AYŞİN SEÇİL GEZER

Dün, saat 15.00 sıralarında Çetin Otel’de başlayan toplantıya, Kırmızı Listede yer alan Yüksel Alioğlu, Ertan Sağoğlu, Tarık Özbek, Cemal Yazıcı, Selahattin Uyulgan ve Önder İnceoğlu katıldı.

Alioğlu, 1 Ekim 2017 tarihinden itibaren Keşan TSO’da etkinliklerin arttığını söyleyerek bazı etkinlikleri gereksiz bulduğunu ifade etti. Geçmiş yıllarda 300 TL bedelle yapılan Yunanca Kursunun bu sene bedava yapılmasını da eleştiren Alioğlu, “Hak geçmemesi için bence o 300 TL’leri iade etmemiz gerekiyor” dedi.

ENEZ ZİYARETLERİMİZ OLDU

Toplantıda ilk olarak söz alan Alioğlu “Sık sık üyelerimizi ziyaret ediyoruz. Keşan Yönetici ve İş Adamları Derneği (KEYİAD)’nin toplantısına davet edildik. ‘Başkanlar Buluşuyor’ konulu bir panel düzenlediler. Çok faydalı bir panel oldu. Bir diğer programımız ise Enez ziyaretlerimiz oldu. Enez’de çok güzel görüşmeler yaptık, çok memnun kaldık.

BAZI TOPLANTILARI ÇOK GEREKSİZ BULUYORUM

Dile getirmek istediği birçok konu olduğunu söyleyen Alioğlu, şöyle konuştu: “En önemlisi de ne hikmetse 1 Ekim’den sonra Keşan Ticaret ve Sanayi Odası’nda etkinlikler çok arttı. Keşan iş dünyası ve üyelerimizin de oturup bu programları dikkatlice izlemeleri ve ne kadar faydalı olduğunu düşünmeleri gerekiyor. Bazı toplantıları çok gereksiz buluyorum. Çünkü bazı toplantılar odanın üzerine vazife değil. Ama her şey kılıfına uydurularak yapıldığı için güya önemli işler yapılıyormuş gibi lanse ediliyor. Bu da insanı üzüyor. Oda bütçesi kullanılarak yapılıyor. Bu yüzden daha dikkatli olunması gerekli. Bunları Meclis grubunda söylememe rağmen çok yapılacak bir şey yok. Bir günde 3 fuara gidiliyor, ücretsiz gidiliyor. Bedava olunca üyemiz dışında insanlar da gidiyor.”

300 TL’LERİ İADE ETMEMİZ GEREKİYOR

Önümüzdeki günlerde ücretsiz Yunanca Kursu başlayacağını hatırlatan Alioğlu, “Bugüne kadar yaptığımız kursları 300 TL bir bedel alarak yaptık. Kursun sadece üyelere ve çalışanlara verileceği söylendi. Merak ediyorum, geçen yıl yapılan kurs için 300 lira para verenlerin içinde üyemiz de vardı. Hak geçmemesi için bence o 300 TL’leri iade etmemiz gerekiyor. Kaç tane üyenin katıldığını tespit etmemiz lazım ki adaletli olsun.” dedi.

FAYDALANAN ÜYE VAR MIDIR BİLMİYORUM

Bütün Balkan ülkeleri ile istişareler yapıp protokol imzalanacağının söylendiğini kaydeden Alioğlu, “Ben 4 senedir odadayım. 4 sene öncesini de takip ettim. O kadar çok protokol imzaladık ki faydalanan üye var mıdır bilmiyorum. İstişare üzerine istişare yapıyoruz.” şeklinde konuştu.

RÜZGÂR EKERSEN FIRTINA BİÇERSİN

Güneş paneli ziyareti hakkında da konuşan Alioğlu, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Slogan da çok. Ben şunu çok beğendim; ‘tarlasına güneş eken, buğday ekenden 77 kat fazla kazanıyor’ ama insanlık tarihi var olduğundan beri buğday ekme zorunluluğu var. Önemli bir gıda maddesi. Güneş paneli de çok önemli tabi ki, fakat buğdayı küçümseyerek ‘yok güneş ekin’, ‘yok rüzgâr ekin’  demekle olmaz. Rüzgâr ekersen fırtına biçersin.  Çiftçimizin de bu konuyla ilgili üzülmemesi gerektiğini düşünüyorum. Kaldı ki Enerji Bakanlığı’nın güneş panellerinin verimsiz arazilere kurulması yönünde bir talimatı var. Kesinlikle ekilebilir arazilere güneş paneli kuramazsınız. İnsanlara bir slogan söylerken, özendirirken çok dikkat etmek lazım.”

