ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY

Ramazan ayı geride kaldı. İnananların tuttukları oruçlar kabul olsun. Oruç tutmasalar bile iftar sofralarında boy gösterenleri, gösterişli, abartılı rakamlı sofralar düzenleyerek bu kutsal aya renk katanları da kutlarım.

Ülkemizde son 20 yılın getirileri ile yeni bir gelenek oluşuyor. İslami ritüeller çeşitli yöntemlerle öne çıkarılmaya çalışılıyor. Şaşaalı iftar sofraları da buna bir örnek. Son 30 günde bunun çok çeşitli örneklerini gördük. Hatta galiba bu yıl biraz daha yaygın ve gösterişli örnekler yaşadık.

Yanlış mı? Hayır… Yılbaşı kutlamaları bir Hıristiyan geleneği olarak ülkemizde de benimsenmiş kutlanıyorsa, iftar sofraları da İslami bir gelenek olarak yaşanmalı ve yaşatılmalıdır. Bu sofralara katılanların çok büyük çoğunluğu oruç tutmayanlardan oluşsa da bu geleneğin içinde yer almak yanlış da sayılmaz.

***

Bu sofralar siyasi olarak da kullanılıyor mu? Elbette kullanılıyor. İşe yarıyor mu? Onu bilemem.. Halktan kopmuş, başarısız bir Belediye Başkanı’nın kuracağı bir iftar sofrası ile oyların terse döneceğini düşünmek safdillik olur, gülünç olur…

Bu organizasyonların bu yönleri beni hiç ilgilendirmiyor. İnançlara ve inananlara saygılıyım. Benim sormak, öğrenmek istediğim bu yemeklerin finansörleri kim? Özel şahıslar ise yine diyeceğim yok. Birileri kendi helal kazançları ile böyle bir güzellik düşünmüşse ayakta alkışlarım. Ama bu Vilayet bütçesinden, Belediye bütçesinden, Meslek Odası bütçesinden, dernek bütçesinden karşılanıyorsa orada durup buna karşı çıkarım, hesap da sorarım.

Belki yılda bir defa “Tüm kasaba, tüm mahalle, tüm köy bir araya gelsin” diye bir iftar sofrası düzenlenecek ve bu bir gelenek haline gelecekse bu, kurumların da; ama daha çok yardım severlerin katkısı, halkın katılımı ile organize edilmelidir. Bu organizasyonlar gerçek ihtiyaç sahipleri için ayrılan bütçelere zarar vermemelidir. Asıl olması gereken, bu tür sevapların gerçek ihtiyaç sahiplerine yapılmasıdır. Onların kursağından kesilerek yapılacak bu tür kurumsal sofralar yanlıştır, ayıptır.

***

Oruç tutmadığım için ve yukarıda yanlışlığını vurguladığım nedenlerle bugüne kadar bu tür iftar sofralarına hiç katılmadım. Ama gerçekten bir kurumun öncülüğünde, ama halkın katkı ve katılımıyla, muhtaç sahibi insanların da baş konuk olduğu ve yılda bir kez yapılacak bir iftar sofrasına, kendim de katkı vermek koşulu ile katılmayı arzu ederim. Bunun güzelliğine inanırım. Ancak böyle güzel bir gelenek oluşturulabilir. Oluşturulmalıdır..

***

Yanlış anlamaları önlemek üzere, bu sofraları düzenleyen kurumlardan, belediyelerden, odalardan, muhtarlardan; düzenledikleri iftar sofralarının finansmanının kurumsal kaynaklardan olmadığı yönündeki açıklamalarını geç de olsa bekliyorum. Yardımsever kişilerin ismini açıklamak gerekmez. Çünkü onlara sadece teşekkür borçluyuz. “Kurumumuz bütçesinden bu organizasyon için parasal bir katkı verilmemiştir” şeklinde bir açıklama yapılması yeterli olur..

Böylece ramazan boyunca iftar sofralarında yenilen lokmaların helal mi haram mı olduğu anlaşılır.

BAYRAMLAR HEPİMİZİNDİR.. HEPİMİZE KUTLU OLSUN..