Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Üyeleri, 29 Ocak olaylarını Anıtkabir'de resmi törenle mozoleye çelenk koyarak andı.

Resmi törenin ardından anı defterinin imzalanması ve Anıtkabir müzesinin gezilmesi ile devam eden program öncesi Türkiye genelindeki 13 şube ve 4 temsilciliğinden gelen üç yüzün üstünde üye ve yöneticisi ile birlikte Genel Başkan Av. Necmettin Hüseyin Anıtkabir'in Tandoğan giriş kapısı önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 

Hüseyin, basın açıklamasında “29 Ocak olaylarının 29. yılında geçen her yıl olduğu gibi bugün yine hep birlikteyiz.  Her yıl Taksim’den ve şubelerimizin bulunduğu merkezlerden duyurduğumuz sesimizi bugün derneğimizin 70. kuruluş yılında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir’den duyurmayı tercih ettik.  Son birkaç yıldır daha umutlu bir durumda, 29 Ocak anma toplantılarında bir araya geldik.  

 

Yunanistan da yaşanan bir iktidar değişimi ile birlikte umutlarımız yeşermişti. Radikal, radikal olduğu kadar Türk azınlığın isteklerini perçinleyen bir söylemle iktidara gelen SYRIZA’dan azınlık adına ciddi adımlar atmasını bekliyorduk. Ancak özellikle son bir yıl içerisinde hiçbir olumlu gelişmenin olmadığına şahit olduk. Aksine baskıların had safhaya çıktığı, okullarımızın kapatıldığı, dernek merkezlerimin polis baskınına uğradığı, belediye başkanlarımıza gözaltına alınması ve haklarında hapis kararlarının verildiği bir yılı geride bıraktık. 

 

2017 yılı ile birlikte müftülük makamına hak gaspı şeklinde adım adım ilerleyen plan doğrultusunda, 240 imam yasası diye bilinen Hıristiyanlarca atanan din öğreticileri eliyle eğitim vermeye başlamaları ve bir sonraki adımda bu şahıslara müftü seçtirme girişimi ile sonuçlanacak azınlığın eğitim ve dini konularda özerliğine yönelik saldırıya geçilmiştir. Bakın şüphesiz bu toplum bunlarla da mücadele eder. Bizler zamanı geldiğinde yollara meydanlara döküldük. Dr. Sadık Ahmet ve arkadaşlarının yarattığı ruh bu toplumun ruhudur. 

 

İşte bu ruhun canlı kanıtı bugün andığımız 29 Ocak olaylarıdır. 29 Ocak kısaca nedir, ben bunu kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum. 

 

1923 yılında Yunanistan’a azınlık olarak emanet edilen Batı Trakya Türklerine sistematik baskılar 1980’li yıllara kadar artarak sürmüştür. 1980’li yıllarda bu baskılar had safhaya çıkmıştır. 1983 yılına gelindiğinde isminde Türk kelimesi bulunan sivil toplum örgütlerimizin kapatılması konusunda mahkeme kararları verilmiş, bu kararlar doğrultusunda Yunan Yargıtayına giden davalar maalesef çok acı bir gerekçeyle sonuçlanmıştır. Bu gerekçeye göre Batı Trakya’da Türk yoktur denmektedir. 1987 Kasım ayında verilen bu kararın neticesini Batı Trakya Türkleri ancak 1988 yılı 5 Ocağında öğrenebilmişlerdir. Bunun üzerine toplumun önde gelenleri bir araya gelerek bunun kabul edilemez olduğunu, bu baskılara boyun eğilemeyeceğini, var olan Türk azınlığın kimliğinin inkar edilemeyeceğini belirterek, 29 Ocakta bir protesto yürüyüşü yapma kararı almışlardır. Bu karar neticesinde tüm baskılara engellemelere rağmen 20 bin Batı Trakya Türk’ü Gümülcine meydanına inerek biz Türk’üz diye haykırmıştır. 

 

Biz 29 Ocağı paylaşırken 29 Ocak’lar deyimini kullanıyoruz. Bunun nedeni de 1988’den sonraki dönemde 2 yıl içerisinde hiçbir gelişmenin olmadığını gören Batı Trakya Türkleri, 1990 yılında bu olayların yıl dönümünde bir mevlid düzenleyerek bu olayları anma kararı almışlardır. Fakat öylesine provakatif olaylar yaşanmıştır ki yerel basın ve kilisenin devreye girmesiyle Türklere karşı saldırı için bir ortam hazırlanmış ve 29 Ocak 1990 tarihinde 300’ün üzerinde Türk işyeri yağmalanmış ve talan edilmiştir.  Batı Trakya Türk azınlığı mensupları yaralanmıştır. 

 

İşte biz 29 yıldır Türklük onuruyla bir baş kaldırının, bir direnişin yıl dönümünü anmaya devam ediyoruz. Bu mücadeleyi ayakta tutuyoruz, tutmaya da devam edeceğiz.

 

Bakın daha dün Yunan idarecileri Türk fobisine yenik düştü. İkiyüzlülük yaptı. Çifte standart uyguladı.

 

Eli kanlı FETÖ terör örgütünün hain DARBECİLERİNİ iade etmeme kararı aldı. Bu nasıl bir demokrasi, bu nasıl bir işbirliği, bu nasıl bir terörle mücadele anlayışı?   

Size Sesleniyoruz. 

 Ey Çipras! Sizin insanlığı, demokrasiyi, hakkı, hukuku layık görmediğiniz, doğduğu topraklardan söküp attığınız, Batı Trakya Türkleri Ankara’dan size sesleniyor.   

 Söylemde değil eylemde demokratik olun, hakkı hukuku yaşatın.

 Batı Trakya Türklerinin Haklarını verin.

 Eli kanlı darbecileri iade edin.

 Dostluk, komşuluk, hukuk, adalet kelimelerinin hakkını verin. 

 Verin ki bizde önümüzdeki yıl Çanakkale şehitliğinde, ertesi yıl Selanik'te, bir sonraki yıl Atina'da 29 Ocakları anarken güzel şeyler söyleyebilelim. Dostluktan, kardeşlikten bahsedebilelim diyoruz. 

 Bizlerle birlikte olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum. Ve bizlere Türk değilsiniz, Yunanistan da Türk yoktur diyenlere buradan cevabımız nettir ‘NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’ diyoruz” diyerek  sözlerini tamamladı.

Gelen soru üzerine Darbecilerin iadesinden kaçınılmaması gerektiğini belirterek, Şubat veya Mart aylarında Batı Trakya’daki seçilmiş meclis üyeleri ve muhtarlarımızın da dahil olacağı, derneğimizin 70. kuruluş yıldönümünde 700 kişi ile Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret etmek üzere randevu talep edeceklerini, aynı heyetle sonrasında da Atina'da Yunanistan Cumhurbaşkanı ve Başbakan Çipras ile görüşme imkanı arayacaklarını iki ülke arasında dostluk köprüsünün oluşmasına da Batı Trakya Türkleri olarak katkı sağlayabileceklerini belirtti. 

Heyet ve katılımcılar daha sonra gerçekleştirilen “29 Ocakları Unutmuyoruz… Unutturmuyoruz …“ konulu mini konferansta bir araya geldi.