Keşan TSO (Ticaret ve Sanayi Odası) Genç Girişimcileri ile Keşan İş Adamları Derneği işbirliğinde düzenlenen “2015 Finans Piyasalarına Bakış” paneli, geçen Cuma akşamı Keşan TSO Konferans Salonu’nda yoğun bir katılım ile gerçekleşti.

Konuşmacı olarak Figen Özavcı, Umut Gümülcineli, Erecan Umut ve Serkan Uludağ’ın yer aldığı seminer saat 19.30’da başladı.

Seminere, Keşan TSO Meclis Başkanı Yüksel Alioğlu, KTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu,  KTB (Keşan Ticaret Borsası) Meclis Başkanı Necmi Kaymaz, Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Yörük, İTB (İpsala Ticaret Borsası) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Girgin, Keşan İşadamları Derneği Başkanı Tarık Özbek, CHP Keşan İlçe Başkanı Erdoğan Gümülcileni, KTSO, KTB ve İTB yönetim kurulu üyeleri, Keşan’da faaliyet yürüten bazı bankaların müdür veya personeli ile konuya duyarlı işadamları katıldı.

GERGİN: BÜYÜKLERİMİZDEN BİR RİCAMIZ VAR

 Yaklaşık 2 saat kadar süren seminer, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Genç Girişimciler Komitesi Yönetim Kurulu Başkanı Nehir Gergin’in açılış konuşması ile başladı. Önce, salonda bulunan herkese iyi akşamlar dileğinde bulunan ve katılımlarından dolayı teşekkür eden Gergin, şunları söyledi: “Bizler genç girişimciler olarak önce yakın çevremizden daha sonra komşularımızdan ve şehrimizin ticaret yapan insanlarından destek bekliyoruz. Gençlerin ekonominin seyrinde çok önemli bir paylarının olduğu unutulmamalı.  Bu nedenle çevremizde bulunan ve girişimde bulunmak isteyen gençler için büyüklerimizden bir ricamız var. Lütfen onlara destek veriniz. Çocuğunuzsa lütfen ona öncelik tanıyın, maddi desteğinizi esirgemeyin. Başka yakınlarınızın çocuklarıysa onları da yüreklendirin. Lütfen elinizden geleni yapınız. Gençler adına bunu büyüklerimizden istiyoruz.”


KPSS’YE HAZIRLANAN GENÇ ÇOK AMA PROJE GELİŞTİREN ÇOK AZ

Genç girişimci olarak büyüklerin tecrübelerine ihtiyaç duyduklarını belirten Gergin,Ama büyüklerimiz de bizim enerjimize, sinerjimize, projelerimize, heyecanımıza her zaman ihtiyaç duyuyorlar. Bazen biz gençlerin sahip olduğu önemli özellikleri görmezden geliyorlar. Oysa ki gençler bu ülkenin geleceği ise çok genç yaşlarda da çok öenmli işlere imza atabilirler. Bunun örnekleri Türkiye’de çok fazla var. Keşan’da da biz gençlere öncelik verildiğinin farkındayız. Ancak Keşan’daki genç girişimci sayısının artması gerekiyor. Buradaki tüm katılımcılardan çocuklarını, kardeşlerini girişim yapmaları konusunda yönlendirmelerini istiyorum. Biz gençlerin Türkiye ekonomisinde gelecekteki payı çok büyük olacak deniyor ama zaman çok çabuk akıp gidiyor. Gençler bir anda orta yaşa erişiveriyor ve hiçbir girişim yapmamış oluyor. Türkiye’de KPSS’ye hazırlanan çok sayıda genç var ama proje hazırlayan genç sayısı çok az. Ben gençlerden KPSS kadar yani bir işe yerleşebilmeyi düşündükleri kadar, istihdam yaratmak, ve ülke ekonomisine katkı sağlamak için de düşünmelerini ve bu konuda yürekli olmaları gerektiğini düşünüyorum.” dedi.

BAŞARI İÇİN DONANIMLI OLMAMIZ GEREKİYOR

Genç girişimciler olarak pazarlama, finans, bankacılık gibi konularda çok bilgi birikimine sahip olmaları gerektiğinin bilincinde olduklarını da kaydeden Gergin, sözlerini şöyle tamamladı: “Çünkü dört bir taraftan bir pazarlama kuşatması altındayız. Herkes bizlere bir şey satmak istiyor. Bizler de müşterilerimize bir şeyler satmaya çalışıyoruz. Bunu da başarmamız için donanımlı olmamız gerekiyor. Bu anlamda bu akşamki panelistlerimizin bize çok önemli bilgiler verecekler. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.”

