SONGÜL KONAR

Dün saat 13.00’te Cumhuriyet Halk Partisi Keşan İlçe Binasında gerçekleşen açıklamaya, Cumhuriyet Halk Partisi Keşan İlçe Başkanı Recep Pekcan, Cumhuriyet Halk Partisi Keşan Kadın Kolları Başkanı Nermin Arhatır ve Cumhuriyet Halk Partisi Keşan Gençlik Kolları Başkanı Emre Şevik katıldı.

Toplantıda sözü ilk olarak İlçe Başkanı Pekcan aldı.

PEKCAN: “YÖNETİLEMEDİĞİMİZ VE SAVRULDUĞUMUZ NET ŞEKİLDE MEYDANDA”

Sözlerine gündeme dair açıklamalarda bulunarak başlayan Recep Pekcan, “Geldiğimiz noktada felaket bir şekilde gidiyoruz. Açıklanan vakalar 32 bini geçmiş vaziyette. Kırmızı birkaç ilden sonra Türkiye kızarmaya devam ediyor. Alınan tedbirler, pansuman tedbirler olduğu için, aç kapa aç kapa devam ettiğimiz için bu pandemi sürecinin yönetilmesiyle ilgili programımız, hazırlığımız, ne yapacağımız ile ilgili bilimsel verilere dayanan bir tarzımız olmadığı için günlük vakalarla ilgili belirtileri tedavi etmeye yönelik süreç devam ediyor. Mutluyuz, kırmızı olup da açık olan esnafımız var, Keşan’da da esnafımız %50 kapasite ile sabah 07.00 ile 21.00 arası açık. İnşallah bu süreç bu şekilde devam eder. Biliyorsunuz ki geçen haftalarda yapılan bir AK Parti kongresi var. AK Parti genel kurulunda binlerce insan mesafe kuralına uymadan, pandemi ile ilgili kurallar uygulanmadan kongreler yaptılar. Genel kurula 81 ilden ve ilçelerde otobüsler dolusu insanlar gitti. Korkuyorum ki bir üç beş gün sonra çok daha büyük bir patlama yaşanacak. İnşallah böyle olmaz ama. İnşallah esnafımızın açık olması ramazan ayı ile birlikte bitmez, çok daha büyük bir kapatmaya gitmeyiz. Yönetilememe hikâyesi çok hat safhada. Geldiğimiz nokta da bunun sonucu. Bir milletvekilimizin paylaşımını sizlerle de paylaşmak istiyorum. 1930 yılında çıkan kanun var. Kanun hala yürürlükte. Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarı zamanında çıkarılmış, bir hıfzıssıhha kurulu kanunu. Kanunun 83. maddesi diyor ki, “Salgın hastalık sebebi ile evlerinde tecrit edilenlerin kendileri ve ailelerinin geçimi hükümetçe karşılanır.” Bizim 65 yaş üstü ve 20 yaş altı evlerinde tecrit ettiğimiz vatandaşlarımızın kendilerinin ve ailelerinin geçimleri, devlet tarafından karşılanması gerekir. Bu asgari ücret bazında yapılması gerekiyor. Hala yürürlükte olan bu kanun diğer yapılmayan bir sürü şey gibi şu anda da uygulanmıyor. Türkiye’de çok ilginç şeyler oluyor, ekonomik anlamında da ilginç gelişmeler oluyor. Kadınlarımız için, bizim için çok önemli olan bir İstanbul Sözleşmesi var. Taraf olduğumuz ve hukuksuz olarak fesh ettiğimiz, genel başkanımızın Danıştay’a başvurduğu bu iptalin kanunu olmadığı ile ilgili, şiddet gören kadınların haklarını koruyan İstanbul Sözleşmesinden taraf olmaktan çekildik. Ziraat Bankası Genel Müdürü istifa etti, Hazine Müsteşarı görevden alındı, ekonominin çok kilit taşları dışarısıyla olan bağlantılarımız ile ilgili çok ilginç gelişmeler yaşanıyor. Ülkemiz ve ekonominin nereye gittiği, bırakıp da gidenler göz önüne alındığında ilginç noktaya gidiyoruz. Ekonomik olarak battığımız tescilleniyor. Bundan sonrası hayırlı olsun. Yönetilemediğimiz ve savrulduğumuz net şekilde meydanda” diye konuştu.

