ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY

Keşan Belediyesi tüm hayvan severleri mutlu eden bir projeyi sonlandırdı ve hizmete açtı. Bu güzel güne tanık olmak için biz de Enez’den kalktık bu törene gittik. Açılışa TBMM Başkanı Sn. Öztop da katılınca açılış Trakya çapında bir siyasi gösteriye dönüştü… Hizmet edenlerin siyasi şov yapmasına karşı değilim. Nitekim Sn. Helvacıoğlu’nun bu fırsattan yararlanarak açılışı bir siyasi güç gösterisine dönüştürmesini de hiç yadırgamadım.

***

Sn. Mustafa Helvacıoğlu buna rağmen yaptığı açılış konuşmasında bırakınız muhalefete sataşmayı, aksine projenin ilk öncüsü olan eski belediye Başkanı Mehmet Özcan’ı da onurlandıracak sözler söyledi. Bu tavır tüm hayvan severlerin siyasetten uzak olarak hayvanlarla paylaştıkları sevgi ve dayanışmanın paralelinde bir konuşmaydı. Hayvan severler, siyasi tercihleri farklı olsa da söz konusu sokak hayvanları olunca, bir ve beraber olabilen, aynı duyguları paylaşabilen çok büyük bir kitledir. Helvacıoğlu buna dikkat ederek siyasete pek de girmedi..

***

Sonrasında kürsüye Keşan Milletvekili Fatma Aksal çıkt.  Elbette, kendisi bu konulara çok uzak olduğu ve bugüne kadar hiç yoksa Keşan’daki canlar için 2 torba mama katkısı bile bulunmadığı için, siyaseti sadece Cumhurbaşkanı’na methiyeler düzmek sandığı için ve hiç alakası, katkısı olmadığı halde zaten olmayan AKP İktidarı hizmetlerini her yerde kendi marifetiymiş gibi anons ettiği için ne konuşacağını hiç merak etmedim. Ama yine de uzaktan yarım kulak izlerken sağır kulağıma İstanbul Büyük şehir Belediyesi ile ilgili sözleri takıldı. İBB’nin Büyükada’daki atlarla ilgili yaptığı düzenlemeler konusunda atıp tuttu. Bu anlamsız, yersiz ve de gerçekle alakası olmayan iddiası nedeniyle  ortalık buz gibi oldu.. Hak ettiği gibi cılız bir alkış alarak kürsüden indi. Sonuçta AKSAL bu tavrı ile güzelim günde bir çuval inciri berbat etti.

***

Bir türlü seçildiği yöreye hizmet etmeyi becermeyi öğrenemeyen Fatma Aksal bir TBMM Başkanı’nın da konuk olduğu bu toplantıda, ona buna sataşıp polemik yapmaya çalışacağına keşke sokak hayvanları için satılan mamalardan %18 KDV alınmasının yanlışlığını vurgulayabilseydi.. Bütün ülkenin hayvan severlerinin gözüne girerdi. Barınakların ”Ölüm Kampı” olmaması gerektiğini söyleyebilseydi. Kısırlaştırmanın devlet eliyle sürekliliğinin sağlanacağını, bu konuda Enez gibi küçük ilçelerin sorunlarına da sahip çıkılacağını anlatsaydı. Okullarda doğaya, çevreye saygının ve sevginin oluşması için yapılacak işlerden söz etseydi. Anız yakılmasının bir suç olduğunu belirterek ilgilileri, sorumluları göreve davet edebilseydi.

***

Tören sonrası Enez’e doğru yola çıktık.. İpsala Ovası cayır cayır yanıyordu.. Gökyüzünde İpsala’dan Enez’e kadar uzanan dumanı soluyarak, izleyerek, çaresizliğimize kahrederek, yakanlara, göz yumanlara, kendini üretici sanan fırsatçılara dilimiz döndüğünce, kültürümüz elverdiğince göndermeler yaparak, sonuçta doğa adına, çevre adına, sokak hayvanları adına çelişkili bir gün yaşayarak Enez’e vardık.

İstanbul’da Adalar’da olan biteni gören, hatta konuyu Keşan’a bile taşıyan Sn. Fatma Aksal ne yazık ki İpsala Ovası’ndaki karbon salınımını, toprak katliamını, doğa ve çevre düşmanlığını görmüyor ya da görmezden geliyordu. “Görmezden geldiği” şıkkı daha inandırıcıydı. Yaygın kanaat buydu.

***

Bu projeyi düşünen, yaşama geçiren, tamamlayıp hizmete sokan herkesi, en başta da Sn. Mehmet Özcan ve Sn. Mustafa Helvacıoğlu’nu kutluyorum. Ama sesli olarak düşünmeden de duramıyorum. “Helvacıoğlu’na AKP ve özellikle Fatma AKSAL çok mu lazım?” diyorum.