Balkonda, çamaşırlığa çamaşır asıyorum.

Bir adam yüksek sesle:

"Yağmur yağabilir, ıslanmasın!"

En üst kattayım, aşağıdan biri beni göremez, yukarı baktım." İlahi bir ses mi?” diye! Hoş, çamaşırlığa yağmur gelmez ama takdir yukardakinin. Bir lodos, bir poyraz, çamaşırın ebesini bile beller.

Ses yinelendi:

"Şemsiye alsaydın keşke, n’olur,  n’olmaz, ört üstünü güzelce" deyince; "Yok artık, bu ses yukardan değil, aşağıdan "dedim.

Baktım ki; bir adam hem gidiyor, hem geriye dönüp eşine sesleniyor. Kadının yanında beş yaşlarında bir erkek çocuk, birde bebek arabasında bebek…

Çocuk seslendi:

"Babacığım hayırlı işler"

Adam:

"Akşama görüşürüz oğlum, anan ne istiyorsan alsın sana" 

Herif iki adım atıyor geri dönüyor:

"Ağır şeyler alma, ara beni, ağşam gelirken ben getiririm" Kadında çıt yok. “Dilsiz herhal’’ dedim.

Bir melankolik hal sardı beni. Ne güzel bakışlarıyla cevap veriyor AŞK ile.

Adam tekrar:

"Hamsi alma, temizlemesi zor olur, istavrit al, ya da ne istersen datlum"… Kadında gene çıt yok. Put gibi bakıyor bu DUYGU YÜKLÜ, ALAKADAR, İNCE RUHLU  TÜRÜNÜN SON KIRINTISI adama.

Elinle, bedeninle bir tepki ver ya… Şimdi çamaşırlardan kanat yapıp uçacağım kadına. Balkonda ki fırça ilişti gözüme, adama fırlatsam NORMALE döner mi ki?

Adam iki ileri bir geri, sokağın sonuna geldi, son kez dönüp:

"Yırtık tişörtünü değiştirdin mi çocuğun?"

Kadının ruhu can çekişmişte,  son kez nefes borusuna girmiş gibi bir ses geldi: "HE YA".

"Senin ben… "diyerek yukarı baktım.

Allah’ım! İşine karışmak istemem ama, bu adam yanlış adrese kargolanmış. Yazıktır, günahtır, vallahi. Lodos çıksın,  çamaşırlar feda olsun, ya şu kadını silkele kalbi otursun yerine, ya da herifi silkele NORMAL erkekler gibi olsun

Bünyemiz alışık değil bu kadarına kurban olduğum.

Sizce de, NORMAL sayılabilir mi bu adam?