“BİZİ YÖNETEN ŞEHRİN BELEDİYE BAŞKANINI VE SEÇİLMİŞ OLAN AK PARTİ’Lİ MİLLETVEKİLİMİZ BU KONU İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİ ALLAH RIZASI İÇİN AÇIKLASINLAR”

Sözlerine Keşan’daki gündem ile ilgili konuşarak devam eden Recep Pekcan, “Yollar ve kaldırımlarla ilgili geçtiğimiz günlerde açıklama yapmıştık. AK Parti’li belediye başkanı Helvacıoğlu, çıktı dedi ki, ‘4 tane çukur, bunun haberi mi olur.’ Sağ olsunlar insanlarımız çok güzel yorumlar yaptılar. Çok bir şey söylenmese de yorum yapılmasa da insanlarımızın ne dediğini biliyoruz. 30 yılda yolları kaldırımları hafife alan başkan, Keşan’ın değişik yerlerinden yaklaşık 70 tane fotoğraf paylaşıldı, bir 70 tane daha duruyor, onlara 4 çukur deyip bir kenara atıp, Kadın Kolları Başkanımızın bir ağacın kesimi ile ilgili ortalığı kaldırdı. Şovunu yapmaya çalıştı. Ne yazık ki o da ters tepti. İnsanlarımız ona gereken cevabı verdiler. Sayın AK Parti’li belediye başkanı yaşadığı bu kentte, FSRU liman diye bir garabetin yapıldığı yerde kesilen binlerce ağaçla ilgili, şu bir ağaca gösterdiği tepkinin belki %1’ini göstermesini beklerdik ama yaklaşık iki senedir süren bu süreçte kesilen binlerce ağaçla ilgili, oraya yapılan çevre katliamı ile ilgili ağzını açmayan Helvacıoğlu’ndan rica ediyorum, bir tane ağaca gösterdiğiniz duyarlılığın aynısını orada kesinlen ağaçlara da gösterin. Yalnızca yol açmak için kesilen binlerce ağaç var, ağaç kesimi devam ediyor. 3. ÇED burada hukuksuzluk olduğunu söylemesine rağmen yürütmeyi durdurma kararı alınmadı. Kesmeye de devam ediyorlar. Bu liman bittiğinde yaklaşık 17 kilometrelik hat çekilecek, orada kesilecek ağaçları da hesaplayalım, bizi yöneten şehrin belediye başkanını ve seçilmiş olan AK Parti’li milletvekilimizin bu konu ile ilgili görüşlerini, karşı olup olmadıklarını, burada kesilen ağaçlarla ilgili üzüntü duyup duymadıklarını Allah rızası için açıklasınlar. Gelen fidanlar var, 100 bin tane zeytin, 100 bin tane badem ağacı, bunlar da eğer bilgilerim doğru değil ise 3. dünya ülkelerinde uygulanan bir yöntemle BOTAŞ tarafından gönderiliyor. BOTAŞ kestiği ağaçlarla ilgili ben size ağaç gönderiyorum diyor. Kimse aklımızla alay etmesin. Geldiğimiz nokta meydanda” ifadelerine dikkat çekti. 

Pekcan’ın konuşmasının ardından sözü, Kadın Kolları Başkanı Nermin Arhatır aldı.

ARHATIR: “HELVACIOĞLU SİYASİ ÇIKAR UĞRUNA BU DURUMU KULLANABİLMEK İÇİN EVİME YETKİLİLERİ GÖNDERDİ”

