18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 101. Yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü nedeniyle, dün ülke genelinde olduğu gibi Keşan’da da tören ve program düzenlendi. Şehitlik Anıtı’ndaki ilk program, saat 09.00‘da başladı. Törene, Keşan Kaymakamı Nuri Özder, Keşan 4’üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Halil Tamer Gedik, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, İl Genel Meclisi Üyeleri Hüseyin Boyalık ve Adnan Vural, Keşan İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Mahir Sağlık, Keşan İlçe Emniyet Müdürü Göksel Demiralp, gaziler, şehit ve gazi yakınları, daire amirleri, askeri erkân ve öğrenciler katıldı. Çelenk sunumu ile başlayan program, saygı duruşunda bulunulması, saygı atışı yapılması ve İstiklal Marşı’nın söylenmesi ile devam etti.

Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Muhabere Üsteğmen Oktay Okyay, “Bugün milletçe her sayfası şehitlerimizin mübarek kanlarıyla yazılmış, 20. yüzyılın dehası ve Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı, Türk Milletine sonsuz güç ve güven veren Çanakkale Zaferi’nin 101. yıldönümünü kutlamak ve savaşa düğün hevesi ile giden, dönmeyi hiç düşünmeyen namusu, şerefi ve haysiyeti için al bayrağı kefen bilen, vatanı milleti ve ülkesi uğruna toprağa güzünü kırpmadan giren, bayrak gönderden inmesin diye kendisini siper eden aziz şehitlerimizi şükran ve minnet duygularıyla anmak üzere manevi huzurlarındayız.” şeklinde konuştu.

DÜNYA TARİHİNİN EN BAŞARILI SAVUNMASI

Çanakkale Zaferi’nin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk ulusunun makûs tarihini yendiği, milletin şaha kalkarak dünyaya meydan okuduğu bir kahramanlık destanı olduğunu vurgulayan Okyay, “Çanakkale Savaşı teknolojik üstünlüğün yarattığı güce karşı bedenlerini vatanda siper edenlerin tarihte eşi benzeri görülmemiş zaferidir. Bu zafer 1. Dünya Harbi’nin 4 yıl sürmesine, Çarlık Rusyası ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının tarih sahnesinden silinmesine neden olduğu gibi, bazı topluluklarda ulus olma bilincini uyandırmış ve ülkemize bugünkü güçlü, saygın konumuna gelmesinin ilk adımını oluşturmuştur. O büyük kahramanlık destanı yazıldıktan sonra üzerinde yaşadığımız bu topraklarda Çanakkale sözcüğü bize 3 anlam ifade etmektedir. Birincisi; geçilmediği ve asla geçilemeyeceği. İkincisi; dünya tarihinin en başarılı savunması ve tarihte bir dönüm noktası teşkil etmesi. Üçüncüsü ise; Türk ulusunun onurlu mücadelesi ile kahramanlığının kanıtı ve ulusça yeniden doğuşun başlangıcı olmasıdır. Çanakkale muhabereleri bir yanda başta büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türk komutanı, Türk askeri ve arkasındaki yüce Türk milletinin vatanı savunma, vatanı ve bayrağını koruma konusundaki azim ve özverisini gösterirken, diğer yandan düşmana bile gösterilen saygı ve hoşgörünün anıtlaştığı bir destandır. Türkiye Cumhuriyeti’ni karalamak, milli değerlerimizi yok etmek isteyenler her zaman karşılarında Türk Milleti’nin asil duruşunu ve onun barından çıkmış Türk Ordusu’nu bulacaklardır. Bu vatanı bizlere emanet eden başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, Türk ulusunun birlik ve beraberliği için canlarını veda etmekten çekinmeyen aziz şehitlerimize Tanrı’dan rahmet, kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, hatıraları önünde saygı ile eğiliyoruz.” dedi.

