ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) Keşan Şubesi tarafından dün yapılan basın açıklamasında, 23 Aralık 1930 tarihinde, Menemen’de cumhuriyet karşıtı bir grup tarafından şehit edilen Öğretmen Teğmen Mustafa Fehmi Kubilay anıldı.

İLK DEVRİM ŞEHİDİ

ADD Keşan İlçe Yönetim Kurulu Başkanı Rami Uluz, yönetim kurulu adına yapılan yazılı açıklama öncesinde, demokrasi şehitlerinin, Gazeteci Uğur Mumcu’nun 24 Ocak’ta öldürüldüğü haftayı içine alan “Adalet ve Demokrasi Haftası” kapsamında anıldığını belirterek, Mustafa Fehmi Kubilay; bundan tam 83 yıl önce, 23 Aralık 1930 günü; bugünkü iktidar düşüncesine karşı çıkışını canı ile ödeyen ilk devrim şehidimizdir. Kubilay; başı bağ bıçağı ile kesilerek, kanı ile cumhuriyet topraklarını sulayan ilk şehittir.” dedi.
“MENEMEN OLAYI, GERİCİ VE İRTİCAYI TANIMLAYAN OLAYDIR”

Uluz, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal o günlerde Edirne’de bulunuyordu. Ziyaretini yarıda kesip Ankara’ya dönmüş ve gerekenin yapılmasını emretmişti. demişti. Çevresindekiler ve Başbakan İsmet İnönü ise diye itiraz edip Mustafa Kemal’i ikna ediyorlar. Böylelikle devletin; Atatürk’ün önerisi doğrultusunda yapacağı orantısız güç gösterisinin önüne geçilmiş olunuyor. Henüz 7 yaşındaki cumhuriyetimizin Osmanlı enkazını ayağa kaldırma çabalarına karşı girişilen; dense, <İrtica nedir?> dense, bunu tüm çıplaklığıyla insanlara anlatacak olan tek olay Menemen olayıdır.  Atatürk İlke ve Devrimlerine karşı çıkış olarak, o günkü düşünce sisteminin bugün iktidarda olduğunu söylersek, olayı abartmış olmayız herhalde. Nasıl oluyor da, devrimlere karşı çıkan, bu düşünce sistemini bugün iktidara getirebiliyoruz? İrtica ve gericiliği yönetime taşıyanlar hakkında hiç mi kafa yormayız?”
Rami Uluz, açıklamasının devamında, Atatürk’ün bugünkü durumu yıllar önce Gençliğe Hitabesi’nde gösterdiğinin altını çizerek şöyle dedi: “Atatürk, Gençliğe Hitabesi’nde, bunu bize söylemişti. Ama biz aldırmadık, her 19 Mayıs’ta, rutin bir şeymiş gibi okuyup geçtik.  sözlerini tekrar okuyup değerlendirmek gerekmez mi? Günümüzde iktidarı elinde bulunduranlar; Osmanlı döneminde halkın cehaletinden gani gani yararlanıp, halkı soyma alışkanlığının Cumhuriyet döneminde de devam etmesi adına, Allah’la, Kur’an’la aldatmayı denemiş, şeyh, ağa, paşa, seyyit, ulema kisvelerine bürünerek kolaylıkla başarabilmekteyken bundan vazgeçmediler. Bedavacılık için, servet içinde yüzmek için, saygın görünmek için, kariyer için, karizma için demokrasi her dönemde katledilmiştir.

“AYDINLIKTA HİLE MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Uluz, sözlerini şöyle sonlandırdı: Mustafa Fehmi Kubilay öğretmenimiz, askerliği sırasında bu gözü dönmüş canileri silahsız ikna etmeye çalışmış, karşılığını hayatıyla ödemiştir. Neden? Karşısındakiler kandırılmış cahiller değildi, ikna olmazlardı. Çünkü onların hedefleri vardı. 7 yaşındaki cumhuriyetin yaptırımlarıyla, varlıklarına son verileceğini biliyorlardı. Aydınlığa o gün de saldırıyorlardı, bugün de saldırıyorlar. Neden? Çünkü aydınlıkta hile mümkün değildir, aldatmak mümkün değildir. Aydınlıkta çalamazsın, görürler. Halktan çaldıklarını, düşkünleştirdiğin kesimlere sadaka olarak dağıtarak, iktidarda kalmayı ne kadar başarabilirsin? Bu ülkede herkes satılık değildir, herkesi satın almak da mümkün değildir. Bir gün çok güvendiğiniz bakan, çok güvendiğiniz genel müdür, çok güvendiğiniz herhangi birileri,  görevini yapmak zorunda kalabilir, foyanızı meydana çıkarabilir.  Ve bir gün gelir, asla karşılaşmak istemediğiniz tablo, önünüze konulabilir. Adaletin tecellisi; mazlumu ihya, zalimi ikna için düşünülmüştür. Cumhuriyetin ve aydınlığın ilk şehidi Mustafa Fehmi Kubilay’a, cumhuriyet şehitlerimize, cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e, hizmetlerinden dolayı minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun.”