Gergin’in konuşmasını tamamlamasının ardından panele geçildi. Panelde, Figen Özavcı “Türkiye ve dünyada paranın yönü”, Umut Gümülcineli “Teknik analiz”, Erecan Umut “Forex piyasasına genel bakış” Serkan Uludağ ise “Temel ve teknik analiz” konularında bilgi verdi, katılımcılardan yöneltilen soruları cevaplandırdılar.

ÖZAVCI: TEDARİK ZİNCİRİNİN ÇÖZÜLMESİ GEREKİR

Panelde Türkiye ve Dünyadaki paranın yönü konusunda görüşlerini aktaran Figen Özavcı, Keşan’ın ekonomisinin yoğunlukla tarımdan geçtiğini ve Türkiye’nin de en sorunlu sektörünün tarım olduğunu söyledi.

Trakya’daki arazilerin tarımsal anlamda değerli olduğunu ve elden çıkartılmaması gerektiğini vurgulayan Özavcı, “Çünkü dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye’de giderek yükseliyor. Alınması gereken tedbirler var. Şuanda üretici ürün fiyatından memnun değil, tüketici de ürünü çok pahalıya aldığı için memnun değil. Burada aradaki tedarik zincirinde problem var. Bunun çözülmesi lazım.” dedi.

 

BİR TARIM POLİTİKASI OLUŞTURULMALI

Keşan, İpsala ve Enez bölgesinin baza alındığında bölgedeki arazilerin verimli ve bu nedenle çok değerli olduğuna dikkat çeken Figen Özavcı, “Araziler miras yoluyla çok kez bölünüyor. O miras küçüldükçe de ekilen alan azalıyor. Bunun yansımasını da bizler İstanbul’da fiyatlarda görüyoruz. Bugün enflasyonda %6.7’lik bir rakamla karşılaştık. İçeriğine bakıyorsunuz en yüksek oran gıda fiyatlarında. Gıda fiyatlarının yıllık artışı %14’lere çıkmış durumda. Neredeyse enflasyonun iki katı gıda fiyatlarında artış var. Üretimden tüketiciye ulaşan fiyat zinciri herkesin önünü tıkıyor. Şuanda dönüp dolaşıp hep gıda fiyatlarında takılıyoruz. Bence Türkiye’nin öncelikli olarak bir tarım politikası oluşturması lazım. Gördüğüm kadarıyla, üretimde maliyeti artıran en büyük unsur mazot fiyatlarıdır. Mazot fiyatında son 10 yıllık periyotta müthiş bir artış var. Dünyada petrol düşüyor ve buna oranla gıda fiyatları düşüyor; Türkiye’de ise mazot hala yukarılarda duruyor ve gıda fiyatları yükseliyor. Bu tezatlığı çözecek tedbirlerin alınması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

YOL SORUNUNA ÇARE BULUNMALI

Bölgenin ikinci ekonomik gelirinin turizm olduğunu ifade eden ve “Burada yaşayan biri olarak turizmi desteklerim ama çevreyi korumak kaydıyla.” diyen Özavcı, şöyle devam etti: “Buranın kendine has bir doğası var. Bu bozulmayacak bir şekilde turizm yatırımlarına izin verilmesi lazım. Çevreye zarar vermeden kurulacak olan tüm tesisler, bölgede yaşayan insanların ekonomisine mutlaka katkı sağlayacaktır. Bölge turizm açısından birçok kişinin ilgisini çekiyor. Ama maalesef bölgedeki turizmin kısıtlı kalmasının temel sebebi yol problemidir. Bölgede havaalanı yok. İki şeritli bir yol var ve her yaz aylarında bu şeritlerden biri mutlaka kapanıyor. Ben de buranın insanıyım ama hafta sonu buraya gelmekten kaçınıyorum. Buranın halkı turizmde gelişmek istiyorsa, yola bir çare bulması lazım. İkinci olarak da turizm yatırımlarına izin verilirken, doğanın korunması gerekiyor.”