ENEZ MEKTUBU

Aslında geride kalan 4 yıl değil… 19 yıl…  Enez Belediye Başkanı Abdullah Bostancı’nın Enez’in kaderine damgasını vurduğu 19 yıldan söz ediyorum. Bostancı, artık son görev döneminin de 4 yılını tamamladı. Şimdi artık 19 yıllık hizmet bilançosunu görme ve değerlendirme zamanı.

***

Beğenelim ya da beğenmeyelim; ömrünün üçte birini bu kasaba için feda ettiğini bilerek öncelikle Bostancı’ya teşekkür edelim. Enez’e hizmet edip, çivi çakan, kafa yoran, katkı veren herkes bunu hak ediyor. Ancak, Bostancı’nın ne yazık ki 19 yıllık Başarı karnesi de, son 4 yıllık karnesi de hiç övünülecek gibi değil. Enez Bostancı’ya Bol gelmiştir. Niçin böyle dedim? Enez sıradan bir Trakya, ya da Anadolu kasabası değildir .Enez’de sadece yola taş döşeyerek, havuzlar yaparak, 2-3 heykel dikerek görev yapığınızı sanmanız hem kendinizi hem de halkınızı kandırmaktan başka bir şey değildir. Eeey Sayın Bostancı; kaldı ki onları da verimli, doğru yerde, estetik ve güzel yaptığınız söylenemez. 

***

Bostancı her şeyden önce kendisininkinden başka Akıl tanımayan bir anlayışın sahibidir.40 kişiye danışılması gereken en teknik konularda bile sadece kendi aklının erdiğinden başka çözüm düşünmez. O nedenle de örneğin binlerce yıldır tertemiz bir sahili olan Enez’de arıtma tesisi için denize deşarj kanalının gerekliliği konusunda herkes ikna olmuşken BostancıBaşkasının aklıdır “ diyerek bu çözüme yanaşmaz. Sonuçta Sahilin dışkı kokusu nedense sadece onun burnunu hiç rahatsız etmez. Ya da bütün Enez “Burası olmaz” dese de O, yaz aylarında 100 bin kişiye hizmet ettiğini iddia eder ama yenilenen Pazar yerini 3 dönümlük bir alana sıkıştırmayı inatla sürdürür. 

***

Bostancı ne yazık ki modern şehir anlayışı konusunda kendisini hiç yetiştirememiştir... O nedenle kendi evinin önündeki Atatürk heykelli Cumhuriyet Meydanı’nın bir minibüs garajı olarak kullanılması, bu meydanda kokoreç, balık, hatta kurbanlık koyun satılması Bostancı’yı hiç rahatsız etmez. İşte bu onun bir vizyon ve görgü seviyesidir. O nedenle Övünç Duyduğu balık figürlü, ışıklı havuzu öylesine önemser ki, Sayın Kadir Topbaş Enez’e gelip de açılış yapacak bir şey bulamayınca çaresiz bu havuzun açılışını yapmıştır. Enezliler fıkra gibi bu trajikomik olaydan ötürü o günden beri utanç içindedirler. Güler misin, ağlar mısın?

***

Bostancı bu son yılında da 4 yıldır olduğu gibi yaptıkları ile değil, yaptığını sandığı, yapmayı düşündüğü veyasayısının 40 civarında olduğunu ve uyguladığını iddia ettiği ama gerçekte olmayan projeleri ile övünmüştür. Aslında son 4 yılda şehirde farklılık sayılabilecek 3-4 eseri vardır. 1.Kilit taş fabrikası 2. Aynı mimari özellikteki 3 havuz 3. Aynı sanatçıya sipariş edilip yaptırılmış 3 heykel… “100 trilyonluk yatırım yaptım” dediğinde anlıyoruz ki Bostancı sayı saymasını bile bilmiyor. O an aklına geldiği gibi konuşuyor. Rakamlar havada uçuşuyor. İşin ilginç yanı bu yalanlarına herkesten önce kendisi inanıyor.

***

Kilittaş Fabrikası’nı da, havuzları da, heykelleri de konuşacağız… Şimdi lafı bağlayalım ki tadında kalsın. Evet… Enez Bostancı’ya bol gelmiştir. Ne şehircilik anlayışı, ne turizm iddiası, ne Enez’in dünya mirası olabilme imkanı, ne Ayasofya Kilisesi, ne limanın Yat limanı olması, ne Enez- Keşan Karayolu, ne arıtmanın derin deşarjı, ne Yüksek okul, ne Lagün göllerinin su birikintisi haline gelmesi, ne hastanenin ekipman ve uzman kadrosu, ne yıllardır bekleyen okul arsası, ne kültür, ne sanat Bostancı’nın vizyonuna, dünya görüşüne, şehircilik anlayışına sığmaz. Bostancı’nın gündeminde bu konular yoktur. Meydanında mevlit okutularak, ya da iftar sofraları kurularak Enez’i tanıtımının mümkün olmadığını bilmediğini düşünmek mümkün değildir. Ne var ki eski solcu Bostancı bu gösterişli hizmetleri (!) ile yeni ideolojisini iyi oynayarak bir dönem daha ayakta kalma hesabı yapmaktadır. 

Bakalım evdeki hesap çarşıya uyacak mı? Göreceğiz...