SONGÜL KONAR
Bütçedeki açığın olması gerekenden çok daha fazla olduğunu belirten Gaytancıoğlu, ülke ekonomisinin çarklarının dönebilmesi için istihdam oranının ve üretimin artırılması gerektiğini kaydetti.
Ayrıca Gaytancıoğlu, asgari ücretliye ikramiye ödenmesi konusunun meclis gündemine gelmediğini ve 2020 yılında böyle bir olayın gerçekleşme ihtimalinin olmadığını belirtti.
“GİDERİN TAMAMININ GELİRLERLE KARŞILANMASI YETMİYOR”
Türkiye Cumhuriyeti’nin gelir ve giderlerini bir türlü karşılamadığını belirten Gaytancıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti’nin 2020 yılının bütçesi aşağı yukarı 1 trilyon 100 milyar TL. Bu giderin tamamının gelirlerle karşılanması yetmiyor. Hatta bütçenin fazla olması istenir, ancak Türkiye Cumhuriyeti gelir ve giderlerini bir türlü karşılamıyor. Ciddi bütçe açığı var ve buna da faiz ödeniyor. Gelirler de yaklaşık 900 milyar TL yani 140 milyar TL açık var. Bütçe de buna ödenen de 140 milyar TL’lik faiz ödemesi var, içerden borçlanarak faiz yoluyla bu açık kapatılmaya çalışılıyor. Harcamalara baktığımızda devletin daha çok yatırım için harcama yapması, büyüme ve istihdam için istenirken faizler, personel ve maaş ödemeleri, savunma harcamaları görülüyor. Bütçe de kendi kendini çeviren, üretebilen sektörlere ayrılan kaynaklar son derece az. Örneğin tarıma ayrılan kaynak 22 milyar TL’lik çok düşük bir rakam. Bu geçen sene enflasyon oranına göre biraz daha arttırıldı ancak yeterli değil. Çünkü çiftçiye verilmesi gereken destek yasayla belirlenmiş, bu yasaya uyulmuyor. Çiftçinin borçlanmasına, zor dönem geçirmesine neden oluyor. Eğitim bütçesi geçmiş yıllara göre genel bütçe içerisinde azalmış, %10’lara kadar gelmiş durumda. Türkiye’de eğitilmesi gereken genç bir nüfus var. Bunlara ayrılan kaynak son derece az. Milli eğitim bütçesinin neredeyse %90’ı personel harcamalarına gidiyor geri kalanı bina yapmaya, okul yapmamız lazım okullardaki fazla öğrenci sayısını azaltmamız lazım. Sağlık bütçesinde de ciddi açıklar var. Maalesef sağlığı parasallaştırarak çözmeye çalışan bir iktidar var. Şehir hastanelerine önem veriyor. Onu da bütçeden değil, bütçe dışı kaynaklarda kullanmaya çalışıyor. Yap, işlet, devret. Başkansına hastaneleri yaptırıyor, onlara işlettiriyor, devletin bütçesinden onlara para ödüyor yetmediği zaman o açığı hazineden karşılıyor. Bizim vergilerimizden ödeniyor.”
“GERÇEK ENFLASYON HİÇBİR ZAMAN YANSITILMIYOR”
Enflasyon rakamlarında son 6-7 aydır ciddi anlamda başıbozukluk olduğunun herkes tarafından görüldüğünü vurgulayan Gaytancıoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Asgari ücret çok düşük bir rakam olarak açıklandı. Enflasyon Türkiye’de %10-11 civarında seyrediyor ama halkın enflasyonu %30’ların üzerinde. Çarşıya pazara çıkıldığında bu anlaşılıyor. Enflasyon rakamlarını TÜİK açıklıyor, bu rakamlarda son 6-7 aydır ciddi anlamda başıbozukluk olduğunu herkes görüyor. Gerçek enflasyon hiçbir zaman yansıtılmıyor, hayat pahalılığı fazla. Bütçe açıklığının süratle azaltılması, Türkiye’nin üretim ekonomisine geçmesi lazım. Üretimi en çok engelleyen şey faizler. Faizler Türkiye’de hala çok yüksek. Devlet faizleri indirmeye çalışsa da bunları yanlış yönlendiriyor. Hükümet yanlış bir modelle Türkiye ekonomisini yönetiyor. Bundan da ciddi anlamda işsizlik doğuyor. Cumhuriyet tarihinin en yüksek işsizlik rakamıyla karşı karşıyayız. Gençlerde işsizlik daha da yüksek. Okumuş her üç gençten biri işsiz. İyi bir gelecek göremiyoruz. Genç nüfus aslında Türkiye’nin önemli bir silahı. Bu kadar bilgili, becerili ve eğitimli nüfus işsiz kalırsa daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalır.”