Aya dört şeritli yol yaptık desek bu halk bize inanır ve Erdoğan’a oy verir diyen damat buyurmuş; ‘Türkiye hiç bu kadar ucuz olmayacak’. Sanki saltanat idaresiymiş gibi, hazinenin ve maliyenin emanet edildiği damat, daha önce kayınbabasının devirdiği çamları onarma ve yabancı sermayeye kur yapma faslına başladı diyebiliriz. Ancak bu söylemi Türkiye’de yaşananların bir itirafı gibi de görebiliriz. Evet, Türkiye hiç bu kadar ucuz olmamıştı.

Örneğin, adalet ucuzladı. Aşağılık bir örgütün serpilip gelişmesine yol açıldı. Ne istediyse verildi. Bu örgüt devlette yuvalandı. Devletin yurtsever subaylarını, aydınlarını, gazetecilerini iktidar desteğiyle ve düzmece belgelerle hapse tıktı. Kozmik odalara girdi. İhanetin hası yaşandı. Hatta bu aşağılık örgüt darbe girişiminde bile bulundu. Sonuç; düzmece belgelerle özgürlüğünden mahrum kalanlardan özür bile dilenmedi. Asıl FETÖ’yü besleyen büyütenlerden ise hesap sorulmadı. Hatta bu FETÖ işbirlikçileri, zamanında kendilerini uyaranları FETÖ’cü ilan etti. OHAL ilan edildi. OHAL koşullarında referandum yapıldı. Kimine göre sistem, bana göre rejim değişikliğinin önü açıldı. OHAL altında seçimler yapıldı. Devletin tüm kaynaklarını iktidar kullandı. Muhalefete ne devlet televizyonunda ne de yandaş medyada yer verilmedi. Dünyanın en adaletsiz seçimleri yapıldı. Evet, ADALET UCUZLADI.

Vicdan ucuzladı. ‘Reis kaybederse oluk oluk kan akıtırız’ diyen mafya babalarına dokunulmazken, seçim gecesi otomatik silahlarla ortalıkta gezen sivil milis özentileri polis gözetiminde caka satarken, çocuklar ölmesin diyen öğretmen ve bir karikatürü mezuniyet töreninde taşıyan ODTÜ öğrencileri gibi binlerce hukuksuz tutuklama yapıldı. TOPLUM VİCDANI UCUZLADI.

Ahlak ucuzladı. Siyasi rant uğruna belki camilere, mescitlere rağbet arttı ama yolsuzluk, adam kayırma ve üçkağıtçılık tavan yaptı. Yolsuzlukların seviyesi ölçülemeyecek duruma geldi. Ne acıdır kiçocuk istismarında dünya üçüncüsü, çocuk gelin oranında Avrupa birincisi olarak rekor kırıyoruz. Dini eğitim adı altında çağdışı koşullarda yanarak ölen ya da tecavüze uğrayan hiçbir çocuğumuzun da hesabı sorulamadı. En vahimi 6 yaşındaki çocuğu kadın görecek kadar aşağılıklar fetva verirken susanlar çocuk istismarı karşısında idam cezası ister oldular. Tabi ki amaç çocuk istismarcıları değil idam cezası ile toplumun sorgulayan kesimine gözdağı vermek. Son 15 yılda fuhuş % 790, çocuklara cinsel istismar % 434, kadına şiddet %1400, uyuşturucu bağımlılığı % 678, kadınlara cinsel taciz % 449 artmıştır. Evet, Türkiye ahlaken hiç bu kadar çökmemişti. TOPLUMSAL AHLAK UCUZLADI 

Yurtseverlik ucuzladı. Askerliğini bile doğru dürüst yapmamış olanlar normal vatandaşlara savaşmanın, insan öldürmenin ve şehitlik mertebelerinin faziletlerinden bahseder oldular. Orduyu Fetö kumpasıyla tarumar edenler milliyetçiliğe sarılır oldular. Gözümüzün önünde 18 Türk adasını peşkeş çekenler kahramanlık taslamaya başladılar. Kefen giymekten bahsedenler bedelli askerliğe sarıldılar. Ülkenin kaynaklarını yabancılara satanlar, geleceğini karartanlar, borç batağına sürükleyenler millici oldular. Vatan diye diye gözümüzü boyadılar, sahip olacağımız vatan toprağı bırakmadılar. Sanayide, tarımda, yaşamın her alanında dışa bağımlı kıldılar. MİLLİYETÇİLİK UCUZLADI.

İnsanlık ucuzladı. Gözümüzün önünde yapılan haksızlığa ses çıkarmamaya, bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeye başlandık. Sormak sorgulamak çağa uygun yetişecek kuşaklar yerine biat edecek, her şeyi kabullenecek kuşaklar yetiştirilmeye başlandı. Doğayı, insanları sevecek kuşaklar yerine kendi inanç sistemine uymayan insanlara yönelik nefret duyan kindar bir nesil yetiştirilmeye başlandı. Gözünü kırpmadan cinayet işleyebilecek, kafa kesebilecek insanlar türettik. Ölüm kutsandı, İNSAN HAYATI UCUZLADI.

Evet, bayım, belki siz yatırım yapılabilecek kadar ucuz bir ülkeden bahsediyorsunuz ama sayenizde bu ülke toplumsal değerler olarak sıfırı tüketme noktasına geldi. En kötüsü bu çöküntü karşısında gıkını çıkarmaktan korkan riyakar, çıkarcı bir insan topluluğu olmaya başladık. İnsani değerler açısından da UCUZ BİR TOPLUM OLDUK VESSELAM.