Sonay CAN

İşletmeciliğini Nilgül Ağtaş’ın yaptığı Nisa Cafe, dün hizmete açıldı.

İspat Cami Mahallesi Kurtuluş Caddesi Barış Sokak’ta faaliyet gösteren Keşan Şehit Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Parkı içerisinde yer alan Nisa Cafe’nin saat 14.00 sıralarında başlayan açılışına Keşan Kaymakamı Bekir Dınkırcı, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, resmi daire amirleri, Keşan Şehit Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Dönmez, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile şehit aileleri ve gaziler katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan Ferhat Dönmez, derneğin çatısı altında faaliyet gösteren kafeterya işletmesinin açılışı için toplandıklarını belirterek, kendilerine her konuda katkıda bulunan kişi ve kuruluşlara teşekkür etti. Daha sonra kurdele kesilerek işyeri gezildi. Ardından yeniden bahçeye çıkılarak konuşmalara geçildi.

ÖZCAN: BU BARIŞIN BİR BEDELİ VAR

Daha sonra söz alan Mehmet Özcan, söz konusu parkı iki yıl önce Keşan Şehit Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne verdiklerini belirterek, “İstedik ki hem kendilerinin bir yeri olsun hem de mahallimize yakışır bir park yapalım. Yaptık, devrettik ve şimdi biraz daha geliştirdiler. Kendilerine teşekkür ederim. Umarım buradaki işletme sayesinde derneğin giderleri bir nebze olsun karşılanır. Şu topluma bir baktığımızda hepimizin geçmişinde ve ailesinde bir şehit ya da gazi var. Onların sayesinde barış içerisindeyiz. İşte bu barışın bir bedeli var. Bu bedel de uzun süre askerlik yapmak, şehit ve gazi olmak. Bu toplumumuzun kendi içinde, özünde var olan bir şey. Biz de karınca kararınca, bu derneğe bir şeyler yapmaya çalıştık. Katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum. Geçmişimizi hatırlamazsak, buradakileri sadece bir dernek üyesi olarak görürsek geçmişimize haksızlık etmiş oluruz. Ben geçen yıl nisan ayında 12 gazimizi Kıbrıs’a götürdüm. Bunlardan 7’si 39 yıl sonra, 20 yaşında savaştıkları dağları bir kez daha gördüler. Onların gözlerindeki pırıltıyı gördüm. Yanında arkadaşları şehit ya da gazi olmuş. Kendileri kurtulmuş gelmiş. Mutlu oldum. Onlar kadar olmasam da onların yaşadıklarını kafamda canlandırmaya, kendimi onların yerine koymaya çalıştım. Biz bu değerleri yaşatmak ve çocuklarımıza intikal ettirmek zorundayız. Yoksa geçmişimizi unutursak hiçbir şey oluruz. Hepinize saygılar sunarım.”

DINKIRCI: ŞEHİTLİK VE GAZİLİK, BU COĞRAFYADA YAŞAMANIN BEDELİDİR

Son olarak söz alan Bekir Dınkırcı da Türklerde şehitlik ve gazilik kavramlarının farklı olduğuna dikkat çekerek, “Şehitlik ve gazilik, bu coğrafyada yaşamanın bedelidir. Hangi birimizin ailesinde şehit ve gazi yok? Benim ailemde ikisi de var. İşte bizim şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz vatanımıza öyle bir sahip çıkmışlar ki canlarından fedakarlık ve feragat etmişler. İşte bize düşen bir şey var. Biz bu cennet vatanın dört bir tarafında, yediden yetmiş yediye birbirimizin kıymetini bilmek zorundayız.” dedi. Dınkırcı, daha sonra şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize uzun ömür diledi. Bekir Dınkırcı ayrıca Soma’da şehit olan madencilerimiz için de aynı dileklerde bulunarak, “Şehitlerimiz ve gazilerimiz bizden bir şey istiyor. Birbirinizin kadrini ve kıymetini bilin diyor. Birlik ve beraberlik içinde hareket etmemizi istiyor.”  şeklinde görüş belirtti.

Konuşmaların ardından, Keşan Şehit Aileleri ve Gazileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne katkıda bulunan Süleyman Yeniçeri, Habil Ataman, Haili Beyazıt, Özgür Engin, Davut Aydın, Cemil Arkan, Ertan Çetin ve Yaşar Kaleli’ye plaket verildi. Plaket öreninin ardından katılımcılara kokteyl ikram edildi.