ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY

“Erken mi, zamanında mı?” diye tartışmanın anlamı kalmadı. Seçim en geç 1 yıl sonra olacak. Bu dönem içerisinde parti yerel örgütleri kadar yerel basına da çok önemli görevler düşüyor. Zaten kitap, gazete okumayan halkımız TV’lerde de dizileri ve Müge Anlı’yı falan izleyerek dünyadan bihaber yaşıyor. Ortalıkta yayılan kötü kokuları feryatları duysalar da bunun gerçek faillerini görmekte zorlanıyorlar. TV’lerde tesadüfen dinledikleri haber ve yorumlar öylesine gerçek dışı saptırmalarla güllük gülistanlık bir dünya sergiliyor ki bu kadar yalanı halkımızın terbiyesi ve havsalası almıyor. “Doğrudur” sanabiliyor.

***

Gerçi insanlar, artık elektrik ve doğal gaz faturaları evlerin yatak odalarına kadar bile girince, peynirin, etin fiyatını görünce, çocuğuna harçlık vermekte, kirayı ödemekte güçlük çektikçe bir felaketin yaşandığını anlıyor ama buna kimin, neyin neden olduğu konusunda hala kafası karışık.. Kendisine yutturulmak istendiği gibi bu rezilliğin müsebbibi olarak DIŞ GÜÇLER’i, DARBECİLER’i, TERÖRİSTLER’i görmeye devam ediyor. Balığın baştan kokacağını biliyor ama inanmak istemiyor. Hala 2002 yıllarının AKP’sinin varlığına inanıyor..

***

HALK TV, KRT gibi bazı kanallar kısmen de olsa bu konuda aydınlatma bilgilendirme programları yapsa da bu TV leri zaten genellikle muhalefete yandaş olanlar izliyor. Yani bir ölçüde kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. Bunun ötesinde de uygulanması gereken yeni yöntemler geliştirilmek zorunda… Parti örgütleri sadece ev ev, kapı kapı dolaşarak bir görev yaptıklarını sanmasınlar. Böyle bir yeni yöntem geliştirilecekse öncelikle kendilerinin eğitimden geçmesi ve anlatım dili konusunda bilinçli davranmayı öğrenmeleri gerekir. Örneğin AKP’nin başarılı olduğu yılları kötüleyerek değil, aksine eski AKP ile şimdiki AKP’nin farklarını bilerek, göstererek ve örnekler vererek seçmene yaklaşmalıdırlar.

***

Ulusal yazılı ve görsel basın kendi yandaşlarına dönük çalışmalarını sürdürürken bence çok önemli bir görev de YEREL BASIN’a düşmektedir. Yerel basın o kentte her siyasi görüşten esnafın ve halkın yoğunlukla takip ettiği bir güçtür. Okuyucular, kendi yandaş basınlarında, TV’lerde göremedikleri olumsuzlukları yerel gazetelerden öğrenebilmelidirler. Bu amaçla yerel partiler ve yerel basın müşterek bazı çalışmalar yapabilirler. Siyasi partiler Yerel gazete abonelerinin artırılması için çaba sarf etmelidir. Her gün KILIÇDAROĞLU’nun, AKŞENER’in, diğer parti başkanlarının çarpıcı BİR CÜMLESİ gazetelerde yayınlanabilir. Muhalefetin özellikle PAHALLILIĞIN ÖNLENMESİ konusundaki görüşleri kısa başlıklarla paylaşılabilir. İktidara yakın seçmeni küçümsemeden, hor görmeden doğruları, yalnızca doğruları anlatmanın aracısı olunabilir.

***

Bence en önemli konu, pahallılığın nedeninin savaş, mavaş olmadığı, pahallılığın en önemli nedeninin “faiz sebep, enflasyon sonuç” diye uydurulan bilim dışı bir ekonomik modelin sonucu olduğunun anlatılmasıdır. Daha 6 ay önce 7 TL olan doların 1-2 ayda 18 TL’ye çıkması bu ucube ekonomik rezaletin sonucudur. Bu cehalet yaşanmasaydı şimdi dolar savaş nedeniyle en fazla 8-9 dolar olurdu ve yaşadığımız pahalılık da %70 daha az olurdu.

Bu arada AKP’nin yatırımlarının, yollarının, hava alanlarının kötülenmesi ise hem yanlış hem de samimiyetten uzaktır. Bu konulara girilmemelidir. İsraf ve soygun konuları çok doğru ve çarpıcı örneklerle vurgulanmalıdır.

***

Örgütlerin gösterişli basın toplantıları ile başka partilerle kısır çekişmelere girmeleri tribünlere oynamaktır. Hele, artık geldiğimiz aşamada gösterişli gruplarla değil, 2 li 3 lü timlerle, parti merkezlerinden çıkarak gece gündüz demeden -müzmin AKP’lilerle de hiç vakit kaybetmeden- kararsız seçmenlere erişmek ve karar vermelerini sağlamak gerekmektedir.

Gün bilgili, bilinçli, üretken bir örgütsel çalışma günüdür. İl, İlçe örgütlerinin başarısı bu çalışmalar sonucu belli olacaktır. YEREL BASIN da yerel ölçekten biraz çıkarak bu dönemde kendi üzerine düşeni yapmalıdır.