma, 8 saat dinlenme, gerisinde canımız ne isterse'dir. O gün olaysız geçer. Ancak bu örgütlülük kapitalistlerin canını sıkmıştır ve gözdağı vermek niyetindedirler. 3 Mayıs’ta McCormickHarvester fabrikasında grevdeki 1500 işçiye polis ve özel milis güçleri saldırırlar ve 6 işçiyi katlederler. Sendikalar bu olayı protesto için 4 Mayıs’ta Haymarket meydanında miting düzenlerler. Olaysız biten miting dağılırken alana bomba atılır ve dört bir taraftan yaylım ateşi başlar. (Tanıdık geldi mi?? 1 Mayıs 1977!!) Korkunç saldırıda 10 işçi ve 6 polis ölür.
Bu katliamla ilgili işçi liderleri suçlanırlar, gözaltına alınırlar ve düzmece belgelerle yargılanırlar. 7 işçi lideri idama mahkumedilirler. (2 tanesi daha sonra müebbete çevrilir). 5 işçi lideri 11 Kasım 1887'de idam edilirler.

Ancak başlayan bu yangın giderek büyür ve 1889'da Paris'te toplanan 2. Enternasyonel 1 Mayıs’ı Dünya işçilerinin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak ilan eder. 1890'dan başlayarak emekçiler tüm dünyada 1 Mayıs’ta meydanlara çıkmaya ve bugünü bayram olarak kutlamaya başlarlar.

TÜRKİYE'DE 1 MAYIS

Dünyanın birçok ülkesinde özgürce ve şenlik havasında kutlanan 1 Mayıs ülkemizde utanç vesilesi olarak yasaklarla yaşayagelmiştir.Türkiye'de ilk 1 Mayıs 1906'da İzmir'de Basmane işçileri tarafından 'Amele Bayramı' adıyla kutlanmıştır.1909 yılında Üsküp ve Selanik’te, 1910 yılında Selanik’te, 1911 yılında Üsküp, Selanik ve Edirne'de 1 Mayıs yürüyüş ve miting gibi etkinliklerle kutlanır.1912'de İstanbul'da ilk kez 1 Mayıs etkinliği coşkulu bir şekilde kutlanmıştır. Ancak Balkan savaşı bahane edilerek yasaklanır ve yasak 1919 yılına kadar sürer.1919-1924 yılları arasında 1 Mayıs gösterileri Tüm baskılara rağmen işgal protestolarını kapsayacak şekilde yapılır.1924'te yeniden başlayan 1 Mayıs gösterileri yasaklamaları 1976 Taksim kutlamalarına kadar sürer. (Bu arada 1934 yılında yasa ile 1 Mayıs 'Bahar Bayramı' ilan edilir. Ayrıca 1960'lı yıllarda 24 Temmuz İşçi Bayramı olarak dayatılır. Burada amaç Türkiye’deki işçileri evrensel dayanışmadan ve sınıf bilincinden uzak tutmaktır.)

Ancak mücadeleden vazgeçmeyen işçi örgütleri 1976'daki görkemli kutlamadan sonra 1977'de yine coşkuyla Taksim'e koşarlar. Bugün hala aydınlatılamayan(!)işçi düşmanlarının alana hakim yüksek binalardan ateşi sonucu kalabalıkta panik başlar. Alandan çıkış yollarının bilinçli olarak kapatılması sonucu büyük bir izdiham yaşanır. Açılan ateş ve izdihamda ezilmeler sonucu 37 emekçi hayatını kaybeder.Bu katliam ne yazık ki hala aydınlatılamamıştır. Bu katliamı tezgahlayanlar, gerçekleştirenler ve göz yumanlar tarih önünde her zaman nefretle anılacaklardır. 

Bir sonraki yıl yani 1978 kutlamaları yine Taksim'de yapılır. Ancak 1979'da sıkıyönetim uygulaması vardır ve kutlamaları engellemek için 1 Mayıs’ta İstanbul'da sokağa çıkma yasağı ilan edilir. 1980'de Mersin'de düzenlenen mitingde DİSK genel başkanı Rıza Güven tutuklanır. 12 Eylül Askeri darbesi sonrası 1981-1986 arası 1 Mayıs kutlamaları cunta tarafından yasaklanır.1987'de yeniden başlayan etkinlikler türlü engellemeler ve baskılarla altında gerçekleştirilmeye çalışılır.
2009 yılında TBMM genel kurulu 1 Mayıs’ı 'Emek ve Dayanışma Günü' olarak resmi tatil ilan eder.2010 yılında Taksim yeniden kutlamalara açılır. 2011 ve 2012 yıllarında coşkulu ve olaysız kutlamalar yapılır.2013 yılında Taksim’de gösteriler yeniden yasaklanır ve bu yasak günümüze kadar gelir. İşçiler simge haline gelen Taksim alanı 1 Mayıslarda işçilere kapalıdır.


Dünyada emekçilerin uzun yıllardır coşkuyla kutladığı ‘1 Mayıs’lar maalesef ülkemizde yasakların, baskıların, tutuklamaların ve hatta katliamların yaşandığı bir tarih olmuştur. İşçilere örgütsüzlüğün dayatıldığı, grev ve mücadele haklarının engellendiği, sarı sendikaların devlet eliyle desteklendiği günümüzde bir de koronavirüsün etkisiyle emekçiler buruk bir bayram yaşayacaklardır. Evlerinde, muhtemelen birçoğu günün anlam ve önemini bilmeksizin, televizyonlardan 1 mayıs nutukları dinleyerek. Çoğu belki de işini kaybetmiş olarak ve tamamı ekonomik krizin yükünü omuzlarında hissederek.

Sözün Özü: Devletin en tepesinin ‘OHAL ile grevleri önlediklerini’ övünerek söylediği ülkemizde bu bayram kol, beden ve zihin gücü ile çalışan TÜM EMEKÇİLERE KUTLU OLSUN.