8 BİN 476 KADIN ŞİDDET VAKASI YAŞADI
Kahvaltının açılış konuşmasını yapan ADD Keşan Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kılıç, “Gün geçmiyor ki günlük gazetelerin herhangi birinde veya televizyon haberlerinde bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmeyelim. Birkaç örnek vereyim; Münevver Karabulut cinayetini hiçbirimiz unutmadık. Ya Özgecan Aslan’ı unutabilir miyiz? Özgecan’ın katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti. O bir yıl içerisinde, 8 bin 476 kadın şiddet vakası yaşadı. Yaşanılan toplumsal cinayetlerin nedenlerinden biri de köyden kente göç eden kitlelerin ne kente uyum sağlayabildikleri, ne de kendi değer yargılarını koruyamadıklarından lümpenleşmelerinin sonucuna bağlanıyor. Bütün bu toplumsal çıkmazların ötesinde kadının tarihteki ve günlük hayatımızdaki önemi yadsınamaz.’’ dedi.
YAŞASIN ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE, YAŞASIN ÇAĞDAŞ UYGARLIK YOLU
Kılıç’ın ardından söz alan Yönetim Kurulu Üyesi Ürkmez ise konu ile ilgili olarak şunları kaydetti: “Atatürkçü, cumhuriyetçi, özgürlükçü demokrasi aşığı sevgili kadınlarımız hoş geldiniz. Atatürkçülük; Atatürk’ü bütün yönleriyle ve eserleriyle tanımak, sevmek, benimsemek ve sevdirmeye çalışmaktır. Atatürk’ün kadının erkekle birlikte öğrenim görmesini, sosyal, kültürel ve ekonomik hayatta onlar ile birlikte görev almasını birlikte omuz omuza mücadele etmesini benimsemesi ve savunması nedeniyle, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye’de kadınların toplumdaki değeri AKP iktidara gelinceye kadar artmıştır. Ülkemizde siyasi yönetimin kadına bakışı, tutumu ve politikalarından dolayı biz kadınlar için vahim ve karanlık durumu son yıllarda 14 kat artan şiddet, tecavüz, taciz ve kadın cinayetlerinden belli oluyor. Biz kadınlar, kendimiz, çocuklarımız ve torunlarımız için gelinen bu vahim ve karanlık duruma kadını hor gören ezen zihniyet ile savaşmalıyız. Tüm kadınlarla birlik beraberlik içerisinde, kadının toplumda hak ettiği değeri ve konumu arttırmaya çalışmalıyız. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak kadınlar ile kahvaltıda bir araya gelip vahim, karanlık duruma karşı çözüm üretip, bu vahim ve karanlık durum ile savaşmak zorundayız. Yaşasın Atatürkçü düşünce, Yaşasın çağdaş uygarlık yolu.”
