Açıklamasına, AK Parti Hükümetlerinin milletten aldıkları yetkiyle çıktıkları yolda, her daim Türkiye’nin itibarını ve gücünü arttırarak ilerleyişini sağladığını ve buna tüm dünyanın şahit olduğunu savunarak başlayan Çevikel, bu ilerleyiş ve büyümenin içeride olduğu gibi dışarıda da ve özellikle bazı kesimlerde ciddi rahatsızlık uyandırdığını ileri sürdü. Parti kapatma davası, Gezi Parkı, 28 Şubat gibi olaylarla AK Parti’nin üzerine “en sinsi ve en alçakça” yollarla gidilmeye çalışıldığını da iddia eden Çevikel, şu görüşlere yer verdi:
MİLLETİMİZ EN AĞIR CEVABI SANDIKTA VERECEKTİR
“Türkiye’yi durdurma ve ülkede kaos yaratma denemeleri yapılmaktadır. Ne tesadüftür ki operasyondan hemen önce ana muhalefetin başkanı Amerika ziyareti yapmış, operasyonun devamında da yine Amerika Büyükelçisinin dizlerinin dibinde timsah gözyaşları dökmüştür. Aziz Milletimiz ülkemizi geriye götürme, milletimizi faizcilere sömürge yapma, hükümeti yıpratma denemelerine en ağır cevabı yine sandıkta verecektir.
MÜCADELEDEN ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ
Türkiye Cumhuriyeti büyük, köklü ve güçlü bir hukuk devletidir. AK Parti Hükümetlerinin 11 yıldır vesayetle ve çetelerle olan mücadelesi hepimizin hatırındadır. Şunu herkes bilsin ki bundan sonra da bu mücadeleden asla taviz verilmeyecektir. Hedefimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği muasır medeniyet seviyesinin üzeridir.
ALGI OLUŞTURMAYA ÇALIŞMAK AÇIKÇA AHLAKSIZLIKTIR
Bir Hukuk Devletinde; yargılama süreci dahi başlamadan soruşturma aşamasında, kişi ve/veya kurumları suçlu ilan etmek yargısız infazdır. Hele ki operasyon detaylarını oynanan oyunun gereği; medya, basın ve internet ortamında, ekleme yaparak, tahrif ederek farklı bir şekilde izleyenlerde algı oluşturmaya çalışmak açıkça ahlaksızlıktır.
ADALETİN VERECEĞİ KARARLARA HERKES SAYGI DUYMALI
Elbette ki adaletin atılı suçlamalar konusunda vereceği kararlara herkes saygı duymalıdır. Şayet en küçük bir suistimal söz konusu ise şüphelilere en ağır cezalar verilmelidir. Bunun aksini düşünmek kendimizi ve mücadelemizi inkar anlamına gelir.
DEDİKLERİ DOĞRU DEĞİLMİŞ
Düne kadar Türkiye padişahlık ile yönetiliyor, hükümet tek güç, savcılar, yargı, MİT, emniyet hükümetin mutlak emrinde, önceki soruşturmaları hep hükümet yaptırdı diyen arkadaşlar bugün siyasi düşüncelerinden olsa gerek bu kurumları savunur oluverdiler. Bu operasyonla anlaşıldı ki dedikleri doğru değilmiş.”
Açıklamasını CHP Keşan İlçe Örgütü’ne seslenerek sürdüren Çevikel, “Ey Keşan CHP Teşkilatı, partimiz ile bu operasyonda tek kurumsal bağı olan kişi Fatih Belediye Başkanımızdır. Kendisi de savcılıkça serbest bırakılmıştır” dedi.
O KUTULARINIZI YARGILAMA SONUNA KADAR SAKLAYIN
CHP İstanbul Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül’ün, Baykal döneminde yolsuzluk nedeniyle partiden atıldığını da ileri süren Çevikel, açıklamasını şöyle bitirdi: “İl Danışma Meclisimizin olduğu bir günde teşkilat binamızı içi boş eylemine malzeme yapmaya çalıştılar. Hukuka ve yargıya biraz saygınız varsa o kutularınızı yargılama sonuna kadar saklayın. Hatta biz size kara kutu istif etmenizi öneriyoruz. Bu kara kutunun da Halk Ekmek olduğunu sizler çok iyi bilirsiniz. Çünkü seçim sonrası o kara kutuya bakıp bakıp ağlayacaksınız. Keşke bu yürüyüş sevdanızı (aman dikkat edin akşam saatine denk getirmeyin zehirlenirsiniz) CHP’li Keşan Belediyesi ile ilgili de gösterebilseniz. Samimi ve dürüstseniz geçen yıl satılan 5.5 trilyonluk mülkün bedelinin hesabını, 70 trilyonluk belediye borcunun hesabını, Çöp kamyonlarına alınamayan mazotun hesabını, ödenemeyen maaşların hesabını, belediyeye ait tapulara konan hacizlerin hesabını sorarsınız. Gerçi Başkanımız bize hesap vermeyeceğini söyledi, belki sizlere hesap verir.”
