30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 93’üncü Yıldönümü, tüm yurtta olduğu gibi Keşan’da da kutlandı.

İlk tören, saat 10.00’da, Cumhuriyet Meydanı’nda başladı. Törene, Keşan Kaymakam Vekili Mustafa Karslıoğlu, Keşan 4’üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Halil Tamer Gedik ve Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, Keşan Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Muhammed Ali Akkuş, daire amirleri, askeri erkan, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Atatürk Anıtı’na, Kaymakamlık, Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığı çelenklerinin sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı söylendi.


KAYMAKAMLIK MAKAMINDA TEBRİKLER KABUL EDİLDİ

Keşan Kaymakam Vekili Mustafa Karslıoğlu, daha sonra beraberinde Keşan 4’üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Halil Tamer Gedik ve Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan ile makamında tebrikleri kabul etti.


KUTLAMA PROGRAMI

Kutlama töreni ise saat 11.00’de, Cumhuriyet Meydanı’nda, Kaymakam Vekili Karslıoğlu, Tugay Komutanı Gedik ve Başkan Özcan tarafından tören birlikleri denetlenerek, halkın bayramı kutlandı. Saygı duruşunda bulunulması ve Keşan Belediye Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı’nın söylenmesinden sonra Kurmay Yüzbaşı Mustafa İnanç tarafından günün anlamla önemini belirten konuşma yapıldı.


İNANÇ: TÜRK MİLLETİ, VARINI YOĞUNU MEHMETÇİĞE FEDA ETMİŞTİR

Bugünün kendisini anayurdundan atmak isteyen emperyalist ve onların maşalığına soyunmuş devletlere karşı bir milletin varoluş mücadelesi vererek, tarihte eşine az rastlanacak bir zafer kazandığı 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 93’üncü yıldönümü olduğunu ifade eden İnanç, “30 Ağustos 1922’den önceki genel duruma bakıldığında bir yanda 1. Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmış ve toprakları işgal altında kalmış devletiyle, Trablusgarp’ta, Yemen’de, Hicaz ve Sina çöllerinde, Balkanlar’da, Çanakkale’de ve Allahu Ekber Dağları’nda son 10 yılda imparatorluk nüfusundan 7 milyona yakın vatan evladını kaybetmiş fakir bir millet, diğer yanda çağın en gelişmiş sanayisiyle harp silah, araç ve gereçlerine sahip Haçlı Seferleri’nden itibaren bu topraklardan bir türlü söküp atamadığı Türkleri, tarih sahnesinden silmeye kararlı dönemin süper güçleri bulunmaktaydı. Bu zor ve umudun tükenmek üzere olduğu günlerde düşmanın Sakarya önlerinde durdurulmasından sonra çıkartılan Tekalifi Milliye Kanunu ile ordusuyla omuz omuza veren Türk milleti, varını yoğunu Mehmetçiğe feda etmiştir. Ordumuzun tekrar taarruz gücüne ulaşması için eğitimler ve taarruz hazırlıkları cephe gerisinde büyük bir gizlilikle yapılmış ve tamamlanmıştır. Atatürk ve ordu komutanlarının Konya Akşehir’deki bir futbol müsabakasına gitmesi ve ordunun taarruz niyetinde olmadığı izlenimi yaratması ise düşman üzerinde baskın etkisini daha da arttırmıştır. Titizlikle hazırlanan imha harekatı 26 Ağustos 1922 sabahı, hiç kimsenin beklemediği bir anda topçumuzun ateşi ile başlamış ve kısa zamanda elde edilen başarılarla düşmanı takip harekatına dönüşmüştür. Bu harekat Yunan birliklerinin hazırlıklarını denetleyen İngiliz subaylarının ‘3 ayda bile aşılamaz’ dedikleri Yunan tahkimatının 3 günde paramparça edildiği, tamamına yakını yaya birliklerden oluşan ordumuzun günümüz imkanlarıyla bile başarılması çok zor olan 450 kilometrelik mesafeyi 15 günde kat ederek düşmanı Anadolu’dan çekilmeye mecbur ettiği, Gazi Mustafa Kemal tarafından Yunan ordusunu İzmir’deki balo salonlarından yönetmeye çalışan General Haci Anesti’ye ve bütün dünyaya, zaferlerin ancak cephede, bizzat ateş hattında bulunarak kazanılabileceğini kanıtladığı bir harekattır.” dedi.

Program, askeri birlik ve araçların tören geçişi ile son buldu.