Sözlerinde “Israrla belediye binasına yakın olduğumuzu ve en azından 2 tane zabıtanın gelerek tutanak tutmasını istememize rağmen bir sorun olmayacağı söylenerek konu kapatılmıştır” vurgusunu yapan Arhatır, açıklamasında şu cümlelere yer verdi: Devleti yönetemeyenlerin bizleri açlığa, işsizliğe mahkûm ettiği bu canım ülkemde bugün esnafımızın iş yerlerinin açılmasını, İstanbul Sözleşmesi’ni konuşmamız gerekirken siyasi çıkar uğruna gündem değiştirenleri konuşmak zorunda kaldığımız için çok üzgünüm. 25 Mart Perşembe günü Keşan Belediyesi sosyal medya hesabından yapılan basın açıklamasında, yaşananları Keşan halkına çarpıtılarak anlatan Mustafa Helvacıoğlu’nun gündem değiştirmek adına başkanlık makamını hiçe sayarak yaptığı açıklamaları üzüntü ve esefle izledim. Sayın Helvacıoğlu benim de bir vatandaş olduğumu unutarak, prim yapmak ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni de karalamak adına; ailemi, evimi ve partimi hedef olarak göstermiştir. Şahsımın verilemeyecek hiçbir hesabı olmadığı gerçeğinden yola çıkarak; bizlerin tek muhatap kabul ettiği Keşan halkının ihtiyacı doğmuştur. 24 Mart Çarşamba günü yeni evimize taşınmak için gelen nakliye kamyonu eşyalarımızı taşıyabilmek için uygun bir ortam bulamamıştır. Evin tek penceresinden taşınması planlanan eşyalar geçmeyince pencere sökülmeye çalışılmış lakin başarılı olunamamıştır. Taşınma işinin olabileceği tek noktada yıllar önce babamın ekip büyüttüğü, halk arasında kokar ağaç diye bilinen asıl adı aylandız olan ağacımız bulunmaktaydı. Bizler vatandaş olarak çözüm üretemediğimiz için, saat 16.40’da Keşan Belediyesi Peyzaj işlerinden sorumlu personeli arayarak ağaç için çözüm talebinde bulunduk. Bu birimde çalışan arkadaşlar, mesai saatinin bitmek üzere olduğunu, bizim ağacı budayabileceğimizi, yetkililerin de sabah gelerek prosedür işlemlerini halledeceklerini söylemişlerdir. Israrla belediye binasına yakın olduğumuzu ve en azından 2 tane zabıtanın gelerek tutanak tutmasını istememize rağmen bir sorun olmayacağı söylenerek konu kapatılmıştır. Daha sonra Ziraat Mühendisi Gökhan Sarıkaya ile yaptığım görüşmede ağacın yerden 100-110 cm yükseklikte kesilebileceğini söyledi. Bunun ağaca bir zarar vermeyeceğini çıkan yeni sürgünlere istediğimiz şekli verebileceğimizi iletti. Sonrasında sizlerin de takip ettiği üzere, sayın Helvacıoğlu siyasi çıkar uğruna bu durumu kullanabilmek için evime yetkilileri göndermiş ve Belediye Başkanlığı makamı da boş yere işgal ederek konuyu amacından saptıran açıklamalarda bulunmuştur. Tüm bunlar yaşanırken bizler de tanıdığımız ziraat mühendislerini arayarak kesilen ağacın durumunun tespitinin yapılmasını istedik. Sonrasında öğrendiğimiz üzere; kokar ağaçları keserek kurutmanın mümkün olmadığını, köklerinin zirai ilaçlarla bile kurutulmasında çok zorlanıldığı bilgisini aldık. Söylemek isterim ki; babamın emeklerinin olduğu, gençliğimizin şahidi olan ağacın tekrar canlanması için elimizden gelen tüm çaba gösterilecektir.”

“BUGÜN, MENFAAT UĞRUNA MENSUBU OLDUĞU HÜKÜMETİ KUTSALLAŞTIRMAK, MİLLETİN ÜZERİNDE BİR YERE KONUMLANDIRMAK ASLA DOĞRU DEĞİLDİR”

Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun, siyasi çıkar uğruna son 1 yıldır partililerin ve yöneticilerin işyerlerini, evlerini ve hayatlarını basın aracıyla ifşa ederek, hedef haline getirdiğini ve ayrıştırıcı bir tutum sergilediğini vurgulayan Nermin Arhatır, açıklamasının devamında şu cümlelere dikkat çekti: “Keşan Belediye Başkanı sayın Mustafa Helvacıoğlu, siyasi çıkar uğruna son 1 yıldır partililerimizin ve yöneticilerimizin işyerlerini, evlerini ve hayatlarını basın aracıyla ifşa ederek hedef haline getirmekte ve ayrıştırıcı bir tutum sergilemektedir. Ayrıca yapılan basın açıklamalarında kendisini eleştiren vatandaşlarımızı gecenin bir yarısı şahsen arayarak tehdit etmesi ve yorumları kaldırmaya çalışması da bulunduğu makamın saygınlığını azaltmaktadır. Son olarak; her fırsatta kendisini büyük bir Keşan sevdalısı olarak vurgulayan sayın Helvacıoğlu’nu, hükümet eliyle yapılan ve kanunların hiçe sayıldığı, binlerce ağacın kesilerek yok edildiği FSRU katliamının durdurulması konusunda da aynı hassasiyette davranmaya davet ediyoruz. Ve yine Çevre ve Şehircilik Bakanı sayın Murat Kurum’un ziyareti sırasında, sayın bakandan 40 adet triportör istemek yerine, FSRU Limanı için Sazlıdere’de yapılan doğa katliamını nasıl durdurabileceğimizi sormasını beklerdik. Bir kez daha söylemek isterim ki; sayın Helvacıoğlu’nu, Keşan’ın çevresel, tarımsal ve ekonomik dengelerini altüst edecek bu akıl almaz projenin karşısında, Keşan halkının yanında durmaya davet ediyoruz. Bugün, menfaat uğruna mensubu olduğu hükümeti kutsallaştırmak, milletin üzerinde bir yere konumlandırmak asla doğru değildir. Liderlerin yeri milletlerin üstü değil, içinde olmayı gerektirir. En büyük güç millettir; çünkü, egemenlik kayıtsız şartsız sadece ve sadece milletindir.”