ULUSAL SAVAŞ TARİHİNE ALTIN HARFLERLE YAZILAN ÇANAKKALE ZAFERİ

Daha sonra konuşan Keşan Şehit Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ferhat Dönmez, “Bugün Türk’ün ulusal savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 101. yıldönümünü kutlamanın ve mukaddes vatanımız için canlarını seve seve feda eden şehitlerimizin Şehitler Günü’nü anmanın onurunu ve gururunu yaşamaktayız. Çanakkale Zaferi; dünya tarihinde bir dönüm noktasının yaşandığı, güç dengelerinin tamamen değiştiği, olayların akışı üzerinde Türk Milletinin belirleyici ve aktif bir rol oynadığı ve de Kurtuluş Savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulduğu, yüce Türk Milletinin Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kahramanlık ve fedakarlıklarının doruk noktasına ulaştığı bir prestij ve azmin mücadelesi olmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen ve gemileriyle Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’u almak isteyen düşman kuvvetlerine karşı kahraman ordumuz, İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı Çanakkale Boğazı’nda aylar boyunca devam eden deniz ve kara savaşı yapmıştır. Binlerce askerimizin şehit olduğu bu savaşlarda düşman donanmaları çok ağır kayıplar vererek geri çekilmişlerdir.” şeklinde konuştu.

TÜRK MİLLETİNİN ENGELLERİNİN EN GÜZEL ÖRNEĞİDİR

Çanakkale Savaşı’nın denizle ilgili kısmının 18 Mart 1915 tarihinde, düşman gemilerinin geri çekilmeleri, Türk topçusu karşısında ağır kayıplar vermesiyle sonuçlandığını söyleyen Dönmez, Çanakkale boğazına gemilerle geçemeyeceklerini anlayan düşman kuvvetlerinin, bu kez topraklarımıza karadan girmeyi denediklerini belirterek, “Böylece İngiliz Fransız, Avustralya, Yeni Zelanda ve diğer bazı sömürge ülkelere ait ve Anzak adı verilen askeri güçler, 25 Nisan 1915 günü karadan çıkartma yapmaya başlamışlardır. Böylesi bir günde cephanesi biten askerlerine karşı 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Atatürk, ‘Süngü tak’ emrini vererek yıllarca Türk milletinin hafızasından silinmeyecek olan ‘Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar geçebilir.’ sözlerini söylemiştir. Böylece o güne kadar tarihinin yaşanmış en büyük siper savaşı başlamış ve uzun süren mücadeleler sonrasında ise bugün Anadolu topraklarında bağımsız olarak yaşamımızı sağlayacak olan büyük bir zafer kazanılmış ve parlak umutlarla karaya ayak basan birleşik düşman ordusu 1916 kışında bozguna uğrayarak çekip gitmek zorunda bırakılmıştır. Türk Ordusu’nun Çanakkale’de vermiş olduğu bu büyük mücadele; sadece dünya tarihi üzerinde oluşturduğu büyük etkiyle değil, Türk savaş sanatının uygulanış tarzı ve başta büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kanlı mücadele ön plana çıkardığı kahramanlarımız askeri dehalar Türk askerinin doğasında bulunan insani değerlerin savaş sahasında tezahürü cihetiyle de dünya savaş tarihinde örneği bulunmayan müstesna bir olaydır. Çanakkale Zaferi, vatanın bütünlüğü ve Milletin bağımsızlığı söz konusu olduğunda, Türk Milletinin engellerinin en güzel örneğidir. Türk Milleti bu zaferle arka arkaya gelen acı olayların tesiriyle kaybettiği özgüvenini yeniden kazanmıştır. Çanakkale Zaferi ile birlikte Şehitler günü olarak da kutladığımız şu anlamlı zafer gününde kutsal vatan topraklarını canları pahasına müdafaa ederek şehitlik mertebesine ve onuruna erişen aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla hatırlıyoruz. Aziz şehitlerimiz yattıkları yerlerde şunu hissetmelidirler ki; temiz kanlarıyla suladıkları kutsal vatan toprakları bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk gençliği ve tüm Türk ulusu tarafından kutsal emanet olarak müdafaa ve muhafaza edilecektir. Bu duygularla bizlere bu büyük zaferin gururunu armağan eden, başta ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere; bu mücadeleye iştirak eden Türk ordusunun kahraman mensuplarını, onu her şeyiyle destekleyen aziz Türk Milletini ve vatanları uğruna hayatlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor ruhlarınız şad olsun diyorum.” dedi.

