HABER MERKEZİ

1 Hazirandan itibaren kontrollü bir şekilde açılmasak sonbaharda vaka sayılarında artış görülebileceğini kaydeden Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun; “Ülkemizdeki tam kapanma süreci sonunda hastalık sayılarında ciddi düşüşler meydana geldi. Bu beklenen bir şeydi. Türk Tabipler Birliği bir yıldan beri bu hastalığın kontrol altına alınabilmesi açısından mutlaka tam kapanma süreci gerekiyordu. Bizim önerdiğimiz şekilde tam kapanma olmasa da vaka sayılarında ciddi düşüşler görüldü. Keşke bu çok daha önce yapılmış olsaydı. Çünkü sürecinden başından beri hastalanan 5 milyon 200 bin insanımız var. 46 bin 500 insanımızı kaybettik. Belki kaybettiğimiz insan sayısı daha az olacaktı. Bütün kapama süreçleri sonucunda açılmaların kontrollü olması gerekiyor. Geçen sene yaz geçişinde kontrolsüz açılma yapıldı. Sonucunda olgu sayılarında sonbaharda artış görüldü” dedi.
TAM AÇILMAK İÇİN VAKA SAYILARI BİN 200’ÜN ALTINA DÜŞMELİ
Tam açılmak için vaka sayılarının günlük bin bandına inmesi gerektiğini kaydeden Altun; “Açılmayla ilgili temel kıstas ne olmalı. Dünya Sağlık Örgütünün açıkladığı bir veri var. Son bir hafta içinde günlük vaka sayısının bin 200’ün altına indirilmesi gerekiyor. Yapılması gereken en temel şey hızlı aşılamadır. Umarım bu aşılar söylendiği gibi zamanında gelir. Hızlı bir şekilde insanlarımızı aşılayabiliriz. Bu şekilde hastalığın bulaşın önüne geçmiş oluruz. Eylül ayında bitirildiği takdirde küçük gruplarda küçük salgınlar şeklinde seyredecek” diye ifade etti.
AŞILARLA VARYANTLAR ARASINA YARIŞ VAR
Şu an kullanılan aşıların varyantlar üzerinde etkisinin başarılı olduğunu söyleyen Altun; “Varyant oluşumları da çok önemli. Şu anda kullanılan aşılarla varyantlar arasında bir yarış var. Bu aşıların lehine. Yeni çıkacak varyantlarla bu yarış hastalık lehine dönerse o zaman hepimiz için tehlike. Yazın gelmesiyle birlikte güneşin daha yoğunluğu ile birlikte virüsün etkisi azalıyor. Kapalı mekanlar hala risk. Klinik belirti göstermeden de bu hastalığı geçirenler var. Bu yüzden aşılamanın hızlı bir şekilde yürütülüyor olması lazım” dedi.
COVİD-19’DAN VEFAT EDENLER SÖYLENENİN İKİ KATI
Koronavirüsten vefat edenlerin sayısının söylenenden iki üç kat fazla olduğuna dikkat çeken Altun; “Sağlık kurumlarına ciddi hastalıkla başvuran hastaların oranında azalma oldu. Bunlar aşının işe yaradığını gösteriyor. Ancak bu koruyuculuğun ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Şu anda kaybettiğimiz insan sayısı 47 binlerde görülüyor. Bunun en az iki üç katı daha fazla insanımızı kaybettik. O yüzden hafife alınacak bir hastalık değil. Aşılamalarla bizim hayatımızda yer almaya devam edecek. Grip aşısı yaptırdığımız gibi belli sürelerde bu aşıları yaptırmamız gerekecek. Aksi halde başka türlü mücadele şans görülmüyor. O yüzden sonbahara kadar aşılamanın ülkemizde 12 yaşa kadar bitirilmiş olması gerekiyor. Özellikle aktif yaşam içinde yer alan, emekçi kesimdeki insanlar, öğretmenler, üniversite öğrencileri, hareketliliği fazla olan kesimin hızla aşılanması gerekiyor” dedi.
YAZ AYLARINDA BULAŞ ORANI HIZI AZALIYOR
Yaz aylarında havaların ısınması ile vaka sayılarında düşüş olduğunu belirten Altun; “Sıcak havalarda mevsimsel özellik nedeniyle kapalı mekânlar yerine insanlar açık mekânlarda zaman geçirmeye başlıyor, bu da bulaş hızını azaltıyor. İnsanlar dip dibe vuruyor olmadığı sürece, birbirinin yüzüne karşı öksürme olmadığı takdirde bulaşın olması fazla beklenmez. Yaz dönemini çok iyi kullanmamız lazım. İnsanlar sıkıldı, dünya bununla mücadele ediyor. Kısıtlamalarla mücadele ediliyor, ruhsal olarak da insanlar yıprandı. Bir araya gelmek isteyenler açık mekânlarda, mesafeye dikkat ederek bir arada olmak hastalığın bulaş hızını azaltacaktır. Nisan ayından itibaren yerli aşı kullanılmaya başlanacaktı. Büyük olasılıkla 2022’nin başından itibaren bu aşıyı kullanmaya başlayacağız” şeklinde ifade etti.
ÇEVRESEL İLAÇLAMA YAPILMIŞ OLMASININ HİÇBİR MANTIĞI YOK
Koronavirüs ile ilgili açık hava alanlarının dezenfekte edilmesinin hiçbir anlamı olmadığı ifade eden Altun, sözlerine şöyle devam etti: “Açık havada dezenfektan sokakların ilaçlanması, hiçbir anlamı yoktur. Hastalık damlacık enfeksiyonu ile geçiyor. Bu dezenfektanlarla etrafın ilaçlanıyor olması çevresel hasara yol açıyor. Ekolojik dengeyi bozuyor. Bitkilere, doğadaki canlılara zarar veriyor. İlaçlamada neler atılıyor bilmiyoruz. Daha çok Çamaşır suyunun sulandırılmış hali kullanılıyor, hiçbir anlamı yoktur. Çevresel ilaçlama yapılmış olmasının hiçbir mantığı yok. Boşuna insan işgücü kaybı ve ekonomik kayıp olduğunu düşünüyorum.”

AŞI AZ OLUNCA, DOZ ARALARI AÇILDI
Aşı stoklarının yeterli olmadığından dolayı doz aralarının açıldığını ifade eden Altun, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Aşı yaptığınız guruba ilk aşıdan sonra bazılarına bir ay, bazılarına 6 hafta bazılarına da on hafta gibi aşılar yapılıyor ve oluşan antikor düzeyi kıyaslanıyor. Ülkemizde ne yazık ki yeterli aşı tedariki yapılamadığından dolayı bir gurup aşı doz arasını açtılar. Aşı geliştiren Uğur Şahin diyor ki 6 haftadan fazla olmamalı, şu anda ülkemizde 6 -8 hafta bandına çekilmiş durumda. Bunlar tabii ki aşı tedarikindeki sorulardan kaynaklanıyor.”