KATILIMCI DEMOKRASİ EN GÜZEL YÖNETİM BİÇİMİDİR

Son olarak demokrasi kendilerinin olmazsa olmazları olduğunu söyleyen Alioğlu, “Katılımcı demokrasi en güzel yönetim biçimidir. Çünkü bir yenisi bulunana kadar en iyisi o. Seçimlerin ertelenmesi Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerine daha demokratik, daha katılımcı, daha özverili çalışmalar getiren bir erteleme olmuştur.” ifadelerini kullandı.

Daha sonra söz alan Sağoğlu da getirecekleri oda kültürü ve sistemi üzerinde durarak şunları söyledi: “Aslında ilk günkü toplantımızda da oda kültürümüzü, oda sistemimizi gündeme getirmiştik. Odanın kurumsal yapısını son derece önemsiyoruz biz. Bunu bizden her toplantımızda duyacaksınız. Çünkü isimden isime, kişiden kişiye değişen bir oda başkanlığı sistemi düşünmüyoruz. Bununla beraber kamu olsun, özel sektör olsun kurum ve kuruluşlar hiçbir zaman birbirinin rakibi değildirler. Tam tersine biri olmazsa diğeri olmaz. Tüm kurumlarımızla istişare içinde bölgemizin kalkınması için bir arada olmalıyız. Bununla ilgili bir takım ziyaretlerde bulunduk. Bölgemizin bir haritasını çıkartıyoruz. Güçlü yanlarımız ve zayıf yanlarımız olmak üzere. Öncelikli olarak elimizdeki imkânlarını ne olduğunu bilmemiz gerekiyor.”

GÜNDEMDE FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK İÇİN YER ALMIYORUZ

Önemsedikleri konuların başında eğitim, üretim ve ihracat geldiğinin altını çizen Sağoğlu, “Eğitimle ilgili 19 Aralık’ta Keşan Meslek Yüksekokulu’nda üniversite öğrencileriyle bölgemiz hakkında istişare toplantısı yapacağız. Keşan Ticaret ve Sanayi Odası’nın bilgilendirme sitesinde öğrenci komitesi oluşturuldu. Çok fazla önemsediğimiz bir konu bu. Sadece üniversite öğrencileri için değil, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri içinde olmalı. Ancak, öğrenci komitesi olmasına rağmen bir tane öğrenciye burs vermiyoruz. Öğrencilere burs vermezsek, onlara sahip çıkmazsak nasıl oluyor bu komite işi? Sorgulayamazsak, ölçemezsek büyümemiz mümkün değil. Bizim en önemli önceliğimiz eğitim. İlkokullarda okuyan öğrenci sayımız 10 milyon 500, ortaöğretimde okuyan 6 milyon, yaygın eğitimde 9 milyon 800 yaklaşık 27 milyon eğitim gören öğrencimiz var. Eğitim diyoruz, ama eğitime destek vermiyoruz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği( TOBB) eğitim yılının başında odamıza öğrencilere verilmek üzere destek çekleri gönderiyor. Bununla ilgili bir araştırma yaptık. Tamamen oda başkanının ve kişilerin inisiyatifinde mecliste bulunan arkadaşlara dağıtılıyor. Onların nezdinde ihtiyaca olan öğrencilere dağıtıldı. Biz bölgemiz diyoruz, bölgemizden kastımız İpsala, Enez ve Keşan ayrılmaz bir bütünüz. Peki, İpsala’ya, Enez’e, Keşan’a kaç tane verdik bu çeklerden? Seçimler vardı, hiç böyle projelere falan yoktu. Şimdi rekabet var. Rekabet bizi geliştirecektir ama sorgularsak. Gündemde fotoğraf çektirmek için yer almıyoruz. Projeler üretip, nasıl hayata geçirebilirizin peşindeyiz.” şeklinde konuştu.