Buradaki tören, Keşan Kaymakamı Nuri Özder’in, Şehitlik Anıtı’ndaki defterin imzalanmasının ardından sona erdi. Heyet, daha sonra ise Asri Mezarlık’ta bulunan Şehitlik’e geçti. Duygusal anlara sahne olan ziyarette, Kuran-ı Kerim okunduktan sonra dua yapıldı. Programda, şehit mezarlarına karanfil bırakıldı ve su döküldü.

SEVİM YENİCE KONFERANS SALONU’NDAKİ TÖREN

Ahmet Yenice Ortaokulu Sevim Yenice Konferans Salonu’ndaki program saat 10.00’da başladı. Keşan Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Nur Boyunsuz sunumunda, saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı söylendi. Programın açılış konuşmasını yapan Keşan Lisesi Müdürü Osman Yağcı, “Türk tarihin şanlı sayfalarından biri olan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 101. yıldönümünü kutluyoruz. Yeryüzünün ve gökyüzünün şahit olduğu, yüzümüzü ağartan muazzam bir destanın, yüz akımız olan kahramanlığın yıldönümünde programımıza hoş geldiniz diyor, saygılarımı sunuyorum. Tarihin eşine az rastlanır en büyük kahramanlık destanlarından biri olan Çanakkale Zaferi, Kurtuluş Savaşı’nın ve Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolun çok önemli bir kilometre taşı olmuştur. Çanakkale Zaferi tarihten silinmek istenen bir ulusun bütün yokluk ve imkansızlıklarına rağmen vatanını yüksek bir ruh ve şuurla canı pahasına nasıl savunduğunu gösteren bir mücadele destanı olarak insanlık tarihi için de çok özel bir yere sahiptir. Çanakkale ruhu göstermiştir ki, dünyada bir milletin varoluş iradesini kıracak hiçbir güç yoktur. Çanakkale’de ortaya konulan bu sarsılmaz vatan sevgisi, bu millet olma bilinci en büyük zenginliğimiz, en büyük gücümüzdür. Millet olarak yokluk içindeyken bile “Çanakkale geçilmez!” dedirten sağlam inancın, sarsılmaz bir ruhun mirasçılarıyız. Aydınlık geleceğimizin teminatı, dün olduğu gibi bugün de işte bu ruh ve inançtır. Çanakkale Zaferi sadece geçmişimizin aziz bir hatırası olarak değil, geleceğe yürüyüşümüzün en güçlü ilham kaynaklarından biri olarak da milletimizin hissiyatında son derece önemli bir yere sahiptir. Çanakkale Zaferi, vatanseverlik, fedakarlık, cesaret gibi yüksek faziletlerin kahramanca sergilendiği bir destandır. Bugün bu ülkede yaşayan herkes, özgürlüğünü bu destanı yazan şehitlerimize borçludur. Toprağın her bir karışı, Mehmet Akif Ersoy’un ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda’ mısrasında ifade ettiği üzere, şehit kanlarıyla sulanmıştır. İşte bu nedenledir ki, ulusça Çanakkale ruhunu kavramaya, kuşanmaya muhtacız. Bu ruh birlik ve beraberliğimizin, huzurumuzun teminatıdır. Bu inançla Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünü kutluyor, bu toprakları bize mukaddes bir vatan kılan tüm şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyoruz.” şeklinde konuştu.

