ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY

Döviz kuruna endeksli mevduat uygulaması üzerinden 1 hafta geçti.. İktidarın tabiri ile birileri TERS KÖŞE’ye yatırıldı. İlk anda ters köşeye yatıp çarpılanların kim olduğunu anlayamadık. Ama kısa süre içinde sular duruldu, sis dağıldı, kimlerin ters köşeye yattığı ve kimlerin köşeleri döndüğü anlaşılmaya başlandı. Çevremizden dinlediğimiz, sosyal medyadan öğrendiğimiz kadarı ile bu tokat bu rezilliği hiç hak etmeyen binlerce kişinin suratında patlamış.

***

Keşan’da arkadaşlarımla konuştum. Küçük ya da orta halli insanlar üzerinden verdikleri örneklerle belli ki orta sınıf bir kez daha TERS KÖŞE olmuş. Kuşadası’ndan arkadaşım Sedrettin Ergün müteahhit… Birisiyle kat satışı için anlaşmış.. Tam satış olacakken alıcı “Yahu dur. Birkaç gün daha bekleyelim. Kur artıyor” demiş ama ertesi gün eldeki bulgurdan da olmuş. “Yahu bu gidiş nereye ?” diyerek elindeki 3-5 kuruşu, 15 Aralıkta aldığı maaşını, öğrenci harçlığını ya da yastık altındaki kefen parasını kapan eldeki birikimini koruyabilmek için bankalara koşmuş, devlete güvenmiş, döviz almış. “Sonra öderim “ diyerek ev kirasını bile buraya yatırmış.

Sonuç: TERS KÖŞE…

Öyle öyküler var ki gülmek mi ağlamak mı gerekiyor, bu size kalmış. Ama Bakan Nebati, bu TERS KÖŞE operasyonunu sırıtarak anlatıyor.

***

Bu tuzağa sadece CHP’li vatandaşlarımız mı düşmüş? Hayır… Galiba daha da ters köşe olanlar AKP ve MHP seçmenleri… “Reis’in bir bildiği vardır” diyerek bu maceraya girmişler ve sonuçta onlar da ters köşe olmuşlar. Ama hem düştükleri bu durumdaki utançlarından, hem de hala “Reis”e koşulsuz bağımlılıklarından ötürü sesleri çıkmıyor. Örneğin Enez’de bile TERS KÖŞE olanların sayısı hiç de az değil. Keşke ters köşe olanlar elini kaldırsa herkes kendi öyküsünü anlatsa da bu YENİ EKONOMİK MODEL’in ne olup, kimden alıp, kime vereceği anlaşılabilse.

***

Gerekirse hepimiz ters köşe olalım; ama yeter ki ülke ekonomisi rayına otursun. Yeni Ekonomik model dendiğinde siz ne anlıyorsunuz bilemiyorum ama ben tüm gayretime rağmen anlayamıyorum. “Döviz yükselirse ihracat artar” diyenler şimdi de döviz düşsün diye çaba sarf ediyorlar. Asıl sorun olan işsizlik, enflasyon, pahallılık ve yoksulluk konusunda ortada asgari ücretin önemli artışından başka görünen hiçbir şey yok. Olması da mümkün değil. Çünkü ekonominin rayına oturabilmesi için, öncelikle tam bağımsız bir “Merkez Bankası” gerekir, turizm gelirlerinin artması gerekir, yabancı sermaye girişi gerekir, ihracatın ithalatın seviyesini aşması gerekir, bunların olabilmesi için çağdaş bir hukuk sistemi gerekir, barışçı bir yönetim gerekir, ekonominin yönetimi için liyakatli insanlar gerekir, hem ulusal boyutta, hem de uluslararası boyutta güven duyulan bir yönetim gerekir.

En olmazsa olmazı ise üretimin artırılması, oto yol, köprü, İstanbul kanalı yerine üretime dönük yatırımlar yapılması, tarımın en baştan ele alınıp hatta, gerekirse bütçenin yarıdan fazlasının tarıma yönlendirilmesi gerekir.

***

Kısacası yeni bir yönetim, yeni bir heyecan, yeni bir enerji gerekir. Yeni bir anlayışa, yeni bir yönetime şans vermek gerekir.. Sandık gerekir… En kısa, en doğru çözüm budur.