ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY

Ben CHP’li değilim. Ama önümüzdeki süreçte Millet İttifakı’nın başarılı olmasını, seçimi kazanmasını “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” için değil, bundan daha çok, tarafsız, bağımsız ve çağdaş bir adalet için diliyor ve destekliyorum. Böyle bir adalet sistemi bile benim için yeterli.

***

Partili değilim ama ben bir sosyal demokratım. Şimdi hangi CHP’liye sorsanız o da size “solcu” ya da “sosyal demokrat” olduğunu söyleyecektir… Elbette sosyal demokratlık lafla olmuyor. Hele Baykal döneminden gelip partiyi laik / ulusalcı bir çizgiye yani sağa doğru çekenlerden -hala aynı kafada iseler- zaten solcu ya da sosyal demokrat olmaz.

***

Partinin isminin içinde “Sol” kelimesinin olmasını yeterli görenlerden, ya da hala sosyalizm hayali ile yaşayanlardan da solcu olmaz. Sadece ABD, ya da batı karşıtlığı ile de solcu olunmaz. “Solcuyum ama Suriyeli göçmenleri sevmiyorum. Onlara su bile vermemek lazım” diyenden de, tüm Kürtleri PKK kefesine koyandan da, “Beka sorunudur” diye inanıp Suriye’ye savaş açılmasını görmezden gelenden de, her ne amaçla olursa olsun "Fakat/ama" demeden savaşa karşı çıkmayandan da solcu olmaz.

***

Zamanında, Ordu'nun güdümünde Baykal ve Bahçeli’nin peşine takılarak Cumhuriyet Mitinglerine koşanlardan, İktidar partisi hakkında kapatma davası açıldığında sessiz kalıp hatta alkışlayanlardan, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığına “Eşi türbanlı” diye karşı çıkanlardan, laikliğe dört elle sarılıp “Demokrasi”yi ağzına almayanlardan, “İkna Odaları”na karşı çıkmayıp susanlardan ve hala aynı yanlışları savunanlardan da solcu ve demokrat olmaz.

***

Uzatmayalım.. Zaten bugünün konusu sağda veya solda olmak değil. Demokratik, laik ve sosyal bir devletin yeniden inşası yanında asıl önemli olan, başta da belirttiğim gibi “Bağımsız tarafsız, çağdaş” bir hukuk ve adalet sisteminin el birliği ile gerçekleştirilmesi… Bu yolda atılan çok önemli adımları yetersiz bulmaya gayret eden, olayı at yarışına çevirip “Kim kazanır?” tartışmalarına çekmek isteyen, kendi kafalarındaki adayı öne çıkarmaya niyetli KONDA’cılar, köşe yazarları ve Kılıçdaroğlu’nu bir türlü ve hala anlamamakta kararlı bir kitleyi hep birlikte görmek ve gerekli tepkiyi göstermek zorundayız.

***

Kılıçdaroğlu kazanamayacağı bir seçime girmeyecektir. Bu denli özverili ve uzlaşmaya hazır bir kişiliktir. Ama kazanabileceğine altılı masada da inanılır ve karar verilebilirse ülke için çok önemli bir şanstır. , Diğer ismi geçen, şişirilen adaylar da yukardaki tezgahların aleti olmamalıdır.

Kerameti olanlar, laf üretmek, ahkam kesmek, Millet İttifakı’na akıl ve yön vermek yerine sahaya inmek ve çalışmak konusunda öncü olmalıdırlar.

NOT: CHP, Mahkeme kararına saygı duymalı ve Canan Kaftancıoğlu'nu siyasi kimlik gerektirmeyen bir yerde görevlendirmelidir. Örneğin KAFTANCIOĞLU Genel Başkanı BAŞ DANIŞMANLIĞI'na çok yakışır.