Karnım zil çalarken ve kulaklarımla bunu duyarken uyumam mümkün değil. Yıllardır karnım tıka basa dolu uyurum hem de mışıl mışıl. Yok, zararlıymış, kalp yorulurmuş umurumda olmaz. Kalbi yoran tek şey yemek olsa keşke… Ama yaş ilerledikçe kilo sağlığı tehdit etmeye başlıyor.

Rejim yapacak potansiyeli de bulamadım henüz. Çok derdim de değildi hani. Ta ki bugüne kadar… Malum kış geldi, geçen yıl ki kışlıklar çıktı hiçbiri üzerime ol-mu-yooor.

Bugün devamlı alışveriş yaptığım bir mağazaya girdim. Aman da aman rengârenk kazaklar, cıvıl cıvılbluzler... İçim açıldı. “Şu mavi huzur veriyor, bu pembe iştah açıyor, bu turkuaz harika” derken,  kucağım dolu halde, kabine girdim. Aldığım bedenlerin bazısı ‘M’ bazısı da ‘L’ (model-kalıp fark ediyor diye). Anam, ‘M’ bedenlerin içine girmek istiyorum lakin onlar beni kabul etmiyor. Üstümde dökümlü duran ‘L’ cuk oturdu.

En fazla beş dakika sürecek olan kabin muhabbetim epey sürdü. Sinirlerim gerildi, yediğim tatlılar, çukulatalar, kaşık kaşık nutellalar... Gitti gitti; geri geldi. Öylece aynaya baktım, durdum. Kendime değil, aynadaki irmik helvasına, gece kızartılan yumurtalı ekmeğe falan. Hepsi bende mevcuttu yani. Vefalılarmış anasını satayım.

Tekrar kucağımdaki renk cümbüşüyle çıktım ki; tezgâhtar kızın yüzünde kocaman bir gülümseme: "Hepsi çok güzel değil mi, ayırmamışsınız hepsi oluyor sanırım ?"(Bu araya "iç sövmelerim" girdi) En yapmacık gülüşü takınıp, yüzüme kondurdum:

"Ahh evet hepsi harika! Lakin imalatçınız mı değişti, bedenler küçülmüş ?" deyiverdim.

Nasıl derim" tombik mısır cipsleri gibiyim" diye.

"Yok, bildiğiniz gibi 35 yıldır kendi imalatımız Leyla Hanım"

(Uleyn ne diyeyim, nasıl kıvırayım ki")

"Benim bir 300 -400 gr fazlalığım var. Şimdi ceza veriyorum kendime, bir hafta da verip öyle geleceğim almaya "

Yalana bak ya!

İnandık mı? Yok.

Kız yedimi?

İster yesin, ister yemesin. Zati yemek yemeye yemeye, çitos gibi kalmış, bulimia mıdır nedir?

***

Ayıp olmasın diye, “Bir fular alayım bari” dedim.

Allah'tan boynun bedeni yok.

Şeytan diyor "Kızın boynuna dola; salla havada"

Her bir kilo verdiğimde kendime bir hediye alacağım.

Renk renk bluzlarım yok ama fularımı yastığın altına koyup uyuyacağım.

Gece de mantı haşlar, önümüzde ki pazartesi rejime başlarız.

‘’Can boğazdan gelir’’ diyerek renk renk fularlı günleriniz olsun.

Sevgiler…