Günün anlam ve önemini belirten konuşma ise Keşan Lisesi Tarih Öğretmeni Serhat Ozan Göçer tarafından yapıldı. Göçer, konuşmasında, şunlara yer verdi: “Sene; 1914 bir kış günü… Gri renki ölüm makineleri görünür, ufuklar ağlar. Korkunç zırhlılar menzilin dışında kalıp tabyalarımızı darmadağın ederken, Mehmetçik hayıflanır, imkan ağlar. Yine de birer birer Boğaz’ın serin sularına gömülürler. Gelibolu’nun kayalarına çarpmayan gemiler, Mehmetçiğin göğsüne çarpar ve paralanır. Boğaz’ın çılgın sularından kurtulanlar, şehitlerin kanında boğulurlar. Ve bir bahar sabahı, Mecidiye tabyası darmadağın edilir. On altı okkalar ağlar. Merdivenlerini çıkarken otobüslerin, kemikleri çatırdar, basamaklar ağlar. Tarihler 18 Mart’ı gösterirken, yenilmez armada serin suları boylar, Çanakkale’nin geçit vermeyeceğini anlayan düşman ağlar. Bugün; Türk savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 101. yıldönümü kutlamanın ve kutsal vatanımız için, canlarını feda eden şehitlerimizin Şehitler Günü’nü idrak etmenin onurunu yaşamaktayız. Çanakkale Deniz Zaferi, dünya tarihinde bir dönüm noktasının yaşandığı, güç dengelerinin değiştiği, olayların akışı üzerinde Türk ulusunun belirleyici bir rol oynadığı, yüce Türk ulusunun kahramanlık ve fedakarlığının doruk noktasına ulaştığı bir azmin mücadelesi olmuştur. Çanakkale Savaşları Türk milletinin düşmanlarına vatan, bayrak sevgisinin ne demek olduğunu; genci, yaşlısı, kadını, erkeği ile vatan sevgisi etrafından nasıl birleştiğini gösterdiği yüce bir er meydanıdır. Bu büyük savaş ki Gaziantep’ten Mustafa oğlu Ahmet’in, Kastamonu’nun Azdavay ilçesinden Abdullah oğlu İbrahim’in, Edirne’nin Keşan ilçesinden Mustafa oğlu Halil’in omuz omuza mücadele edip şahadet mertebesine ulaştığı koyun koyuna yattığı ebedi mekandır. Yine Çanakkale ki Mehmetçiğin düşmana mertçe savaşmanın ne demek olduğunu gösterdiği yerdir. 10 dakika önce kendisini amansızca bombalayan nefes aldırmayan Buovet zırhlısı denizin serin sularına gömülürken deniz de çırpınan askerlerin kurtulması için ateşi kesen, kendisi aç iken son lokmasını düşmanla paylaşan, kendi askerinin yaralı diye bıraktığı askeri sırtına alıp taşıyan Mehmetçiğin, büyük şair Akif’in dizelerinde belirttiği; ‘medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’a insanlığı öğrettiği yerdir. Çanakkale’de Türk’ün zaferi sadece düşmanı şaşırtmıştır. Çanakkale’de zafer Enver Paşa’nın önüne geçip bizi de askere alın diye haykıran 12 yaşındaki büyük yüreklerde, Anafartalar’da, Conk Bayırı’nda ‘Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!’ diyen büyük komutan Mustafa Kemal’in ruhunda, cephe gerisinde kalmadan evlatlarının yanında cepheye atılan analarımızda gizliydi. Çanakkale Zaferi ile birlikte, Şehitler Günü olarak da andığımız bu anlamlı günü de kutsal vatan topraklarını canları pahasına koruyarak şehitlik onuruna erişen aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla hatırlıyoruz. Aziz şehitlerimiz şunu hissetmelidirler ki; temiz kanlarıyla suladıkları kutsal vatan toprakları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk Silahlı Kuvvetleri ve tüm Türk ulusu tarafından en kutsal emanet olarak muhafaza edilecektir. Bu duygularla, bizlere bu büyük zaferin gururunu armağan eden, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, bu mücadeleye iştirak eden Türk ordusunun kahraman mensuplarına, onu her şeyiyle destekleyen aziz Türk ulusuna ve vatanları uğruna hayatlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor, ruhlarınız şad olsun diyorum…”

Daha sonra ise Tankçı Kurmay Yüzbaşı İsmail Türker Akyürek tarafından Çanakkale Savaşı’yla ilgili slayt sunum yapıldı. Program, ortaokullar arası şiir yarışmasında birinci olan Paşayiğit Ortaokulu öğrencisi Nesli Ülkü ve ortaöğretimler arası şiir yarışmasında birinci olan Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Anadolu Lisesi öğrencisi Sultan Özer eserlerini okudu. Program, Keşan Lisesi’nce hazırlanan “Yolun Sonu Gelibolu” adlı canlı tablonun sahnelenmesi ile son buldu.