Darbe yapanlar da,  mağdur olanlar da vatansever insanlardı..

Evet.. Darbeler utanç duyulması, onaylanmaması ve bir seçenek olarak asla düşünülmemesi gereken bir yöntemdir. Hele böyle KANSIZ yapılan bir darbenin sonunda 3 devlet adamının kanlarıyla kirletilmesi akıl almaz bir olaydır. Bu darbe sürecinde bir bakıma trajedi, bir bakıma bir komedi olarak yaşanmıştır…  Erken gelenin MBK (Milli Birlik Komitesi)nde bir sandalye kapıp komiteye dahil olduğu, Darbe liderinin siparişle İzmir’den getirtildiği, darbe sonrası için hiçbir plan ve programlarının bulunmadığı, trafik kuralları gibi günlük işler için bildirilerin yayınlandığı bir komedi ortamının yanında, EMİN-SU gibi yüzlerce rütbeli askerlerin, 147 liler gibi Üniversite Hocalarının tasfiyesi gibi trajedilerin yaşandığı bir dönemdir 27 Mayıs.

***

  1. SONUÇ: 
  2. 27 MAYIS Darbesi bu topraklarda Osmanlı’dan beri yaşanan darbelerden sadece biridir. İlk de değildir, sonuncusu da değildir. Ne yazık ki bu gelenek yere göğe koyamadığımız Osmanlı dönemlerinden genlerimize işlenmiştir. Tarihimiz boyunca nice sadrazam, nice padişah bu yolla ETKİSİZ HALE getirilmiştir. Tarihin bu sayfalarını görmezden gelerek, sadece 27 Mayıs darbesine hakaretler yağdırmak yıllardır aşılamayan onarılmayan travmayı tedavi etmek yerine, kaşımaktan, kanatmaktan başka bir şey değildir.
  3. 27 Mayıs Darbesi’nin hedefi Demokrat Parti değildir. İktidarda CHP’de olsaydı darbe olacaktı. Nitekim 1962’de ve 1963 yıllarında İnönü’ye karşı da darbeler denenmiştir..
  4. Demokrat parti ülkeyi kaosa sürüklemiş ve darbecilere bulunmaz gerekçeler yaratmıştır. Ancak bugün bu kaosu yaratan, eleştirdiğimiz tutum ve davranışları bugünkü hukuk açısından eleştirilebilse bile o günkü yasalar açısından Demokrat Parti iktidarına söylenebilecek pek bir şey yoktur. Çünkü 1924 Anayasası ÇOK PARTİLİ bir demokrasiye uygun bir Anayasa değildi. Demokrat Parti’nin bu Anayasa’nın dışına çıktığını iddia etmek dayanaksızdır. Zorlama olmuştur.
  5. Darbelerin geçerli çözüm ve moda olduğu o dönemde yapılan bu darbe KANSIZ başarılmış ama sonrasında 3 devlet adamının idamı ile hem kirletilmiş hem de hala yaşanan bir travmaya neden olunmuştur. Ancak o dönemin darbeleri incelendiğinde görülecektir ki KANSIZ DARBE de YOKTUR. Hele Avrupa’daki 1940’lı yıllardaki faşist yönetimlerin akıttıkları kanlar dikkate alındığında kansız başarılan bu darbenin önemi ayrıca değerlendirilmelidir..
  6. Darbeyi CHP’ye ve İnönü’ye fatura etmeye çalışanlar ya bilgisizdir, ya da bundan siyasi yarar umanlardır. Darbenin mimarları, ülkelerini emperyalizmin pençesinden kurtarmak için KURTARICI’lığa soyunmuş tüm Ortadoğu’nun, orta Amerika’nın, Afrika’nın genç subaylardır. 20’nci yüzyılda Ulus Devlet sürecinde yaşanan iğrenç iniş / çıkışlardır. 
  7. 1950’li 60’lı yıllar SOĞUK SAVAŞ ve iki kutuplu dünyanın zirve yaptığı yıllardır.. Darbelerin ardında bu iki kutubun varlığını da görmek gerekir.
  8. 27 Mayıs Anayasası genel hatları ile çağın gerekleri ve çok partili demokrasinin kurum ve kurallarını içeren önemli bir belgedir. İlginç yanı, zaman içinde bu Anayasa’dan rahatsız olan ve ilk fırsatta DARBE YAPARAK değiştirenler de 27 Mayıs’ta mağdur olanlar ile, bu anayasayı sipariş ederek yaptıran askerler olmuştur. 

***

27 Mayıs darbesini yapanları tasvip etmek, savunmak, aklamak hiçbir bahane ile mazur görülmemelidir. Bugünün Dünyasında bunu idrak etmek zor değildir. Ancak ne kadar suçlarsak suçlayalım, ben iddia ediyorum ki darbe yapanlar da, darbede mağdur olup darağacına gönderilenlerde, yıllarca hapishanelerde ömür tüketenler de Vatanını seven insanlardı. Her şeyi VATAN İÇİN yaptılar. Bilemedikleri, göremedikleri, anlamadıkları ise vatanı sevmenin, devirerek, yakarak, yıkarak olamayacağı idi. 

BİTTİ...